DİSK Ege Bölge Temsilciliği, konuya dair basın açıklaması düzenledi. Basın metnini DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı okudu.
'ANTİ DEMOKRATİK UYGULAMANIN SON ÖRNEĞİ'
Metin şöyle:
'Son dönemde en temel demokratik haklarından biri olan seçme ve seçilme hakkı, kayyum uygulamaları ile gasp edilmektedir. Bu anti-demokratik uygulamanın son örneği, Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer'in gözaltına alınması ve ardından Esenyurt Belediyesine kayyum atanması olmuştur. Halkın iradesinin, vatandaşın özgürce seçme ve seçilme hakkının böylesine pervasızca hiçe sayılması kabul edilemez. Bu müdahalenin hukuki değil, siyasi bir hamle olduğu açıktır.
Demokrasinin olmazsa olmazı, vatandaşların kendi temsilcilerini özgürce seçebilmesidir. Ancak kayyum uygulamaları, bu temel hakkı ayaklar altına alarak seçilmişlerin yerine atanmışları getirmekte, halkın iradesine ipotek koymaktadır. Bugün bir kez daha, halkın iradesinin gasp edilmesine, demokratik hakların yok sayılmasına şiddetle karşı duruyoruz. İktidarın, demokratik değerleri sistematik olarak yok saydığı ve ülkemizde büyük bir hak ihlali dalgasını normalleştirmeye çalıştığı bir dönemdeyiz. Kayyum uygulamaları, demokratik hukuk devleti ilkesiyle ve yerel demokrasi anlayışıyla bağdaşmamaktadır. Türkiye demokrasisine ve toplumsal barışa verdiği zarar telafi edilemez noktaya ulaşmış, halkın demokratik kanallarla yönetimde söz sahibi olma hakkı bir kez daha budanmıştır.
Geçmişte de Halkın Reddettiği Bu Anti-demokratik Yöntemlere Devam Edilmesi Kabul Edilemez
İktidar, daha önce kayyum atamaları ile sonuç alamadığını, halkın bu yöntemi reddettiğini görmüş olmasına rağmen, yine aynı antidemokratik yola başvurmaktadır. Halk, sandıkta bu yönteme ve iktidarın baskıcı uygulamalarına net bir şekilde 'hayır' demiştir. Fakat iktidar, sandıkta aldığı bu güçlü mesajı görmezden gelerek otoriter ve baskıcı yöntemlerle demokrasiyi askıya alma çabasını sürdürmektedir. İktidar, siyasi geleceğini korumak adına her türlü yolu mubah görerek, kendi çıkarları uğruna halk iradesine set çekmekte, halkın demokratik tercihlerine ipotek koymaktadır.
Demokrasiye ve Adalet İlkelerine Aykırı Bu Uygulamaya Derhal Son Verilmeli
Yargı süreci devam ederken, halk tarafından seçilmiş bir belediye başkanının yerine kayyum atanması, belediye meclisinin yok sayılması ve bir 'memur'un göreve getirilmesi, hiçbir demokratik ülkede kabul edilebilecek bir yöntem değildir. Bu uygulama hem Anayasa'ya hem de Türkiye'nin imzaladığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve evrensel hukuk ilkelerine tamamen aykırıdır. Demokratik hukuk devleti ilkelerine ve temel insan haklarına aykırı olan bu uygulamalardan derhal vazgeçilmelidir. Unutulmamalıdır ki demokrasilerde, 'seçimle gelen seçimle gider.'
Halkın İradesine ve Demokrasiye Yapılan Bu Saldırıya Karşı Mücadelemizi Kararlılıkla Sürdüreceğiz
Halkın iradesine yönelik yapılan bu operasyon, sadece bir belediyeye değil, tüm Türkiye'de demokrasiye yapılmış bir saldırıdır. Bu müdahaleler, toplumsal huzuru bozmakta, halkın yönetime katılımını engelleyerek demokratik düzeni zayıflatmaktadır. Bizler, halkımızın iradesini yok sayan, özgürlükleri kısıtlayan ve hak ihlallerini artıran bu karanlık müdahalelere karşı, aydınlık ve demokratik bir Türkiye için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz.
Her Zaman Hak, Hukuk ve Adaletin Yanında Duracağız
Bu müdahaleler, yalnızca bugünün Türkiye'si için değil, gelecekte demokratik değerlerin, insan haklarının ve hukukun üstünlüğünün korunabilmesi açısından da büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Bizler, hak, hukuk ve adaletin yanında durarak, iktidarın baskıcı politikalarına karşı halkın iradesini savunmaya devam edeceğiz. Türkiye'nin demokrasisi ve geleceği için bu mücadeleyi omuz omuza sürdürecek, hiçbir baskıya boyun eğmeyeceğiz.
Türkiye halkına ve tüm demokrasi savunucularına bir kez daha sesleniyoruz: Halkın iradesini hiçe sayan kayyum uygulamalarına ve demokrasiye karşı yapılan her türlü müdahaleye karşı omuz omuza, kararlılıkla direnmeye devam edeceğiz.'