Niğdeli çiftçinin TV'deki feryadı…
Az rastlanan 'kalp delen' görüntülerdendi…
'Sayın Cumhurbaşkanım, lütfen bizim sesimizi duyun… Vallahi battık, billahi battık, Allah çarpsın battık!'
***
Hafta sonu market etiketlerine bakınca…
Acıklı tablo kendiliğinden ortaya çıkıyor…
Sebzelerin kralı Karnabahar 9 TL.'ye fırlamıştı…
7 TL. etiket taşıyan Ispanak gelinlik kız gibiydi…
Sivri Biber ile yeni mahsul Bakla'nın fiyatı 16 TL.'de duracak gibi değildi…
Tam grip zamanı; ilacı portakal 10 TL'lik etiketiyle yanına yaklaştırmıyor…
Taze fasulye 15 TL.'nin altını görmedi…
Bu nasıl iş?
***
Çiftçi asırlardır bu milletin karnını doyuruyor…
Bir zamanlar kendi kendine yeten yedi ülkeden biriydik…
Nasıl oldu da milletin karnını doyurmak için çalışan çiftçi…
Kendi karnını doyuramaz hale geldi?
Uzmanlık sorusuydu; biz de uzmanına sorduk…
Ziraat Yüksek Mühendisi ve Ziraat Odaları İzmir Şube önceki Başkanı Ferdan Çiftçi'ye göre, son yıllarda üretici, yüksek girdi maliyetleri ile düşük ürün fiyatları kıskacında kalmıştı… Ürettiği halde kazanamadığı için kendi karnını da doyuramaz hale geldi… Son 20 yılda bu nedenle çiftçi yarı yarıya yoksullaştı… Sonunda ithalata dayalı tarım politikaları yüzünden 'kendi kendine yeten ülke' etiketimiz, zaman tünelinde kayboldu gitti…
***
İyi de, İzmirli Tarım Bakanı…
Uzun zamandır çiftçiye teşviklerin tıkır tıkır ödendiğini söylüyor…
Bu ödemeler çiftçiye yetmiyor mu?
Yük. Ziraatçi Ferdan Çiftçi, destekleme yapıldığını doğruluyor ancak yetersiz buluyor… Ne yazık ki, o yetersiz destekler bile zamanında tıkır tıkır ödenmiyor… Örneğin, 2019 destekleri 2020'nin ancak ikinci yarısında bankaya yatırıldı… Üstelik, yasa (Tarımsal desteklemeler için ayrılan bütçe, Gayri Safi Milli Hasıla'nın %1'inden az olamaz…) diye emretmesine karşın; Devlet Baba ancak 'O %1'in yarısı'nı ödeyebiliyor… O da yetmediği için çiftçi gırtlağa kadar borçlanıyor… Çiftçinin bankalardan kullandığı kredi miktarı an itibarıyla 121 milyar TL'yi geçti…
Dikkat! Bu rakama son zamanlarda haciz işlemleri ile gündeme gelen Tarım Kredi Kooperatifleri Birliği'nden kullandırılan krediler dahil değil…
***
Pazar'dan, manavdan bir gözlemimiz daha var…
Mesela…
Üretici geçmiş yıllarda İzmir'in merkezine kendi bahçesinin, tarlasının ürünlerini getirip satardı… Şimdi semt pazarındaki tezgahlara baktığımızda ithal kutular içinde muz, portakal filan görüyoruz… Neden çiftçi ekmekten, biçmekten uzaklaştı?
Ziraatçı Ferdan Hoca'nın yanıtı çok anlamlı…
Diyor ki:
(Burası çok önemli…)
Çiftçi, yüksek girdi maliyetleri ile…
Düşük ürün fiyatları kıskacında kazanamadığı için üretimden koptu…
Son 20 yılda…
İnanılacak gibi değil ama…
Çiftçi 35 milyon dekar alanda üretimden çekildi…
Nüfus yaşlandı…
Tarımdaki ortalama yaş yaklaşık 55-60 civarında…
Pazardaki gözlerimizin iyice alıştığı ithal ürünler ise…
Çiftçi üretmediği için değil, 'politika' olarak böyle…
Tüm bunların sonucunda çiftçi üretimden koptu…
Bir kısmı da her şeye rağmen hala üretmeye devam ediyor..
Tüketicinin mutfağını finanse ediyor…
***
Son soruyu patlatalım ki; bu da pek önemli…
Yoksa çiftçi ailenin yeni kuşak evlatları bu işi yapmak istemiyor mu?
İşte, o 'kritik' cevap…
Çiftçi ailenin yeni kuşakları…
Özellikle küçük üretici ailelerde ne yazık ki bu işi yapmak istemiyor…
Neden, diyeceksiniz…
Tek neden var!
(Burası da çok önemli…)
Gençler çiftçilikte gelecek görmüyorlar…
Hepsinden önemlisi…
Kırsaldaki sosyal ve kültürel olanaksızlıklar da etkili oluyor…
***
Son soru, son cevap…
Şiddetle hissetmeye başladığımız 'su sıkıntısı'…
Ege'nin çiftçisini yakın gelecekte nereye taşır?
Hepten ithal meyve ve sebzeye mi muhtaç oluruz?
Ferdan Çiftçi'nin, bi'solukta verdiği cevap uyarıcı nitelikte…
Ve, özetle şöyle:
Ankara ve yerel yönetimler…
Bu konuda birlikte çalışmaz ve…
Gelecek senaryolarını bir an önce hazırlamaz ise…
Ne yazık ki…
Çiftçi ve tüketici bundan çok fazla etkilenecek…
Su kadar mevsim değişimleri de bunda etkili olacak…
Dünya kendi derdine düşeceği için…
Belki ithalat bile yapamayacağız…
Ya da 'yüksek maliyetler'le ithalat yapacağız…
Allah korusun…
Nokta…
Sonsöz: 'Çiftçi her türlü zorluğa karşın üretmek için çırpınıyor ancak elinden tutan yok… / Anonim…'