'Dil kesik baş selamet…'

Vakur tavırlı bir kadındı babaannem… Çok susar , öz konuşurdu..

Bir şeylerin yolunda gitmediğini onun suskunluğundan anlardık biz.

Nasılsın İhsan hanım diye sorulduğunda…
'Dil kesik baş selamet' diye cevap verdiyse eğer…

Söyleyecek çok şeyi olduğunu; lakin o günün bu gün olmadığını bilirdik.

Hele hele canı bir şeylere sıkılmışsa ve hele de canını sıkana cevap vermeyi zül telakki ediyorsa… Ağzını bıçak açmazdı.

İsmini aldığımdan mıdır nedir bilmem…

Yapılan densizlikler ya da yaşanan nahoş olaylar karşısında, çoğu defa aynı duygu durumları içinde bulurum kendimi…

Cevap vermeye değer bulmam haddini aşanları…

Tıpkı babaannem gibi; susuşlarım uzun, haykırışlarım sessiz olur.

***

Yine karmakarışık haller yaşanıyor memleket ahvalinde…

Ben de… Uzun uzun susup, sessiz sessiz haykırdığım günler yaşıyorum…

Ülkemde yaşanan akıl almaz, yürek dayanmaz olaylar karşısında nutkum tutulmuş bir vaziyette izliyorum tüm olup bitenleri…

Oysa… Sabahtan akşama kadar söylemek, söylenmek, avazım çıktığı kadar duyurmak istiyorum sesimi…

Ne var ki…

'Dil kesik baş selamet' sözlerini takip ederek, suskunluğu vird edinmiş bir şekilde duygularımla başa çıkmaya çalışıyorum.

***

Bundan daha beteri olur mu bilmem dedirten…

Edep bilmez, adap bilmez, Allah'tan korkmaz, kuldan utanmaz insanlar deccal olup dolaşır olmuş aramızda…

Sağlık skandalına yol açan, yeni doğan çetesi denilen bebek katillerinin akıl almaz entrikalarına şahitlik etmek…

Etik ve ahlak dışı günlük hesaplamalarla kaç gün yaşayacağına ya da ne zaman öleceğine karar verdikleri cennet kokulu bebekler üzerinden haksız kazanç elde eden bu akıl almaz düzeni öğrenmiş olmak çok acıtıyor içimi…

Cami avlusunda bulunan; polis amcalarının bezini değiştirip, biberonla beslediği, hadi bunun da adı 'Kader' olsun, 'Umut' olsun diyerek devletin yurtlarına teslim ettiği bebeklere ağlayan bu milletin evlatları…

Ne ara bu kadar acımasız, bu kadar hayasız, bu kadar vicdansız oldu diye düşünmekten alamıyorum kendimi…

Yaşanan bu derin acılar karşısında… 'üzülüyorum' ifadesinin nasıl da cılız ve yetersiz, nasıl da muğlak kaldığını biliyorum…

Ve memlekette bütün bu olup bitenden kendi adıma çok utanıyorum…

'Bundan daha beterini görmeyelim Allahım!' diye diye çığlık çığlığa susuyorum!..

***

Bu ahval içinde…

Ambale olmuş bir kafayla ve de apolitik kimliğimle gündeme düşen yeni bir haberi tüm gücümle anlamaya çalışıyorum…

Ve…

Bebek katili denilen, binlerce insanımızın katline sebep olan terörist başının…

'Umut hakkı' söylemleri ile Gazi Meclisimiz TBMM ye konuşma yapması için davet edildiğini görmek de varmış kaderde diyerek, içime içime haykırırken…

Bu vatanın birliği ve bütünlüğü için toprağa düşmüş binlerce şehidimiz ve acılı şehit aileleri diziliyorlar sanki karşıma…

Ayrıca…

Milletin vekalet verdiği bir siyasinin, millet iradesini hiçe sayarak 'el yükseltme' yetkisini kendisinde bulmasına da şaşırıp kalıyorum…

Söyleyecek çok söz var biliyorum…

Amma velakin…

'Dil kesik baş selamet' sözünün izinde giderek susup kalıyorum.

***

Çeşitli polemiklere yol açan bu düşündürücü davetin ve el yükselterek yapılan bu tuhaf vaadin hemen ertesi gününde…

Ankara'dan gelen acı haberle; Türk Havacılık ve Uzay Sanayii TUSAŞ'a yapılan hain terör saldırısı ile patlayan iki bomba ülkenin tam kalbine düşerken…

Beş şehit ve on iki yaralının yarım kalan hayat hikayelerini dinlerken duyduğum acı ile…

Eli silahlı teröristlerin bindikleri taksinin şöförünü yarı yolda katlederek bu ülkenin savunma sanayiine hizmet veren bu en kıymetli kurumun kapısına dayanma hadsizliklerini düşünüyorum…

Söyleyecek çok şey var, biliyorum…

Amma velakin…

Dil kesik baş selamet diyen babaannem gibi…

Bütün söyleyeceklerimi yüreğimin en derininde söyleyerek…

Ve… Bu ülkede mutlaka bir gün adaletin tecelli edeceğine inanarak…

Bugünden yarına, bütün adaletsizlikleri Allah'a havale ediyorum.

***

Lakin…

Manidar bir zamanlama ile yapılan bu terör saldırısı sonrasında…

Cumhuriyetimizin 101. Yılı kutlama etkinlikleri iptal edileceği söylentileri bir başka acıtıyor canımı.

Ata'mın o nazik üslubuyla 'Yurttaşlarım' diyerek seslenişi…

Ve.. 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' diyerek Türk milletini yücelten hitabı yankılanıyor kulaklarımda…

Yaklaşan Cumhuriyet Bayramı ile…

Çocukluk yıllarımdaki millî bayramların o samimi coşkusunu arıyorum…

Bu toprakları bizlere vatan yapan Ulu önder M.Kemal Atatürk'ü ve tüm şehitlerimizi rahmete anarak …

Yüce Türk milletine…Yüz yıllar boyunca Atatürk ilke ve inkilapları ile T.C Devletine sahip çıkma şuuru diliyorum.

Cumhuriyetimizin ilanın 101. yılı kutlu ve umutlu olsun efendim…