Söz konusu izdivaç olunca…
Zaten…
Son derece acıklı bir tablo sergiliyoruz…
Evlenenlerin sayısı…
Geçtiğimiz yıl bir önceki yıla göre %2.3 artmış…
Boşananların sayısı ise…
Geçtiğimiz yıl, yine bir önceki yıla göre %8 artmış…
Bu ne demek?
Evlenenler azalıyor; boşananlar artıyor; demek…
Büyük aşklarla…
Büyük umutlarla…
Nikah masasında atılan imzalar...
Ne yazık ki…
Kurumadan; 'acı veda'lara dönüşüyor…
*
Şimdi, sıkıntı daha büyük…
Korona salgını yüzünden…
'Sevda Masalları'nın Mutlu Başlangıcı'…
Bilinmez tarihlere öteleniyor…
Türkiye'nin üçüncü büyük kenti İzmir'deki…
Nikah müracaatları…
Sadece…
Kentin kalbi Konak Belediyesi'nde yüzde 80
azaldı!
Gün ve saat alanlar da…
Salgın korkusuyla ucu açık ileri bir tarih seçiyorlar…
Bi'ayrıntı daha var…
Salgın öncesi Konak'ta kıyamet gibi günlük oda nikahı kıyılırken…
O sayı şimdi %70'lik irtifa kaybıyla günde 15'e düştü…
Bunlar müthiş rakamlardır…
İzmir adına, 'acıklı bir geleceğin' habercisidir!
*
Nikahı ertelemek istemeyenler ise…
Az sayıda davetli ile…
Kucaklaşamadan, mutlulukla annelere-babalara sarılamadan…
Son derece sade bir törenle…
Dünyaevine giriyorlar…
Böylesi bi'nikahın ileriye dönük nasıl 'tatlı bir hatırası' olabilir?
*
Evlenmeler bir 'başka' bahara kalırken…
Korona Belası…
Adeta 'domino etkisi' yaratarak…
Başka sektörlerde de derin yaralar açıyor…
Bakın…
İki aydır, düğün salonları 'bitik' resmen…
Kiralar var, personel gideri var ama kapılar kapalı…
Düğün salonu işletmeleri batma noktasına geldi…
Hepsi iflasın eşiğinde…
*
Dedik ya…
Bu salgın her alanda 'domino etkisi' yapıyor…
Zincirleme reaksiyon…
Aylar öncesinde dünya evine girmeye karar verenlerin…
Normal hayat akışını 'anormal' hale getiriyor…
Mobilya satanlar bitik…
Beyaz eşya satanlar perişan…
Aralarında…
Aylardır siftah yapamayanlar var…
Çoğu, batma noktasına geldi…
Mağazayı açık tutmak zorundular…
Personelin maaşı var…
Elektrik faturası var…
Vergisi var, sigortası var…
Tedarikçi firmalar var…
*
Peki...
Önümüzdeki yaz dünyaevine girmek için plan yapan...
Binlerce çiftin hali n'olacak?
'Düğün sözü vermiştiniz!' diyen kız tarafı...
Kendince haklı ama...
Damat adayının ailesi ne yapsın?
Böylesi acıklı bir tablo karşısında...
Acaba, diyorum...
Evlilik izni, 'seyahat kapsamı' içine alınamaz?
Mesela...
Gelin-Damat, nikah masasına maske ve eldivenle gelse...
Davetli sayısı 50 kişiyle sınırlansa...
Düğün gecesi...
Göbek atmak için kimse piste fırlamasa...
Yine de mi?
Kesinlikle alkolsüz, kısa metrajlı düğün-derneğe izin vermek mümkün olmaz?
Nokta...
Sonsöz: 'Durun bakalım gençler... Garip kuşun yuvasını Allah yapar! / Anonim...'