Dünyayı sen aydınlatabilirsin…

Geçen hafta Edremit Zeytincilik Üretme İstasyonu Müdürü Murat Küçükçakır aradı, 'Edremit'te gelecek hafta Meci var, gelir misiniz' dedi. Şunca yıldır zeytin-zeytinyağı işinin içindeyim, zeytin-zeytinyağı üzerine üç kitabım yayınlanmış, her birinin tirajı da yüksek boyutta… 'Meci' nedir bilmiyorum. Hakkını teslim edeyim bilgi sadece Ekşi de var… Kendimi böyle avuttum, etimolojisini gazeteci Nazım Alpman'la konuştuk, 'imeceden' geldiğine kanaat getirdik ve tuttuk Edremit'in yolunu… Edremit'e gitmek demek –her zaman- benim için özlediğim güzel insanlarla kucaklaşmak demek…

Hava buz gibi, neredeyse kar yağacak. 'Ağaçtan İnsana Zeytin Anıtları' kitabımda tanıttığım Evren Ertürk, Meci'nin ağası olmuş meydanda… Olay temsili olarak canlandırılıyor, Evren abimin kahyabaşını, tayfalar ağaca bağlamışlar, serbest bırakmak için Ağa'ya 'sökül' diyorlar… Büyük dedeleri Osmanlı döneminde kendine özel marka-para basmış, Edremit'in Merkez Bankası gibi çalışmış Evren Abim de hepsinin bahşişini veriyor ve başkahyayı kurtarıyor… Gelenek yüzlerce yılın birikimi. Eylül sonu, Ekim başı gibi başlayan zeytin hasadı Ocak sonu Şubat başı gibi bitiyor ve hasadın bittiği günlerde zeytin emekçileri son 'bahşişleri' alabilmek için kahyaları ağaca bağlıyorlar. Bir hasat sonu şenliği, bir vedalaşma yani…

Meci keyifle başladı, ardından hep birlikte keşkekler yenildi. Edremit Belediye Başkanı Kamil Saka bu eski geleneği şehir merkezine taşımış, Balıkesir Valisi Mustafa Mutlu da törene katılarak Başkan'a destek vermiş… İyi bir iş yani… Yemek yarışmaları, sergiler derken güzel bir gün tamamlanıyor. Edremit Körfezi'nin zeytin ve zeytinyağlarına dikkat çekmek, üretici ve tüketiciyi bir araya getirmek, üreticinin yaşadığı sıkıntılardan memleketin haberdar olmasını sağlamak, harika Edremit ürünlerinin doğru pazarlarda yer bulması için bu şenliğin geliştirilerek sürdürülmesi şart… Bu kutlamanın ikincisinin daha iyi olacağı kesin…

Başta da yazdım Edremit güzel insanlar diyarı. Edremit Zeytin ve Zeytinyağı Tanıtma Grubu Başkanı Mehmet Semercioğlu, Ticaret Borsası Başkanı Tarkan Denizer (koyun yoğurdunun da en iyisini o bilir) Ticaret Odası Başkanı Coşkun Salon ile zeytinin ve memleketin geleceği üzerine yaptığımız sohbetler bile yeterli bu ziyaret için… Prof. Dr. Kenan Mortan'ın ustamızın dediği gibi, 'Edremit'in kıymetini bilmek' gerek.

Ya da Tuncel Kurtiz gibi söylemek; 'Olsa olsa sen aydınlatırsın bütün dünyayı zeytin ağacı'…

Çizik zeytine coğrafi işaret

Bir ürüne coğrafi işaret almak o ürünü 'kurtarmak' anlamına geliyor kısaca. Edremit'te sevinerek öğrendik ki, yeşil çizik zeytine coğrafi işaret alınmış… Çizik zeytinin bence en iyisinin yapıldığı Edremit için bundan iyi haber olamaz..

Coğrafi olarak bölge Kazdağları en yüksek zirve (1774 m) ile Madran Dağı (en yüksek zirve 1344 m) tarafında sınırlandırılmış olan yöre… Yöre, Kuzey Batıda Bababurun'da başlar, Güneyde Madran çayına kadar, Doğuda ise Şapçı Gediğine kadar uzanır. 50-250 rakımlı denize bakan eğimli yerlerden bir hat dahilindeki bu bölgede elde edilen zeytinlerin yüzde 80'ninden sofralık zeytin üretiliyor. İklim özellikleri yörede zeytin tarımını kolaylaştırıyor… Yıldan yıla değişmekle beraber üretim 13-14 bin ton civarında. Bu zeytinin ticari mazisi 50-60 yıl kadar gerilere uzanmaktadır. İlk olarak 1957 yılında ticari üretime başlanmış. Zeytinli ve Kızılkeçili köyleri (yeni mahalleleri!) yeşil zeytin üretiminin merkezleri…

Nedir bu zeytinin özelliği derseniz… Ayvalık, Edremit ya Midilli çeşidi olarak bilinen bu çeşit zeytin 50-250 rakımlı bölgelerden 15 ekim ile 15 kasım arasında zeytinler tam olarak kararmaya başlanmadığı dönemler arasında hasat edilirler. Uygun salamura suyunda tatlanmaya başlatılırken hiçbir kimyasal kullanılmaz.

Çizik zeytindeki ilk coğrafi işaret hayırlı olsun…