Dünya turizmde yavaşlamaya çalışıyor… Ya biz?

Biz İzmir limanına yanaşan 3-5 kruvaziyer gemi kaçmasın diye dua ederken, dünyanın dört bir yanında turizm karşıtı hareketler artarak büyüyor. İzmir'de dünyanın değerli turizm profesyonellerini bir araya getiren kıymetli bir kongre düzenleniyor, ev sahibi gibi görünen yerel yöneticilerin hiçbiri salonda yok…

Bu işlerde herkesin izlediği yoldan çıktı İzmir… Mersin, tersin meselesi oldu. Düzeleceğine dair umudum da olmadığı için dünyada olup bitenlere bakalım:

Turizmin hızlı büyümesi, ekonomik kalkınmayı desteklerken çevresel zorluklar da yaratıyor. 2023'te uluslararası sınırları aşan 1,3 milyar turist, Covid sonrası turizm sektörünün sadece toparlanmadığını, aynı zamanda ivme kazandığını gösteriyor. Bu artışta düşük maliyetli uçuşlar ve çevrimiçi rezervasyon sistemlerinin yaygınlaşması büyük bir etken oldu. Özellikle son yıllarda Airbnbgibi konaklama platformları ve Google Flights gibi uçuş arama motorları, seyahati her zamankinden daha erişilebilir hale getirdi.

Ancak, bu yoğun hareketliliğin çevresel etkileri de göz ardı edilemez. Uçuşların artışı, karbon ayak izinin büyümesine neden olurken, aşırı turizm de doğal kaynaklar üzerinde baskı yaratıyor. Örneğin, popüler turistik destinasyonlarda su ve enerji kaynaklarının tükenmesi, yerel ekosistemlerin zarar görmesi gibi sorunlar gündeme geliyor. Bu nedenle sürdürülebilir ve yavaşlamışturizm, hem sektör hem de çevre için kritik bir çözüm yolu olarak öne çıkıyor.

Kesinlikle, turizmin küresel sera gazı emisyonlarına katkısı ciddi bir sorun teşkil ediyor. Dünya genelinde turizm, sera gazı emisyonlarının yüzde 8'inden fazlasını oluşturuyor, bu da havacılık, deniz taşımacılığı ve kara ulaşımı gibi sektörlerin çevre üzerindeki baskısını artırıyor. Özellikle uçak seyahatleri, yüksek karbon salınımına neden olurken, turistlerin gittiği bölgelerdeki enerji ve su tüketimi de kaynakları zorlayan etkenler arasında yer alıyor.

Ayrıca kısa süreli tatil kiralamalarının, özellikle Airbnb gibi platformlar aracılığıyla yaygınlaşması, yerel halkın yaşam koşullarını etkileyen ekonomik bir sorun haline geldi. Turistik bölgelerde bu tür kiralamaların yaygınlaşması, kira fiyatlarını yükselterek yerel halkın konut bulmasını zorlaştırabiliyor. Yükselen ev fiyatları ve kira bedelleri, yerel halkın şehir merkezlerinden uzaklaşmasına, yaşam standartlarının düşmesine neden olabiliyor. Bu durum, turizm gelirlerinin yerel halk yerine daha çok büyük yatırımcılara ve platformlara yönelmesiyle ekonomik dengesizliklere de yol açıyor.

Bu sorunların çözümünde, yerel yönetimlerin konut politikaları, sürdürülebilir turizm uygulamaları ve karbon ayak izini azaltmaya yönelik yenilikçi stratejiler geliştirmesi büyük önem taşıyor.

Avrupa'daki birçok popüler turistik destinasyon, aşırı turizmin getirdiği sorunlarla başa çıkmak için yeni düzenlemeler getirmeye başladı. Dubrovnik'te, turistlerin çeşmelere atlaması, heykellere tırmanması ve sokaklarda üstü çıplak dolaşması gibi davranışlar yasaklandı. Bu, şehrin tarihi dokusunu ve sakinlerini koruma amacı taşıyor.

Amsterdam da benzer şekilde aşırı turizmi kontrol altına almak için agresif adımlar attı. Kruvaziyer gemisi terminalini kapatma kararı, büyük gemilerin getirdiği ani turist akışını azaltmayı amaçlıyor. Bu hamle, çevresel kaygıların yanı sıra, gemilerle gelen turistlerin şehrin merkezinde aşırı kalabalık ve yığılmalara neden olmasıyla ilgili endişelerle alındı. Ayrıca, Amsterdam, turistlerin çoğunun şehirdeki yerel halkın yaşamını etkileyen davranışları nedeniyle turizmle ilgili politikalarını sıkılaştırıyor.Amsterdam Belediyesi, özellikle İngiliz turistleri hedef alan bir 'uzak durun' reklam kampanyası başlattı. Kampanyanın amacı, şehre uygunsuz davranışlarla gelen turistleri caydırmak.

