Çok sevdi, çok üzdü, vedası acıklı oldu!

Bugün, O'nun ölüm yıldönümü…

O illet hastalığın pençesine düşmese…

86'ncı yaşını iki ay önce kutlamış olacaktı…

Ömrü bu kadarmış…

***

Yeşilçam'ın görüp görebileceği…

En muhteşem aktörlerden biriydi…

Hollywood Tarihi'ne bakın, üşenmeyin…

O'nun gibi…

'Gözleriyle oynayan' başka aktör göremezsiniz…

Rolü ne denli zor olursa olsun…

Kızgınlığını… Sevincini… Kalbinin kırılışını…

Gözleriyle 'anlatan' bir aktördü…

Hayatına giren tüm kadınları hep…

Gamzeleri ve gizemli sımsıcak bakışları ile…

Kendine bağladı…

***

Oradan, buradan bulun ama mutlaka izleyin…

Bu aktörün…

Şu dört filminin tamamı başyapıttır…

'Üç Arkadaş… Yılanların Öcü… Keşanlı Ali Destanı ve Buzlar Çözülmeden…'

Yıllar içinde bu filmlerde başka aktörler de başrol kaptı…

Ancak, O'ndan daha iyi kimse oynayamadı…

***

Büyük oyuncuydu ama…

Aslında kadınlar için tam bir 'Şeytan Çekici' idi…

O'dan, gamzelerinden ve konuşan gözlerinden…

Kendini almayan kadınların, altısı ile hayatını birleştirdi…

Çok hızlı sevdi, hemen evlendi ama aynı hızla boşandı…

Her evliliği ardında 'derin acılar' bıraktı…

O, Türkiye'nin evlilik rekortmeni aktörüydü…

***

29 yaşından gün aldığında...

Yeşilçam'ın tartışması ünlü aktörleri arasına girmişti…

Beyoğlu'nda rahat yürüyemiyordu…

Genç kızların sevgilisi haline gelmişti…

Herkesten gizlediği bir sevgilisi vardı…

Kızın adı; Neşecan Paşmak'tı…

Genç kadının hamile olduğu dilden dile dolaşıyordu…

İnkara gerek yoktu; üstü örtülü hikaye gerçek çıktı…

Neşecan'dan evlilik dışı bir kız çocuğu dünyaya geldi…

Peki, o yakışıklı aktör iki ay sonra ne yaptı, dersiniz?

İzmir'in ünlü 'Sarı Ailesi'nin…

Güzeller güzeli kızı, gizli flörtü 'Lale Sarı' ile dünya evine girdi…

Anlaşamadılar…

Çılgınlar gibi birbirini seven…

O İzmirli güzel kızla İstanbullu yakışıklı aktör…

Nikah defterindeki imzaları kurumadan 10 ay içinde ayrıldılar…

***

Aradan bir yıl bile geçmedi…

Takvimler 1963'ü gösterirken…

Karşısına Semiramis Pekkan çıktı…

Güzel kız, o günlerde şarkıcılık yolunda minik adımlar atıyordu…

Hepsinden önemlisi Ajda Pekkan'ın ablasıydı…

Ne var ki…

Hikayemizin ünlü aktörünün ikinci evliliği…

Sadece 66 gün sordu ve boşanmayla noktalandı…

Gazeteler, dergiler…

Aylarca bu hızlı boşanmayı sayfalarına taşıdılar…

***

Şimdi diyeceksiniz ki…

Bu adam şöhretin zirvesindeyken bir sevgilisi var…

Ayrıca o kadından bir de kızı var…

O kız büyürken…

Kızın annesiyle nikah masasına oturacağı yerde…

Kalbini kaptırdığı o kadınlarla…

Yıldırım gibi evlilikler yapıp, yıldırım gibi boşanıyor…

Şu hıza bakar mısınız?

Netekim, babasız büyüyen o kızın annesi ile…

Bizim esas oğlan, iki şahit huzurunda ve iki dakika içinde…

Yıldırım nikahı ile dünya evine giriyor…

Yıl; 1966…

Tam 375 gün sonra…

Şiddetli geçimsizlik nedeniyle…

Neşecan Paşmak'tan da ayrılıyor…

Elif Bebek, annesinde kalıyor…

***

Ünlü aktörün geçici sevgililerinin trafiği hiç bitmiyor…

Ancak…

Yıldırım nikahlara bir süre ara veriyor…

Dört yıl sonra…

70'li yılların efsane hafif müzik yıldızı Hümeyra'ya…

Kalbini kaptırıyor…

Kısa bir flört devresinden sonra…

Hayranlarının karşısına nikah masası fotoğrafları ile çıkıyorlar…

Mutlu günler uzun sürmüyor…

Nikahın üstünden 20 gün geçmeden…

Bir gece yarısı…

O kadınların bayıldığı aktör var ya…

Hümeyra'yı…

Hastanelik edinceye kadar dövüyor…

Resmen zavallı kızın ağzını-burnunu dağıtıyor…

Hümeyra'nın resmen hayatı kayıyor…

Zavallı şarkıcı defalarca estetik ameliyat geçiriyor ama…

Kırılan kalplerin, dağılan yuvaların ilacı yok…

Tek celsede boşanıyorlar…

O Şeytan Çekici aktör…

Yıllar sonra pişmanlığını şöyle anlatıyor:

