Bugün Pazar…
Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...
Atatürk'ü bu köşede anma ve hatırlama günü...
Bir kez daha...
Az bilinen yaşanmış bir öyküyü paylaşalım...
Bunu yaparken de...
Son derece kıymetli anıları ile…
'Anne O Bizden Biri' kitabının yazarı Yaşar Gürsoy'u…
'Atatürk'ün Sofrasında' eserini yaratan Hikmet Bil'i ve…
'Atatürk'ten Gençliğe Unutulmaz Anılar' kitabının yazarı Ahmet Gürel'i…
Saygıyla analım…
***
Dolu dolu 99 yıl önceydi…
Genç Cumhuriyet…
Henüz ilk yaşını bile tamamlamamıştı…
'Erzurum Depremleri'nin ilki…
13 Mayıs 1924'te…
İkincisi aynı yılın 6 Eylül'ünde…
Sonuncusu ise…
En şiddetli ve yıkıcısı olandı…
13 Eylül Cumartesi günü…
Saatler 16.34'ü gösterirken…
O günkü adıyla Pasinler…
Bugünkü adıyla
Hasankale İlçesi'nde meydana gelmiş…
Tam 60 saniye sürmüş…
İlçe merkezi ile köyleri yıkıp, geçmişti…
6.9 büyüklüğündeki yer sarsıntısında…
Yaklaşık 310 kişi hayatını kaybetmişti…
***
Peş peşe gelen üç yer sarsıntısının sonuncusu…
Ulu Önder'i…
Eşi Latife Hanım'la birlikte bir yurt gezisinde yakalamıştı…
Takvimler, 13 Eylül 1924'ü gösteriyordu…
***
Üzücü haberi alır almaz…
'Erzurum'a gidiyoruz…' emrini verdi…
Samsun'dan getirilen otomobillerle…
Pasinler nahiyesi ile köylerini ziyaret etmeye başladı…
Vatandaşa moral vermeye çalışıyordu…
Gezide kendisine eşi Latife Hanım'la birlikte…
Milletvekilleri de eşlik ediyordu…
Pasinler'deki tablo…
Öylesine içler acısıydı ki…
Kimse gözyaşlarını engelleyemiyordu…
***
Gazi Mustafa Kemal…
Son derece dikkatli bir dünya lideriydi…
Erzurum Depremi'yle ilgili bilgi alırken…
Bölgede…
Bizzat belirlediği ve…
Yokluğundan dolayı sinirlendiği en önemli eksikliğin…
'Doktorsuzluk' olduğunu fark etti ve…
Sorunu çözmesi için Başbakan İsmet İnönü'ye…
Ültimatomdan farksız bir telgraf gönderdi:
'Buralara acilen doktor ataması yapılsın…'
Beş maddeden oluşan telgrafın…
Özellikle son maddesi kesin uyarı şeklindeydi…
Çünkü…
Bazı doktorların bölgeye gelmekten kaçındığını öğrenmişti…
Tarihe geçen o maddeyi…
Atatürk, bizzat şöyle kaleme almıştı:
'İstanbul'da bulunan sivil ve askeri doktorların deprem bölgesine tayin edilmesini emrediyorum… Tayin emrine uymayanlar için de gerekli muamele yapılmasını, yapılacak en hafif işlemin ise vatan hizmetinden kaçtıkları için memuriyet ve mesleklerinden ilişkilerinin kesilmesi olacaktır…'
***
Bu sert satırlar genç Cumhuriyet'in…
İşaret fişeği oldu…
Doktor sorunu…
Diğer sorunlardan çok daha hızlı çözüme kavuşturuldu…
Onca yıl…
Doktor görmeyen bölgelere doktorlar atandı...
Atatürk son maddedeki emriyle…
Aslında İnönü Hükümeti'ne keskin bir uyarı yapmıştı…
***
Bitiriyoruz…
Belki, inanılmaz gibi gelir ama…
Erzurum'daki deprem bölgesinin konut sorunu…
Kış yaklaşmadan…
Sadece 37 günde çözüldü…
Evleri yıkılan, ahırları çöken yurttaşlar nefes aldı…
Konutların yapımı için…
Askerler de görevlendirmiş…
Evlerin ve barakaların yapımına…
Hiç zaman kaybetmeden başlanmıştı…
8 Ekim'de başlayan çalışmalar…
13 Kasım'da evlerin sahiplerine teslimiyle…
Yöredeki barınma sorunu ortadan kaldırıldı…
Halk mutluluğunu dile getirmek için…
Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni…
Telgraf yağmuruna tuttu…
Nokta…
Sonsöz: 'Kapalı kapı yoktur, yanlış anahtar vardır… / Hz. Mevlana…'