Önce şunu belirtmeliyim!
Meslek hayatım süresince ' kişiye özel' hiçbir yazım olmadı.
Gazetecilik, habercilik sınırlarını aşmamaya, dozajı da kaçırmamaya çalışarak eleştirilerde bulunurum, lakin hiç kimseye övgüler dizmedim.
Dün Diyarbakır'da katıldığım uluslararası kent sempozyumda Tarım Eski Bakanı Mehdi Eker'i dinlerken doğrusu çok etkilendim, duygulandım.
Salonda bulunan akademik kadroya, dinleyicilere baktım, aynı duygular içinde olduğumuzu gördüm.
Çünkü; Mehdi Eker'in yaşamından da alıntıların sızdığı, duyguların savrulduğu bu konuşma ' etnosentrizm' üzerinden siyaset yapanlara da muhteşem bir cevaptı.
Konuşma gençlere yönelikti. Hayalleri, hedefleri öğrenme, okuma tutkuları olanların bu ülkede başaramayacakları iş, ulaşamayacakları mevki makam olamayacağına yönelikti.
Çünkü onun başarı hikayesi; bölge gençlerini motive edecek olağanüstü zenginlikteydi, renkleri, değerleri, mücadeleyi, azmi, kararlılığı simgeliyordu…
Eker'in hikayesi Dicle nehri kıyısında Diyarbakır'ın Bismil ilçesine bağlı Tepe beldesinde başlar.
Eker, 0 bölgede doğup büyüyen hemen -hemen her çocuk gibi Türkçeyi sonradan okulda öğrenir.
Tam 7 yıl süreyle orta ve lise öğrenimini Diyarbakır'da Vakıflar öğrenci yurdunda kalarak sürdürür.
Ankara'ya gider…
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi'ne kaydolur.
Dünya edebiyatını, Ortadoğu tarihini, sanatını, müziğini okur, araştırır. Üniversite öğrenciliği sırasında Tarım bakanlığında çalışmaya başlar.
Onunla konuşurken; Necip Fazıl Kısakürek, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Rasim Özden Ören, Cahit Zarifoğlu, Peyami Sefa ve Mehmet Akif Ersoy'dan şiirler, metinler dinleyebilesiniz.
3 Kasım 2002 seçimlerinde Diyarbakır'dan AK Parti milletvekili seçilir. Eker, TBMM'nin 22, 23 ve 24. dönemlerinde AK Parti Diyarbakır Milletvekili olarak görev yapar.
2 Haziran 2005'te Veteriner Hekim diplomalı ilk Tarım Bakanı olarak 59. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'na atanır. 2007 seçimlerinde 60. Hükümetin, 2011 yılında 61. Hükümetin ve 62. Hükümetin de Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı olarak görev yapar. Mehdi Eker, kırılması zor bir rekora imza atarak art arda dört dönem Tarım Bakanlığı görevini yürüten tek bakan olur.
Şimdi ise İstanbul Milletvekili… AK Parti Genel Başkan Yardımcısı. Gece gündüz yollarda Anadolu'yu geziyor.
Terör örgütlerinin 1970'li yıllardan beri 'pilot şehir ' ilan ettikleri, bütün güçleriyle odaklandığı, eylemlerini, propagandalarını yaptıkları, hendeklerini kazdıkları, bombaladıkları, yaktıkları, geri bırakmaya, terörize etmeye çalıştıkları Diyarbakır için Mehdi Eker şunları söylüyor.
'Diyarbakır, sadece bir şehir değil, insanlığa, insanlığın kültür ve tarih birikimine büyük katkı sağlamış, medeniyetler doğurmuş ve büyütmüş bir merkezdir. Tarih boyunca bu kadim uygarlık merkezi birçok, gezginin, edebiyatçının, bilim insanının, devlet adamının uğradığı, beslendiği, yetiştiği, ziyaret ettiği bir yer olmuştur. Diyarbakır'a gelip de Diyarbakır'ın üstünde iz bırakmadığı kimse yoktur. Bugün bile insanlar, küller altında kalmış mücevhere benzeyen bu kente geldiğinde adeta büyülenir ve çarpılırlar. Diyarbakır'ın kendine has o büyülü atmosferi içinde aldığım eğitim bütün hayatıma ayrı bir değer kattı'
Konuşmasından not aldığım bir bölümde ise'
'Diyarbakır Kadim Mezopotamya'nın kapısıdır. Bu kentin kalbi binlerce yıl barış içinde çarpmıştır. Bu kentin mimarisinde bile barış ve eşitlik vardır. Öyle ki eski şehrin daracık sokaklarında yürüdüğünüzde hangi evin bir zengine veya bir fakire ait olduğu dışarıdan bakınca anlaşılmaz. Sosyal barış bunu gerektiriyor. Zenginlik bir farkındandık oluşturma, çevresine varlığını hissettirme gösteriş aracı hiç olmadı şehrimizde.
Aynı şekilde bu şehirde Ermeni, Süryani, Kürt, Türk, Arap, Müslüman, Yahudi bin yıldır sorunsuz bir şekilde yaşadı. Her kes dilini konuştu. İbadetini yaptı. Bu bir dünya kentiydi, kültür, sanat bilim, hoşgörü merkeziydi. Dışarıdan bu kente terör ithal edildi. Çukurlar, hendekler kazıldı, yok edilmeye, yağmalanmaya çalışıldı. Terör kenti algısı oluşturuluyor.
Oysa bu coğrafyada doğmuş, büyümüş her kesin önü sonsuza kadar açık ve bir başarı hikayesi yazmaya uygun siyasi, sosyal iklimi var. Terör örgütleri gençlerimize çocuklarımıza kıyıyorlar, bu kentin sokakları barut ve kan koksun istiyorlar. Ondan şiddetten besleniyorlar. Umudunuz, heyecanınız, vatan, memleket sevginiz, öğrenme, araştırma isteğiniz olsun istemiyorlar. Hayalleri olan bir gencin silahla, terörle işi olmaz'
Diyarbakır'a ilişkin son siyasi gelişmeleri, yerinde gözlemlerimi ayrıca yazacağım.