Demokratik açılıma destek

Bölücülük Sorunu- Kürt Sorunu- Güneydoğu Sorunu- Terör Sorunu. Nasıl isimlendirilirse isimlendirilsin, bizim en büyük dertlerimizden biridir bu sorun.’¶
Türklerin yaşadığı bu coğrafya, tüm emperyalist devletlerin tarih boyunca ilgilerini eksik etmedikleri bir bölgedir. Tüm semavi dinler bu coğrafya’’ya indirilmiş ise, din savaşlarının büyük bir çoğunluğu bu coğrafya’’da yapılmışsa, asırlara hükmeden ipek yolunun kilit noktası burası ise, dünyanın en büyük enerji kaynakları bu bölgede ise, Ülkemiz enerji nakli için en uygun yer ise, tarihteki tüm afetlere rağmen insanlığa hayat vermiş ’“Mezopotamya’” bizimse, GAP ve Yedi Küpeli Gelin diye anılan barajlar bizde ise, çevremizdeki milletlerin çoğunluğu ile din, dil, kültür birliğimiz varsa elbette ki bizi rahat bırakmayacaklar, İmparatorluk bakiyesi bir ülke olmanın getirdiği sıkıntıları kaşımaya devam edeceklerdir. Önemli olan ’“stratejik düşünme’” yeteneğimizi geliştirmek ve böyle düşünen kurumlarımızı kurmak , başımıza açılacak belalara karşı önceden hazır olabilmektir.
İlk paragraftaki derdimizle ilgili olarak bazı önerilerim olacak. Hükümetin dikkatine sunuyorum;
*Şimdiye kadar PKK- DTP- BDP ismi her ne ise, bölücü Kürtçü hareketin önderlerinin hiçbirinden, Güneydoğu Bölgemizde hala geçerli olan Feodal düzenden, Ağalık, Aşiret ve Şeyhlikten şikayet olanı göremedik. TBMM açıldığından bu yana, her seçimde parlamento’’nun en az üçte biri Kürt kökenli Milletvekillerinden oluşur. Bu değerli Güneydoğulu milletvekillerinden bölgede yaşayan insanlarımızın hayatını zindan eden bu sömürü düzenini ortadan kaldıracak bir öneri,bir talep, bir yasa teklifi göremedik! O zaman AKP Hükümetinin yapmayı düşündüğü referandum’’un bir maddesi şöyle olmalıdır;
-TÜRKİYE’’DE TOPRAK REFORMU YAPILACAKTIR. Devrim kanunlarımızda yasak olmasına rağmen hala AĞALIK- ŞEYHLİK- ŞIHLIK-AŞİRET REİSLİĞİ gibi makamlar kullanılmaktadır. Bu makamları kullanmaya devam edenlerin malları DEVLETÇE MÜSADERE EDİLİR VE TOPRAKSIZ KÖYLÜYE VERİLİR.
*Bölgede en çok ezilen sömürülen KADINDIR. Kadın bölgede kelimenin tam anlamıyla KÖLE gibidir. Kadının iki görevi vardır; DOĞURMAK VE ÇALIŞMAK. Ayrıca bölgede 3-4 kadınla evlenmek normal karşılanmaktadır. O zaman AKP Hükümetinin yapmayı düşündüğü referandum’’un bir diğer maddesi de şöyle olmalıdır.
-KIZ ÇOCUKLARINI OKUTMAYAN AİLENİN ALDIĞI TÜM SOSYAL YARDIMLAR KESİLİR. AYRICA OKUTULMAYAN HER ÇOCUK İÇİN BİR ASGARİ ÜCRET TUTARI CEZA, BABASINA KESİLİR. ÇOCUKLARIN EĞİTİM MASRAFLARININ TÜMÜ DEVLET TARAFINDAN KARŞILANIR. KANUNLARIMIZDA ÇOK EŞLİLİK YASAKTIR. BİRDEN FAZLA KADINLA YAŞAYAN KİŞİNİN MALVARLIĞINA DEVLET EL KOYAR.
*Bölgede akraba evlilikleri çok sayıda vardır. Feodal düzenin devamı ve mal bölünmesinin önüne geçmek için, akraba evlilikleri yapılmaktadır. O zaman AKP Hükümetinin yapmayı düşündüğü referandum’’un bir diğer maddesi de şöyle olmalıdır.
-AKRABA EVLİLİĞİ YASAKLANMIŞTIR. Toplumun geleceğini karartan bu davranışlarda bulunanların MALVARLIĞINA EL KOYULUR. Malvarlığı bulunmayanlar her ay devlete bir ASGARİ ÜCRET kadar vergi öder.
* Referanduma sunulması gereken geçici bir madde ise aynen şöyle olmalıdır;
-GEREK TOPRAK REFORMUNA, GEREK KIZ ÇOCUKLARININ OKUTULMASI İLE İLGİLİ DÜZENLEMEYE VE AKRABA EVLİLİĞİ VE ÇOK EŞLİLİĞİN YASAKLANMASI UYGULAMASINA, TBMM’’de şu an görev yapan ve geçmişte görev yapmış kişilerden BAŞLANIR.
Artık herkesin tarafını çok açık olarak belli etme zamanı gelmiştir. Kimsenin takiyye yaparak, Türk Milletini geleceğini çalmaya hakkı yoktur. Ya Atatürk’’ün kurduğu laik, demokratik, sosyal, hukuk devletinden yana olacaksınız ve bu yol sizi ve çocuklarınızı aydınlığa ve çağdaşlığa götürecek, ya da İslam Cumhuriyeti gibi bir rejime rıza gösterip, İran’’daki insanlar gibi yaşayacaksınız. Unutmayın bu güzel ülkenin sahipleri bizleriz. Bizim oylarımızla iktidarı ele geçirip, bu gücü ülke insanlarına ’“korku’” olarak kullanmaya kalkanların koltuklarını kafalarına geçirmek seçimde ilk ve tek görevimiz olacaktır.
DAVET ET,HAYRET ET, AFFET, TÖVBE ET, AMA, İHANET ETME.
SATICI OL, ALICI OL, KALICI OL, AMA BÖLÜCÜ OLMA.
NE YAP, NE YAPMA, İTİL, ATIL, AMA SATILMA. (Hz. Mevlana)