Değer Yargısı

Müzik Önerisi : Dayanamam – Murda/Ezhel

Yaşadıklarınızın bazen sizin için sıkı bir imtihan olduğunu, hayatın bir nevi sizi sınadığını düşünüyor musunuz?

Şu ara kimle konuşsam işinde, ailesinde, sosyal çevresinde veya etrafında olan bitenden hayretler içerisinde bahsediyor. Yaşanılanlara inanamıyor aklı almıyor ve tek söyleyebildiği

 “Bu nasıl olabilir, hayret…”

“Pes artık bu kadarı da çok fazla, gerçek olamaz…”

“İnanmıyorum çok ters, doğru mu duyduklarım?”

Mantığımız almıyor ve değer yargılarımızla süzgecimizden geçmiyor.

Peki nedir bu değer yargısı dediğimiz şey hiç düşündünüz mü?

Değer yargıları toplumsal normlar ve kültürel değerlerin bir sonucu olarak ortaya çıkar. Bir toplumda saygınlık, dürüstlük, hakkaniyet ön plana çıkarken başka bir toplumda başarı, varlık, entelektüellik daha baskın olabilir. Değer yargıları bireylerin kendilerini ve diğerlerini nasıl değerlendirdiklerini belirler.

Değer yargısı aynı zamanda bireylerin sosyal kimliklerini ve toplumsal rollerini şekillendirir. Bu yargılar kiminle dost olacağımızı, hangi çevrelerde bulunacağımızı, topluluk içinde nasıl davranacağımızı belirler.

Peki toplumun değer yargıları zaman içinde değişiyorsa?

İçinde yaşadığın toplumun değer yargılarından farklı düşünüyorsan?

Toplumsal normlar ve kültürel değerlerin seni artık bizzat yansıtmadığını düşünüyorsan?

Felsefe biliminin ülkemizde akademik ve kamusal hayatta kurumsallaşmasında büyük katkısı olan Ioanna Kuçuradi değer yargısına değil değer bilgisine inanır.

Değer yargısı ezberdir. Değer bilgisi sistemli bir tespit peşindedir. Üç aşamalı bir sistem bu.

Anlamak, benzerleri arasında konumlandırmak ve değerliliğini/değersizliğini-doğruluğunu/yanlışlığını belirlemek…

Biliyorsan doğru değerlendirme şansın var.

Bilgi eksikliği ile değerlendirmek mümkün değil.

Değer yargılarının oluşabilmesi için “Değerler Eğitimi” şart.

Sizin için değer ne ifade ediyor?

Yaşamınıza yol gösteren ilkeleriniz hangileri?

“Kendisine muhtaç olduğunu hissettiğiniz, kendisini aradığınız sizi tamamlayan şey” nedir?

Kimisi Bilimsel değere inanır. Gerçeğe, muhakemeye, eleştirel düşünceye akılcı olmaya inanır.

Kimisi ekonomik değeri ön plana çıkarır. Yani pratik olan yararlı olandır.

Bazısı estetik değerin peşindedir. Simetri, uyum, form, güzellik önemlidir.

Bazısı ise sosyal değerin peşindedir. Yardımlaşma, insan sevgisi nezaket ön plandadır ve hayata bakışı bu değerler etrafında birleşir.

Kimi politik değerlerle kendini tanımlar. Her şeyin üzerinde kişisel güç, etki ve şöhret vardır.

Ve kimisi dini değerlerle hayat amacını belirler. Dinin emrettiği gibi yaşar ve dünyevi zevklerden kendini mahrum bırakır.

Şu an herkesin sorunu tam da bu!

Her birimiz değerlerimiz, inançlarımız ve deneyimlerimiz arasında gidip geliyoruz.

Değerler hayatımızda önem atfettiğimiz bizi biz yapan yapı taşları,

İnançlar hayatımızda doğru bildiklerimiz,

Deneyimler ise gerçek hayatta yaşadıklarımız…

Yapı taşlarıyla düzdüğümüz doğru yol haritamız, o düzdüğümüz doğru yolda yürüdüğümüzü düşünürken yolda başımıza gelen deneyimler…

O yüzden şaşırıyoruz, o yüzden bocalıyoruz.

Toplumun değerleri, kiminin ilkeleri kiminin çıkarlarına göre şekilleniyor.

Maalesef ilkeler ve çıkarlar çatışıyor.

Dürüstlük değerine tutunan biri herkesin kendisi gibi dürüst olduğuna inanıyor. Ancak deneyimlediği bambaşka.

Saygınlığı düstur edinen, sayılmadığında kuduruyor.

Adalet duygusu çok güçlü olanın, hakkaniyete olan inancı yaşadığı onca haksızlıktan sonra yitip gidiyor.

Değerler inançlar ve deneyimlerin birbiriyle çeliştiği toplumlarda giderek yozlaşıyor.

Değerler Eğitimi bu yüzden şart!

Hakların ve yararların konuşulduğu çıkarların unutulduğu bir toplum olabilmek için değerler eğitiminden geçmek şart…