Ege

Efelerden JES isyanı!

Aydın’daki jeotermal santrallar, verimli toprakları çoraklaştırmaya devam ediyor. Bu kez Tekin köyü sakinleri, köylerinde 10 yıl önce açılan ve tepkiler sonucu kapatılan kuyunun tekrar faaliyete geçmesi nedeniyle ayaklandı. Şirketin, köye yakın bir noktada kuyu açma girişimini de engellemek isteyen köylüler, “Köyümüzde sera da santral da istemiyoruz” çıkışında bulundu. Bu arada komşu Mursallı köyünde patlayan boruların 40 dönüm incir ve zeytin bahçesine zarar verdiği öne sürüldü.

Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ – Aydın'da yıllardır tartışma konusu olan jeotermal santralar, üreticileri çileden çıkarmaya devam ediyor. Germencik'e bağlı Tekin köyü halkı da tepkileri sonucu kapatılan kuyunun 10 yıl sonra yeniden faaliyete açılması ve yeni alanlarda jeotermal kuyu açma girişimleri nedeniyle isyan bayrağı açtı. Aydın'ın efeleri, JES'e karşı direniyor. CHP Aydın Milletvekili Evrim Karakoz'un da destek verdiği eylemlerde yurttaşlar, yeni açılan kuyudan çıkan akışkanı taşıyan boruların patlaması sonucu incir ve zeytin ağaçlarının sıcak suya maruz kaldığını iddia etti.

TEKİN KÖYÜNÜN ÜRETİCİLERİ, SERA DA SANTRAL DA İSTEMİYOR
Tekin köyü sakinlerinin sözcüsü olan Efgan Oturgan, Mursallı köyü Kanlıbahçe mevkiinde patlayan borulardan incir ve zeytin bahçelerine tonlarca akışkan sıcak suyun döküldüğünü, bu arazilerden birkaç yıl ürün almanın mümkün olamayacağını söyledi. Durumu köy sakinlerinin dilekçeyle Germencik Kaymakamlığı, Belediye Başkanlığı, Cumhuriyet Savcılığı, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, BOTAŞ ve Aydın Valiliği'ne bildirdiğini hatırlatan Oturgan, 'Tekin Köyünde gerek sera, gerekse elektrik enerjisi üretme amaçlı jeotermal kuyu açılmasını istemiyoruz. Verimli topraklarımızı çoraklaştırmayın' çağrısı yaptı. İki haftadır devam eden bu kriz nedeniyle üreticilerin zor durumda olduğunu belirten Efgan Oturgan, şu değerlendirmelerde bulundu:

JES'E DEĞİL, DOĞAYA ZARAR VEREN UYGULAMALARA KARŞIYIZ
'Tekin köyünde 2014 senesinde bir jeotermal kuyu açma girişimi oldu. Biz köylüler, üreticiler olarak JES'e, güneş enerjisine, rüzgar enerjisine karşı değiliz. Ama bunların kanunlara, doğaya, hayvanlara, bitkilere, kurallara saygılı bir şekilde yapılmasından yanayız. Ne yazık ki bunlara hiç uyulmuyor. 2014'te Tekin köyünde açtıkları jeotermal kuyusundan çıkan sıcak suya, biz buna 'akışkan' diyoruz; çünkü akan şey sadece su değil. Yüksek ısıda, içinde birden fazla yararlı veya zararlı mineraller olan, kötü kokan bir şey. Bu akışkan, köyümüzün içinden geçen, yağmur sularını dereye taşıyan kanallara akıyor, oradan da Moralı köyü mevkiinden Büyük Menderes Nehri'ne dökülüyor. Tüm Söke ovası bu Büyük Menderes nehrinden sulanıyor. Oradan çıkan akışkanı, kurallarına göre havuzlarda arıtıp vidanjörlerle Çevre Bakanlığı'nın gösterdiği yerlere dökülmesi lazım. Ya da o akışkanı belli bir dereceye kadar havuzlarda soğutup tekrar yeraltına basılması gerekiyor. Bu işlemler, maliyeti iki kat, üç kat artırdığı için, kar hırsıyla akışkanı doğaya salıveriyorlar. 2014'te felakete yol açan bu olaydan sonra köylüler olarak ayaklandık, itiraz ettik, güvenlik güçleri geldi ve şirket, kuyuyu kapatmak zorunda kaldı.'