Budapeşte, Münih, Düsseldorf ve Prag gibi şehirler ise bekarlığa veda partileri için kullanılan 17 kişilik 'bira bisikletlerini' yasakladı. Prag daha da ileri gitti, 'sadece bira içip sarhoş olmak için gelenler bize gelmesinler' açıklaması yaptı. Bu bisikletler, aşırı gürültü ve düzensiz davranışlara yol açtığı için özellikle yerel halk tarafından olumsuz karşılanıyordu. Split şehri de kamusal alanda uygunsuz davranışları engellemek için kusma ve işemeye karşı para cezaları uygulamaya başladı, bu kuralların tabelaları da İngilizce olarak hazırlandı.

İtalya'da ise Kültür Bakanı, turistlerin Kolezyum gibi tarihi yapılara zarar vermesinden dolayı rahatsızlığını dile getirdi. Bu yapılar, turistlerin saygısız davranışları nedeniyle ciddi zararlar görüyor, bu yüzden daha sıkı denetim ve cezalar gündeme gelmiş durumda.

Barselona'da yerel halkın 'Turistler evinize gidin; burada hoş karşılanmıyorsunuz' gibi pankartlar taşıdığı gösteriler, aşırı turizme karşı artan öfkenin bir yansıması olarak görülüyor. Özellikle yoğun turist akışına sahip yerlerde, bu tür protestolar sık sık ortaya çıkıyor ve yerel toplulukların, turistlerin sayısının yerel yaşamı olumsuz etkilediğini hissettiklerini gösteriyor..Barselona'nın sosyalist belediye başkanı JaumeCollboni, Haziran ayında 2028'den itibaren tüm tatil amaçlı kiralamaların tamamen yasaklanacağını duyurdu.

Venedik gibi aşırı turizmden ciddi şekilde etkilenen şehirlerde alınan önlemler ise giderek daha yaygın hale geliyor. Venedik, 2024 yılında turistlerden bir giriş ücreti alarak aşırı kalabalıkları kontrol etmeyi amaçladı. Bu ücret, özellikle günlük ziyaretçileri hedefleyerek, kenti sadece bir gün için ziyaret eden kalabalıkların sayısını azaltmayı hedefliyor. Bu tür ekonomik yaptırımlar, turistlerin akışını yönetmek ve kentin altyapısına daha az zarar vermesini sağlamak için kullanılıyor.

Bu tür önlemler, turizmle ilgili ekonomik faydalar ve sosyal zararlar arasında bir denge kurmayı hedefliyor. Ancak bu tür girişimler, genellikle yerel yönetimlerin güçlü bir iradesini ve turizm sektörü ile ilgili dengeli bir politika geliştirmesini gerektiriyor. Yerel halkın memnuniyetini artırmaya yönelik bu adımlar, sürdürülebilir turizmi teşvik etmenin ve turist sayısını kontrol etmenin etkili yolları olarak kabul ediliyor.

Son protesto haberi Kanarya Adalarından geldi dün: Kış sezonunun başlamasıyla birlikte, güneşe aç tatilci kitleleri Kanarya Adaları'na hücum ederken, yerel halk bir kez daha aşırı turizme karşı yüksek sesle protestoda bulundu. Yaklaşık 10.000 gösterici, Tenerife'ninPlaya de LasAméricas eğlence bölgesinde turistlerin yanından geçerek ıslık çalarak ve 'Bu plaj bizim!' sloganları atarak sahilde toplandı. Katılımcılar, 'Somosextranjeros en nuestratierra'(Ülkemizde yabancıyız) veya 'Canariasno es un parquetemático'(Kanarya Adaları bir tema parkı değildir) sloganlarının yer aldığı posterler taşıdılar. Seyahat endüstrisi İspanya'daki ekonomik üretimin neredeyse yüzde 14'ünü oluşturuyor. Kanarya Adaları'nda bu oran yüzde 35, Mallorca'da ise yüzde 45'lerde…

Turizmde de 'yavaşlamak' şart… Ama biz biraz hızlansak iyi olacak.