Deve sidiğinin faydaları ve yeniden aydınlanma ihtiyacı!

Dün akşam Düccane Cündioğlu'nun Youtube'taki sohbetini izledim. Bu bölümün başlığı 'Yalan Söyleyen Tarih Utansın' idi. Bazı İslamcıların ve ilahiyat tarihçilerinin gerçekleri nasıl zorladıklarını, eğip bükmeye çalıştıklarını örnekleri ile anlattı.

Özellikle Youtuber Daimond Tema'nın şeriat ve Peygamberin hayatına ilişkin bazı sözleri üzerine hakkında yakalama kararı çıkmasıyla birlikte, bazı tartışmalar tekrar gündeme geldi.

Hz. Muhammed'in Aişe ile 6 yaşında evlenip, 9 yaşında gerdeğe girmesi ve evlatlığı Zeydin'in karısını da elinden alıp, eşlerine eklemesi aleni bir gerçek olduğu halde, bu durumu İslam'a saldırı olarak algılayıp, savunma yapmaya çalışanlar var.

Cündioğlu, bir ilahiyatçı akademisyenin şu sözlerine yer verdi: 'Konuyu çalışmaya başladığımda Aişe'nin 19 yaşında evlendiği görüşüne sahip idim. Araştırdıktan sonra çok bocaladım.' Bu da namuslu bir açıklama tabii ki. Bocalamak yani.

Çocuk yaşta kızları evlendirme olayı Arap örfünde olan bir gerçek. Sadece Muhammed çocuk yaşta evlenmiyor, kendi kızlarını da 8-10 yaşlarında evlendiriyor. Ayrıca Hz. Ali'nin kızı Ümmügülsüm'ü de, daha çocuk itirazlarına rağmen, Muhammed'in soyu ile bağlanmak için Ömer eş olarak alıyor.

Ayrıca Muhammed ile Halifeler arasındaki ilişkide kayınpeder, aynı zamanda damat olabiliyor. Yani kızını evlendirdiği damadının kızıyla evlenenler de var. Bunların pek çok hadis kitabında yer aldığını, tarafsız İlahiyat hocaları zaten uzun zamandır anlatmaktadır.

Cündioğlu'nun verdiği bilgiye göre, İslam Araştırmaları Dergisinde de ciddi bazı tarihçilerin bunu ortaya koyan makalelerini örnek vermektedir. Yurt dışında yaşayan İlahiyatçı Prof. Dr. Mustafa Öztürk de, Daimond Tema'nın yakalama kararı üzerine, bunların söylenti değil gerçek olduğunu anlatıyor.

Arap örfünde buluğ çağı, doğurma ve doğurtabilme çağı olarak kabul ediliyor. Biyolojik olarak da bu yaş 9-10 yaşlarına denk düşüyor. Ayrıca Cündioğlu'nu aktardığına göre, Kuran'da erkeklere cennette, göğsü tomurcuklanmış kızlar vaat ediliyor diye ekliyor. Yani Arap örfü ve kültürel bir etkiyi ortaya koyuyor.

İslam'ı kabul eden bu topraklarda da buna benzer örneklerin yaşandığı ve Medeni Kanun ile bunların yasaklandığını da biliyoruz.

Bu sadece inanç konusu değil, aynı zamanda sosyolojik ve antropolojik bir konudur. Genç kız tanımı yani. Ama bu sadece 1500 yıl öncenin meselesi de değildir. Peygamberin uygulamalarını rehber edinerek, kız çocukları ile evlenen tarikat reislerine halen rastlanmaktadır.

Artık modern yaşamda böyle bir örf, din şeklinde de olsa kabul edilemez. Uzun yıllardır, Türkiye modernleşmesini geriletmek için, geleneksel topluluklara popülist tavizler veren ve dinci eğitime yatırım yapan iktidarlar, bu konuda epey mesafe almış bulunuyorlar.

Tarikatları himaye etme, imam hatipler ve kuran kurslarını yaygınlaştırma gibi siyasi yatırımlar sonucunda, 1500 yıl öncesi Arabistan koşullarını bugüne taşımaya çalışan projelere karşılık, tekrar bir aydınlanma projesine ihtiyaç bulunmaktadır. Cumhuriyet ile başlayan ama çok partili hayatın başlamasıyla yavaşlayan ve son 20 yıldır tamamen terk edilen bilim ve aydınlanma yaklaşımı sonucunda ülke, bir Orta Doğu geriliğine zorlanmaktadır.

Daha İslam diye bir din yokken, Bergama'da Galenos, sağlık konusunda ilaçlar ve tedavi yöntemleri üretiyordu.

Bugün en lüks arabalara binen tarikat reisleri, deve sidiğinin yararlarını tartışıyorlar. Galenos nere, deve sidiği nere? Geldiğimiz yere bakıp, hüzünlenmemek mümkün değil.