Cumhuriyet devrimine kimler karşı duruyor? İslamcılar, Kürt milliyetçileri, Araplar, kimi sekter sol gruplar… Ne ki bu grupların savundukları görüşler oldukça sorunlu; hepsi de Türklere husumet beslemekle meşhur. İttifak bu husumetten besleniyor.
Cumhuriyet Devrimini sonlandırmaya yönelik bir açıklama da 1071 Malazgirt Zaferi’nin yıldönümünde Erdoğan’dan geldi. Malazgirt, Arap, Kürt, Türk hepsinin ortak zaferi ilan edildi. Yani, bu manipüle edilmiş “tarihsel gerçeğin” ışığında, Cumhuriyet yeniden inşa edilmeli… Hal ve gidişten böyle anlaşılıyor.
Nihayetinde, Batı’nın yüzyıllık arzusu ve ısrarı sürerken kritik bir hamle yapıldı; Türklerin geri plana itildiği “federasyon” fikri yol almaya başladı.
Cumhuriyet devrimini eleştiren İslamcı Arapların 1400 yıldır yaptıkları ettikleri, Kürtlerin 4000 yıldır bölgede hayata katabildikleri, Cumhuriyet karşıtı kimi sol grupların afaki söylemleri ciddiye alınacak gibi değil. Eserleri ortada. Ne söylediklerine değil ne yaptıklarına bakmak gerek.
Yüzyıldır İslamcıların yaptıkları inanç sömürüsü bir vakıa; ikibinli yıllarda iktidara geldiklerinde görüldü ki kamu kaynaklarına çökmekten başka dertleri yok. Ülkede yoksulluk ve adaletsizlik kol geziyor.
Sokakların gerçeği; kimsenin ötekine tahammülü kalmadı. Bölgede husumet, Batı desteğinde Arap ve Kürtler tarafından gün be gün tırmandırılıyor. Ancak federasyona giden yolda Türkleri tutmak hiç kolay olmayacak. Anadolu ve Trakya’da yaşayan Türklerin diğer Türk devletleriyle yakınlaşması ve yeni arayışlara girmesi daha yakın ihtimaldir.
Evet, böyle gitmeyecek. “Kimse kimseye mecbur değil, herkes yoluna gitsin” tepkisi toplumda öne çıkmağa başladı bile...
İktidar, bu tepkileri Atatürkçü kesimlerle sınırlı gibi gösteriyor. Halbuki, iktidarı destekleyen mütedeyyin çevrelerde de tepki çok fazla.
Hava, Kara, Deniz Kuvvetleri yemin töreninde, birincilikle mezun olan üç genç kız ve Atatürk’e sadakat bildiren teğmenler… Hem Hava hem Kara hem Deniz Kuvvetleri bu üç genç kızla belleklere kazındı. Belki de bu yüzden, iktidar grubu intikam almaya hazırlanıyor. Disiplin bahanesiyle intikam alacaklar. Ama bu yarılmanın sonuçları bir disiplin meselesini çok aşacaktır.
Devleti yönetenlerin yaptıklarıyla, söylemleriyle ortaya çıkan koşullarda, etnik aidiyetin çok ötesinde, Türkler güven yitimi nedeniyle kendi içine kapanabilir.
Öyle görünüyor ki kendisi gibi olanlarla birlikte kendi içine kapanmak, çağın güvenlik anlayışını oluşturacak.
Filistin, Lübnan, Suriye hattında kopan son kıyametin, süren Ortadoğu dizaynıyla ilgili olduğunu ve Türkiye’yi de ateş çemberine alacağını söylemek, kehanet değildir. Bu koşullarda, Türk toplumlarının birbirine yakın durması güçlü ihtimaldir.
Cumhuriyet devrimine karşı duranlar, bütün hesaplarını bozacak gelişmeleri nasıl tetiklediklerini görmek istemiyorlar. Ancak yüzyıllık gerçek yürüyor.