Güncel

Eğitim Sen’den ’99 din görevlisi’ açıklaması: Okullara imam değil ücretsiz yemek istiyoruz!

ÇEDES Projesi kapsamında Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 99 okula 99 din görevlisi görevlendirmesi tepkilere yol açtı. Eğitim Sen Müdürlük önünde yaptığı açıklamada “Okullara imam değil, öğretmeni olmayan sınıf kalmaması için daha çok öğretmen atanmasını istiyoruz. Çocuklara bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek istiyoruz” ifadeleri yer aldı.

EGEDESONSÖZ – Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün 99 okulda imam, vaiz, kuran kursu öğreticisi, müezzin olmak üzere 99 din görevlisi görevlendirmesi Türkiye’nin gündemine oturdu.

Çevreme Duyarlıyım ve Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) projesi için İzmir’de harekete geçildi. Görevlendirmelerin tamamı AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı’nın adını taşıyan Bilal Saygılı Camii’nden yapılırken 99 görevlendirmenin 60’ının ilkokul ve ortaokullara yapılması da dikkat çekti.

Eğitim Sen konu ile ilgili Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü önünde bir basın açıklaması düzenledi. Basın metnini Eğitim Sen 4 No’lu Şube  Sekreteri Burhan Çiçek okudu.

‘ÇEDES PROJESİ LAİK EĞİTİME MÜDAHALEDİR’

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bugün burada Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında 2023 yılında imzalanan ÇEDES: Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi kapsamında Bornova’da İlçe Müftülüğünce 99 din görevlisinin okullarda görevlendirilmesini protesto etmek için bir aradayız.

Bornova İlçe Müftülüğü ve Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü; 02.12.2024 tarihinde okullara gönderdiği yazıyla, imam, müezzin, Kuran kursu öğreticisi ve vaizden oluşan 90 din görevlisini, 99 eğitim kurumunda ÇEDES kapsamında görevlendirmiştir.

Eğitim Sen olarak bizler, ÇEDES Projesi’ni laik eğitime, laik yaşama bir müdahale olarak görüyoruz. ÇEDES Projesi ve buna benzer protokoller, Anayasa’daki laiklik ilkesine açıkça aykırılık taşımaktadır. Milli Eğitim Bakanlığı Temel Kanunu’na da aykırı bu uygulama, pedagojik bilime ve çocukların üstün yararına da uygun değildir.

Bu uygulama ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın okullardaki eğitimi, özellikle din eğitimini; tarikatlara, cemaatlere bırakarak eğitimi bir bütün olarak dinci, ırkçı bir müfredat yapısıyla şekillendirmeyi amaçladığını görüyoruz.

‘ÇEDES UYGULAMASINI İPTAL EDİN’

Buradan Milli Eğitim Bakanlığı’na sesleniyoruz: Okullardaki laik ve bilimsel eğitime aykırı ÇEDES uygulamasını iptal et. Anayasa, yasa ve yönetmeliklerle sana verilen görevini yap. Eğitimi, Diyanet İşleri Başkanlığı’na devretmeyi amaçlayan, karma eğitime, laik yaşama aykırı ÇEDES Projesine son ver.

İlçemiz okullarında ısınma, temizlik, güvenlik, kalabalık sınıflar, öğretmen ataması noktalarında birçok sorun varken; okulların kaloriferleri yanmazken, temizlik görevlisi olmadığı için çocukların sınıflarının temizlenmediği görüntüler ortada duruyorken, onca öğretmen ihtiyacı varken; Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bütün bu sorunları çözmek yerine ilçedeki okulların tamamına yakınına imam hatip, vaiz ve Kuran öğreticisi görevlendirerek eğitimi Diyanete, tarikatlara teslim etmesi kabul edilebilir değildir.

Buradan Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerine sesleniyoruz.

Mademki okulları Diyanete teslim edecektiniz, o halde o koltuklarda niye oturuyorsunuz. “Tarikatlarla protokol yapmaya devam edeceğim” diyen, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’i ve İzmir’deki uygulamanın sorumlusu İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlerini istifaya davet ediyoruz.

