'Hayatta iki tür insan vardır' diye bir yazı okumuştum. Aklımda kaldığı kadarıyla şuna yakın bir şeylerden bahsediyordu: Birinci gruptakiler, hayata eldivenle dokunanlar; ikinci gruptakiler, hayata eldivensiz dokunanlar.
Hayata eldivenle dokunanların hiç yıpranmamak gibi bir ayrıcalığı vardır. Eldivensiz dokunmayagörün, acır, yanar canınız. Ama her şeyi daha derinliğine duyumsar daha yoğun yaşarsınız.
Kararlarımız, tercihlerimiz sadece bizi etkilemez bu yüzden. Ülkenin en tepesinden başlayarak tabana yayılan her türlü ayrımcılığı, şiddet dilini ve kibri çöpe atmak; birbirimize hem dışarıdan hem içeriden bakmayı öğrenebilmek; farklılıklarımıza saygı duymak ve birbirimizi yaralarımızdan kanatmayı bırakmak mümkün.
Benimle aynı bakış açısı, değer yargısı, siyasi fikir, etnik köken, inanç, ten rengi, cinsiyet, eğitim durumu, sosyal ve kültürel dokuda olmayabilirsin. Farklı ülkelerde de doğmuş olabiliriz.
Bu seni benden daha az değerli yapmıyor. Beni senden çok değerli de yapmıyor.
Önemli olan iki farklı birey olarak haksızlık ve zulüm karşısında ne kadar onurlu durabildiğimizdir.
Hukuk ayaklar altına alınırken, kendin gibi düşünmeyenlerin adalet çığlığına kulaklar tıkanıp bir de yargının bağımsızlığından söz edilirken, kadın ve çocuğa yönelik şiddet karşısında 6284 Sayılı Kanun etkin ve tam şekilde uygulanmazken, depremde sığınacak tüm alanlar ranta açılmışken, güvenlikten sağlığa, eğitimden ekonomiye kadar birçok alanda kaos hakimken, siyaset aktörleri çözüm odaklı değilken ve ülkedeki tansiyonu düşürmek için samimi adımlar atmazken, ülkenin tüm emekçi halkı hızla yoksullaşırken, işsizler milyonları aşmışken ve de işi olanlar kölelik koşullarına muhtaç hale getirilmişken önemli olan senin ve benim ne düşündüğümüzdür. Bunları dert edinip edinmediğimizdir. Kanuni sınırlar içinde tüm bu yaşananlara sesimizi ne kadar çıkardığımızdır.
Hayata eldivensiz dokunan tarafız biz. Tarafımızı fark ettiğimiz anda hikayemiz adil ve barış odaklı bir yaşama evrilecektir.
Kurduğumuz tüm ilişki ağlarında zaman, gerçeği sahteden ayırır ve sahteyi evrenin çöplüğü için biriktirir. Benim hayat hikayem böyle bir akışın içinde.
Yaşadıklarımdan, okuduklarımdan, , araştırdıklarımdan öğrendiğim şey, tarihi yazanların hayata eldivensiz dokunabilenler olduğudur.
Ve elbette toplum, yaşama kök salmak istiyorsa önce toprağa ve kadına saygı duymayı içselleştirecek. Kadının varlığı doğanın aynasıdır. Kadının ruhuna, eldivensiz bir elle dokunmayı ve gözlerine önyargısız bir kalple bakmayı öğrenmeliyiz.
Ne istediğini gerçekten merak etmeliyiz. Yaşamı hakkında karar verme hakkının en temel insan hakkı olduğu gerçeğini kabullenmeliyiz.
Hayata eldivensiz dokunanlar olarak milyonlarız biliyorum. Yüzdelik paylar üzerinden oy devşirme planında olanlardan çok fazlayız.
Çünkü biz, vergisini veren, borcunu dert edinen, kuru ekmeğini paylaşan, hakkı olandan fazlasına göz dikmeyen onurlu insanlarız.
Gökkuşağını gökkuşağı yapanın farklı renklerin dayanışması olduğunu öğreneli çok oldu. İyilerin tarafındayız.
Hiçbirimiz diğerinin ötekisi asla olmadık, olmayacağız. Çünkü biz, 7 bölge 81 il birlikteyken güçlüyüz.
Var olun, sağ olun. Hep renk katın.