RUHSATI TEYAŞ ALMIŞ, HEZ'E DEVRETMİŞ!
Bu kez, Tekin köyünün doğusunda, Mursallı bölgesinde kuyu açma faaliyetlerinin başladığına dikkat çeken Efgan Oturgan, sözlerini şöyle sürdürdü:

'2014'te Tekin köyünde kuyu açan şirket olan TEYAŞ'ın, meğer köyümüzün doğusunda bir yerde daha jeotermal kaynak arama ruhsatı varmış. TEYAŞ, bu ruhsadı HEZ Jeotermal şirketine devretmiş. Ruhsatı devralan şirket de geçtiğimiz Haziran ayında faaliyete başlamış. O alanda yüzlerce incir ve zeytin ağaçları kesilmiş zamanında ve çorak bir hale getirilmiş o bölge. Yani altyapısı hazırlanmış; ağaç katliamı yapıldı, denmesin diye... Oradan akan akışkanı, Büyük Menderes'e bağlanan Gümüşçay'a akıtıyorlar. Künkleri döşediler, 24 saat çalışıyorlar. Burada kuyu açarken, modern tarım yapacağız, çiftçilik yapacağız, köylüye iş imkanı sağlayacağız, dediler bilgilendirme toplantısında. Ancak köylüler, biz sizden iş falan istemiyoruz, topraklarımızın tahrip edilmesine, ağaçlarımızı kurutmanıza izin vermeyeceğiz diye tepki gösterdiler.'

9 YIL ÖNCEKİ ÇED BELGESİNİ GÖSTERDİLER
HEZ firmasının, ikinci toplantı için köyde toplantı yapmaya geldiğini, ÇED gerekli değildir belgesini sunduklarını belirten Oturgan, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Şirketin elinde dört kuyu açmasına imkan tanıyan ruhsat var. Ancak ÇED raporu gerekli değil belgesini sundular ama o belge, 2015 yılına ait. İkinci toplantı için geldiler, ÇED raporu gerekli değildir, belgesini sundular. O belgenin tarihi, 2015… Kanun da diyor ki, ÇED raporu gerekli değildir, belgesi alındıktan sonra 5 yıl içinde faaliyete başlamak zorundasın! Şirket, o hakkını da kaybetmiş. Üstelik o ruhsat, Turanlar köyünde bir kuyu içinmiş meğer. Turanlar köyü Tekin'e kuş uçuşu 13 kilometre uzaklıkta. Kuyunun açıldığı yerle ruhsat verilen yer, başka başka yerler. Sera yapılacak olsa dahi biz bu jeotermalleri istemiyoruz. Aydın'da şu anda 30'dan fazla jeotermal santral var; kuyu demiyorum, santral var! Her bir santralı beş kuyu beslemiş olsa, 150 kuyu yapar. Hiçbiri standartlara uygun değil. Bunlar buharları havaya, akışkanları doğaya salıyorlar. Bazı yerlerde künkler döşemişler ve o borular patladı. Komşu köy Mursallı'da 40 dönüm incir ve zeytin bahçesi sıcak akışkandan zarar gördü.'

KARAKOZ: TEK İNCİR AĞACIMIZI DAHİ FEDA ETMEYECEĞİZ
CHP Aydın Milletvekili Evrim Karakoz, köylülerle bir araya geldi. Karakoz, şu açıklamalarda bulundu:

'Biz Aydın'da artı bir jeotermal ve sondaj istemiyoruz. Gerekli denetimlerin yapıldığına inanmıyoruz. Biz artık Aydın'da jeotermalciler ve madenciler para kazansın diye ne bir incir ağacımızın, zeytin ağacımızın ve Latmos'ta çam ağacımızın kesilmesini istemiyoruz. İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın, diyorlar. Oysa insanı önemsemiyorlar. Çiftçimizi, hayvancılıkla uğraşan yurttaşlarımızı önemsemiyorlar. Buradan yetkililere ve ilgililere çağrımızdır; Bu yanlıştan derhal vazgeçin, halka rağmen hiçbir çalışma yürütmeyin. Biz Aydınlılar olarak tek bir incir ağacımızın, tek bir zeytin ağacımızın, tek bir çam ağacımızın AKP iktidarının jeotermal ve maden sevdası uğruna kesilmesini istemiyoruz!'