'Hümeyra ile öyle tutkulu bir aşk yaşamıştık ki, bir daha da öyle tutkulu bir şey yaşamadım... O büyük aşkta kıskançlıktan katil bile olabilirdim... Bu nedenle Hümeyra'ya şiddet uyguladım... Attığım o yumruğu ben de unutamadım, o da unutmadı... 45 yıldır bunun pişmanlığını yaşıyorum… Çok hatalıydım… Hatasız kul olmuyor…'

***

O uslanmaz gönül hırsızı aktör…

Bir süre nikah masasına oturmamaya yemin etti…

Fatma Zeynep Mirgün'le evlendiğinde…

Artık 55 yaşındaydı…

O evlilik iki yıl sürdü…

Sonra…

Aradan yıllar geçti…

Gönüllerin uslandığı bir dönemde…

Karşısına bu kez…

Kamuoyunun ilk kez cenazede gördüğü son eşi Tijen Kılıç

Taaa, bu dünyaya veda edinceye kadar…

Birbirlerinin elini hiç bırakmadılar…

***

Bu hikaye…

Kendisinin bile unuttuğu…

Nüfustaki adı 'Bumin Gaffar Çıtanak' olan…

Oyunculuğu ile milyonların hayranlığını kazanmış…

Fikret Hakan'ın…

Romandan farksız yaşam öyküsünün…

'Kadınları ve Aşkları' diyebileceğimiz bölümüdür…

***

Konu 'büyük aşklar' olunca…

Fikret Hakan'ın çok özel bir anısı var…

'Asla Unutmadım' adlı kitapta kalbinden geçenleri…

Satırlara şöyle dökmüş:

'Çolpan İlhan'la nişanlıydık... Askere giderken, Baylan Pastanesi'nin önünde Çolpan'ı, Sadri Alışık'a emanet ettim... Sivas'ta askerliğimi yaparken, Çolpan'dan mektup geldi… Mektupta (Biz Sadri'yle evleniyoruz) yazılıydı… Çok şaşırdım... Büyük bir acı hissettim... Çolpan'la güzel şeyler yaşamıştık… Ardından da birçok filmde oynadık... Asla bir kez (Neden?) diye sormadım... Hiç bir şey olmamış gibi davrandık... Birbirlerini gerçekten sevmişler demek ki; bu evlilik Sadri ölünceye kadar devam etti…'

***

İlk filmi 'Köprüaltı Çocukları'nı çektiğinde 18'ındeydi…

Son filmi 'Birleşen Gönüller'de alkışlandığında 80 yaşını aşmıştı!

***

Hollywood yapımı 'Paralı Askerler'de…

Bir Osmanlı subayını canlandırdı…

O'na, 'Gel, Amerika'ya yerleş… İstikbal senin' dediler…

Yapamadı…

Vatan'ında kalmayı tercih etti…

Belki de cesaret edememişti…

***

Bitiriyoruz…

Fikret Hakan, üç yıl önce bugün veda etmişti hayranlarına…

Amansız hastalıktan yakasını kurtaramamıştı…

Cenaze töreni yürekleri dağladı…

'Devlet Sanatçısı Fikret Hakan'ı…

Ne acıdır ki…

Fikret Hakan'ı…

Son eşi ve kızının yanı sıra…

Sadece…

Haldun Dormen, Türker İnanoğlu, Orhan Gencebay, Cüneyt Arkın, Mustafa Alabora, Nuri Alço, Aydemir Akbaş ve Salih Güney uğurladı sonsuzluğa…

Gelenlerin büyük kısmı ikinci rollerde yer alan figüranlardı…

Fikret Hakan'la sayısız filmde başrol oynayan…

Ünlü sanatçıların hiç biri camiye gelmemişti…

Oysa…

O, büyük aşkların unutulmaz aktörü ve…

Bu ülkenin O'na layık gördüğü unvanıyla bir Devlet Sanatçısı'ydı…

Nokta…

Sonsöz: 'İnsanlar asla, söyledikleri kadar meşgul değillerdir… İnsanların öncelikleri vardır ve bazen sana sıra gelmez… / Paul Auster – Amerikalı Roman Yazarı…'