‘DİNİ İÇERİKLİ ETKİNLİKLER ÇOCUK İSTİSMARIDIR’

Öğrencilerimizin iktidarın siyasi-ideolojik hedefleri doğrultusunda okul içinde ve dışındaki bu tür uygulamalara katılmasına izin verilmesi, çocuğun üstün yararı ilkesine aykırıdır. Okul içinde ve dışında yapılan dini içerikli, toplu namaz etkinlikleri ve öğrencilere maruz bırakılan dini içerikli bu etkinlikler çocukların zihinsel gelişimi açısından sakıncalıdır. Sınıflarda dini içerikli etkinlikler (sınıflarda Kâbe ve mescit maketleriyle yapılan etkinlikler) laik ve eğitim-öğretimin amaçlarına temelden aykırıdır. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre çocuk istismarı anlamına gelmektedir. Eğitim sisteminin dini bir biçime ve biçimin kurallarına göre biçimlendirilmek istenmesi, çocuklarımızın dini etkinlikler üzerinden istismar edilmesi kabul edilemez bir durumdur.

‘İMAM DEĞİL, ÇOCUKLARIMIZ İÇİN ÜCRETSİZ YEMEK İSTİYORUZ’

Bizler; imam değil, çocuklarımız için beslenme istiyoruz.

Yıkılan okulların en kısa sürede yapılmasını, kalabalık sınıflar yerine daha iyi koşullarda eğitim vermek istiyoruz.

Okullara imam değil, öğretmeni olmayan sınıf kalmaması için daha çok öğretmen atanmasını istiyoruz.

Çocuklara bir öğün ücretsiz, sağlıklı yemek istiyoruz.

Bütçeden eğitime daha çok pay ayrılmasını istiyoruz.

Memleketin köy okullarını kapatan, köy çocuklarını öğretmensiz bırakan, devlet yurtlarını kapatarak çocukları tarikat yurtlarının insafına bırakan, çocukların beslenmesi için kılını kıpırdatmayan, eğitimi özelleştirme adı altında piyasaya peşkeş çeken AKP iktidarının müfredatından da ÇEDES projesinden de bu ülke insanına, eğitime verecek hiçbir şey yoktur. Eğitimde uygulanan yanlış politikalarla AKP iktidarı ülkeyi de eğitimi de hızla uçuruma sürüklemeye devam etmektedir.

Bizler, laik eğitim, laik yaşam istiyoruz. Kamusal, bilimsel, laik ve anadilinde eğitim ile tüm yurttaşların eğitim hakkından eşit yararlanmasını istiyoruz.

‘OKULLARIN İHTİYACI MÜEZZİN DEĞİL ÖĞRETMENDİR’

Okulların ihtiyacı imam, müezzin değil, iyi yetiştirilmiş öğretmen, nitelikli kamusal bir eğitimdir. Bu ülkenin çocuklarına ve gençlerine en iyi değerler eğitimini verecek kadrolar pedagojik biliminin eğitimini almış. Temel insan hak ve hürriyetlerine inanan öğretmenlerdir. Bunun yerine pedagoji biliminden bihaber, çocuklara karşı hangi bilimsel yaklaşımları sergileyeceğini bilmeyen din görevlilerinin istihdam edilmeye çalışması asla kabul edilemez. AKP iktidarının okulda öğretmenler dururken bu işi din görevlilerine havale etmek istemesinin yegane nedeni kindar ve dindar nesil yetiştirme hevesleridir. Bu zihniyetin, çocuklarımıza ve eğitime kazandıracağı hiçbir şey yoktur.

Velilerimize sesleniyoruz! Çocuklarımızın ÇEDES ve benzeri projelerin etkinliklerine katılmasına izin vermeyin.

Eğitim Sen olarak öğrencilerimizin iktidarın siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda okul içinde ve dışında gerçekleştirilen etkinliklere katılım üzerinden istismar edilmesine sessiz ve tepkisiz kalmayacağımız, velilerimizle birlikte öğrencilerimize yönelik bu tür adımları yakından takip etmeyi sürdüreceğimiz bilinmelidir.

Bu nedenle eğitim kurumları dini içerikli faaliyet ve etkinliklerin değil, pedagoji biliminin mekanları olmak zorundadır. Eğitim Sen (Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası) başta olmak üzere, öğrencilerimizi, velilerimizi ve demokratik kamuoyunu ÇEDES uygulamalarına karşı birlikte tutum almaya ve ortak mücadeleye davet ediyoruz. ÇEDES projesinin uygulaması iptal edilinceye kadar mücadelemize devam edeceğimiz bilinmelidir.”