Doktorun kanlı önlüğü hep vardı!

Bu güzel vatan için…

'Böyle gelmiş böyle gider!' diyebilme ahmaklığının…

Bir sonucudur, dün Konya'da işlenen doktor cinayeti…

Gördünüz mü?

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bile…

Hunharca işlenen o cinayet için…

İlk kez…

'Dehşet saçan canilik…' tanımlaması yaptı…

Çünkü…

Can vermek için çırpınan kıdemli bir doktorun…

Canını alma cinneti sergilemek…

Türkiye'nin 'sıradan olayları' arasına girdi!

Asıl yaşananların kahreden yanı…

Bir başka hastanede 'silahlı güvenlik' olarak görev yapan katilin…

Can almak için…

Şehir Hastanesi'ndeki doktor kurbanının kafasına sıkmasıdır…

Konya'da yaşananlar…

Ne ilk olay olarak tarihe geçecek…

Ne de…

Korkarım, son olay olarak anılacak…

***

Milletçe bu olayı da bi'süre sonra unutacağız…

Çok, çok bi'ay sonra…

Çünkü…

Yıllardır periyodik olan devam eden 'sağlıkçıya ölüm' atağı(!)

Türkiye'nin…

Cinayet olaylarında 'başrol' olmaya başladı…

N'etekim…

Biz temenni etmesek de 'sağlıkçı' hep başrolde…

***

Doktora, sağlıkçıya…

Hepimizin hayat boyu ihtiyacı var…

Gelgelelim…

Mangal yürekli tabiplerin de korunmaya(!) ihtiyacı var…

Bakın…

Dünyanın onca çalışan yelpazesi arasında…

Sadece üç mesleğin…

Beyaz iş önlüğü giyme farklılığı dikkat çekicidir…

Doktorlar…

Öğretmenler…

Eczacılar…

Beyaz iş önlükleri birçok anlamı barındırır…

Öncelikle beyaz; temizliği ve saflığı simgeler…

Ayrıca anlam olarak da…

Soğukkanlılığı, masumiyeti, asaleti ve devamlılığı içerir.

Bu da…

Size, bize, hepimize güven ve huzur verir…

***

Ve bunların arasından sadece 'doktorlar'

Kimilerine 'absürt / saçma' gelse de…

'Yarı Tanrı! unvanıyla anılırlar…

Çünkü…

Yeni hayatı bahşetmek kolay değildir…

***

Yazar ve araştırmacı kimliğiyle de tanınan Dr. Mahmut Tokaç…

Yeni bir tartışmanın kapısını…

Şu sözlerle aralıyor:

'Günümüzde sağlıkta şiddetin arttığından sıkça bahsediliyor... Acaba eskiden sağlık çalışanlarına şiddet daha mı azdı? Bizlere göre daha büyük olan doktor meslektaşlarımızın dile getirdiği anılarından her dönemde sağlık çalışanlarına şiddetin olduğunu biliyoruz... Mesela amcam, emekli askerî hekim olan Dr. Turgut Tokaç, 70'li yıllarda Ağrı Askeri Hastanesi'nde yüzbaşı rütbesiyle başhekimlik yapan bir dahiliye uzmanıydı... O yıllarda doktorlar evlere de giderek hastaları muayene ve tedavi ederlerdi… Bir gün, bir hasta için çağrıldığı eve gittiğinde yaşlı hastanın çoktan vefat etmiş olduğunu aileye anlatırken, vefat eden şahsın kızı babasının ölümünden sorumlu tutarak amcama baltayla saldırmış… Doktorların her koşulda insanların ölmesini engelleyebilecek kudrette olduğuna inanıyor ki, bu da (belki de farkında bile olmadan) 'tanrı' ya da hiç değilse 'yarı tanrı' gibi algılandıkları asırlardır hep konuşulur…'

***

Dün bir doktor…

Kafasına isabet eden kurşunlarla bu dünyaya veda etti…

Saldırgan da…

Tabancada kalan diğer kurşunları kendi kafasına boşalttı…

İkisi de artık yaşamıyor…

***

Bitiriyoruz…

Bir doktorun bembeyaz önlüğüne…

Dün öğleden sonra…

Kafasına yediği kurşunlardan sıçrayan kan bulaştı…

Acı ama gerçek…

Sonsöz: 'Hani Rabbin meleklere, (Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım) demişti? Melekler de, 'Bozgunculuk çıkartıp kan dökecek birini mi yaratacaksın?) dediler… Allah da 'Şüphsiz ben sizin bilmediğiniz şeyleri bilirim' dediler… / Dr. Mahmut Tokaç…'