Deve!..

Daha dün gibi olanlar...
Hiçbirinizin usundan silinmemiştir...
AKP iktidarının THY'nin başına atadığı genel müdür görevine başladıktan sonra, il yılında kurumun yeni aldığı uçakların katılımı ve gösterdikleri üstün başarı (!) nedeniyle, Atatürk Havalimanı pistinde deve kesmiş, uluslararası ve ulusal basın ve medya bu haberi birinci sıradan vermişti...
Kurban dini geleneklerimizde var...
Bu geleneğin her nedenle kullanılıyor olması tartışılır...
Gerekçeleri, mekanı, zamanlaması tartışmanın odak noktasıdır...
Spor alanında geçmişte bunun örneklerini çok gördük...
Her sezon açılışında yeşil çimleri sınırlayan çizgilerin kenarlarında dizilen koyunlar bir bir kesilir, sahaya adım atan futbolcunun alnına da kanları sürülürdü...
Neymiş efendim, 'uğur' getirsin; Futbol sezonu kazasız, belasız aşılsın, başarılar getirsin vs...
Yani, gücünüzü bilerek, vereceğiniz mücadelenin bilincinde ve oynadığınız oyunun ayırdında olmanız yetmeyecek!..
Mutlaka bir kurban kesmeniz gerek!
Alacağınız güç, farklı güç olacaktır...
Geçtik o günleri...
Şimdilerde, koyunların bir bir boğazlandığı, 'hayır' ve 'uğur' adı altında kesildiğini spor alanlarında tam da unutmaya başlamıştık ki, geçtiğimiz günlerde ilginç bir olaya tanıklık ettik...
Yeni futbol sezonuna İzmir dışında yaptığı dönemsel kamplarla hazırlanan ve kente geldiğinde ilk antrenmanında futbolcuların sıcaktan bezgin düştüğü; Yetmezmiş gibi suya saldırdığı bir günde antrenman alanının çevresinde bir gösteri vardı!
Takımlarını çok seven, adeta bağlandıkları yeşil-kırmızılı renklerin yeni sezonda, üstelik kulübün 100. kuruluş yılını kutlayacağı bir dönemde bunu göstermek isteyen taraftarların müthiş (!) gösterisi vardı...
Deve kesmek!..
Kilometrelerce öteden alıp geldiler deveyi; Büyük gösterilerle, 'Kaf-Kaf-Kaf, Sin-Sin-Siğn, Kafsin-KAfsin-Kaf' çekerek getirmişlerdi tesislere...
Eeee, bunun sonucunda kesmek, 'hayırlı' olsun diyerek, sezonun 'uğurlu' geçmesini isteyip, futbolcuların alınlarına hiçbir şeyden habersiz boğazlanmayı bekleyen devenin kanını sürmek vacip olmuştu!..
Nitekim, öyle yaptılar...
Antrenman alanının bitişiğindeki alanda kestiler deveyi!..
Futbholcuların alınlarına bir bir sürmeye başladılar kanını. Bir tek Ganalı Apiah direndi. Ne olduğunu anlamamıştı. 'Bu da ne?' der gibi bakıyordu!..
Kimbilir, 'Yok artık deve!' diyesi gelmiştir de, söyleyememiştir!..
Kimse bilemez... Onu da razı etmişler sonuçta, 'uğurdur', 'gelenektir' demişler ve razı olmuş!..
İyi hoş demek olanaksız...
Çağdaş, Dünya kenti dediğimiz İzmir'de; Üstelik 100. yılını kutlama hazırlıkları yapan adeta bir spor okulu diyeceğimiz Karşıyaka'da bu görüntüler yakışıyor mu?
Bu soruyu sorarken, KSK yöneticisi Nazım Torbaoğlu'nun, 'Çok güzel bir jestti. Taraftarlarımızın takımlarına olan bağlılığını göstermiş olmaları karşısında duygulandım' sözleri karşısında söyleyecek bir söz bulamıyorum...
Ne yani, Karşıyaka'nın başarısı, taraftarının bağlılığı bir devenin kurban edilmesiyle mi ilintili?
Deveye sormuşlar:
'Boynun neden eğri?'
Yanıtı basit:
'Nerem doğru ki?'
Kulüplerimizin kendi iç yapılarında sorgulaması gereken soru da bu olsa gerek!..