EGEDESONSÖZ – CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, Radyo Pause'te yayınlanan Ümit Yaldız'la Egedesonsöz Programı'na konuk oldu.

CHP İzmir Milletvekili Yüksel, kent ve ülke gündemine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Çarpıcı değerlendirmelere sahne olan sohbetin perdesi 'İzmir'in dindarlığı' polemiğiyle açıldı, çözüm sürecine kadar uzandı.

İŞTE YÜKSEL'DEN GÜNDEME ÇARPICI BAKIŞ
- Diyanet İşleri Bakanının sözleri çok mu büyütüldü, ne demek istendi? Siz burada ne tavır koydunuz. Bu gavur İzmir imasıdır dediniz. Neler söyleyeceksiniz?
- Diyanet İşleri Başkanı yaptığı açıklamalarla atadığı müftüyü de tartışmalı hale getirdi. Herkesin atladığı bir cümle var orada... 'İzmir'i din adamlarıyla tekrar ayağa kaldıracağız' diyor! Bu 'İzmir'de bu inanç yok, yerlerde!' demek. Böyle bir şey yok!
'İzmir'in manevi hayatını yeniden ayağa kaldıracağız' demese, 'İrfan eksikliği var' demese… İzmir hoşgörünün, farklılıkların bir arada yaşadığı, nefrete karşı duran bir kenttir. Bu Başbakan'ın, Melih Gökçek'in açıklamalarıyla, bu kentten vekil olmuş bir bakanın 'Hicap duyuyorum' açıklamalarını bir araya getirdiğimizde daha da anlam kazanıyor. İzmir'in irfan geleneğinden kuşku duyan var mı? Hem cami sayısında, hem kütüphane sayısında İzmir'in bir eksiği yoktur…



- Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun çok konuşulan 'sitemkar' 9 yıl değerlendirme konuşması hakkında…
- Şimdi sen 'İzmir'e kokuyor' dediğin zaman ben de şunu sölerim: Sağ iktidarlar döneminde İzmir Körfezi fosseptik çukuruydu. Yüksel Bey ve Aziz Bey bu konuda önemli değişiklikler yaptı... Herhangi bir aksilikte hemen açıklamalar yapılıyor, çevre müdürlüğü cezalar kesiyor! Gediz'e bu hükümet tarafından ne yapıldığına bakıyorsun? Zehir akıyor! Manisa'da, Kütahya'da, Uşak'ta evsel sanayi atıkları yığılı! İzmir'de şu anda arıtma tesisi yapılmamış yer yok… Buralarda 'kanalizasyon akıyor' diyorlar ama buraları mavi bayraklı yerler... Sen İzmir'e 'pis' dersen incitmiş olursun…
Kentsel dönüşümle ilgili 2010'da bir yasa çıkarıldı. O tarihten sonra temmuz ayında Ankara Büyükşehir Belediyesi 7 proje sundu. Bir günde imzadan çıktı projeler! İzmir'in projeleri 1. derecede önemliyken Ankara 4. dereceydi ve İzmir bu projelere en erken başlayan kentti. Bir projeyi bir günde onaylıyorsun İzmir'i bekletiyorsun… Bakanlıklarla görüşüyorsun, 'Tamam yarın yapıyoruz' diyorlar üzerinden 8-10 ay geçiyor…
İki sene doldu geçti hala bekleyen projeler var. Çamlı Barajı mesela… Hükümet 'baraj yapmayacağım' dedi, 'İzmir ben yapacağım' dedi… ÇED raporunda 'Suya ihtiyacı yoktur' denildi. Fuar projesi ihaleye çıkıyor, Büyükşehir'in ihalelerine dışarıdan başkaları geliyor, gidiyor. Burada bir itiraz oluyor. KİK'in 20 gün içinde onaylaması gerekirsen aylar geçiyor… İzmir'in işlerini geciktirmek için… Bakıyorsun burası da Türkiye'nin bir parçası... 35 Proje'nin hepsi palavra projelerdir! İzmir gecikmeli de olsa hizmetini yapıyor. Biz geçen yıl İzmir olarak 32 milyar liralık vergi ödemişiz sadece 700 milyon dolar kamu bütçesinden yatırım almışız. İzmir Büyükşehir Belediyesi taşeronu kaldırdı mı? Kaldırdı… Su borularını değiştirdi mi? Değiştirdi… En uzun şehir içi ulaşım projesini İzmir yapıyor. 136 km hedefleniyor. İzmir doğal yaşam parkı Türkiye'nin en nitelikli doğal yaşam parkıdır. Ulaşımda 2000'e yakın otobüs almış. Otobüslerin tamamı engellilerin kullanımına uygun hale getirilmiş. İzmir çalışıyor… Bıraksalar daha çok yapılabilir. Ankara'nın borcunu kesiyorlar İzmir'in alması gereken parayı kesiyor. 300 küsur yıllık iddianame hazırlıyorlar içine süt giriyor, mandalina giriyor…

- İlçelerdeki hizmet ve projeler hakkında…
- Şunu göğsümü gere gere söylemeliyim, ilçelerden çok iyi yatırımlar geliyor. İlçe belediyeleri kıt bütçeleriyle öyle güzel projeler üretmişler ki bu çok iyi... Elbette eleştirilebilecek yanlarımız vardır ama biz de daha iyisini yapmaya çalışacağız.

- Çözüm süreci ve CHP'nin duruşu hakkında…
- 2002'de terör aslında sıfır noktasına gelmiştir. Giderek ondan sonra yükselmeye başladı. CHP; 1989'dan beri bu konuda yayınladığı raporlarla, bildirilerle ciddiye alınsaydı Türkiye bugün bu noktada olmazdı! Ama maalesef gerekenler yapılmadığı için terör azdı. Genel Başkanımız Kılıçdaroğlu gitti, Başbakan Erdoğan'a 'Gelin bunu çözelim' dedi. '4 partinin katıldığı komisyonla bunu konuşalım, dışarıda da taraflarla görüşme yapacak komisyon oluşturalım, bu TBMM'ye bağlı çalışsın' dedi.
En büyük fark bu yeni komisyon direk hükümete bağlı, 'hınk' deyiciler!
Devlet 'bebek katili' dediği Öcalan'la görüşmeler yapıyor ama bizim dediğimiz komisyonlarda bu olmayacaktı. Başbakan bunu sabote etti. Başbakan bir gün söylediğini ertesi gün yalanlıyor. Bu konuda da gel-gitleri var. Seçimler öncesi 'Aman terör olmasın', oy hesabı yaparak 'açılım' diyorsun ama seçimler geçiyor hükümet bunları unutuyor. Benim korkum bu aslında... Bir seçim arifesi iki kişisel kariyer planı var Başbakan'ın… Ben bugün soruyorum, 'Allah aşkına AKP'nin bu konudaki çözüm önerisinden 5 madde saysınlar!'
Bir ülkede eşit yurttaşlık hakkı olmazsa demokrasiden söz edemezsiniz. Toplumsal uzlaşıyı sağlayamazsanız çözümden nasıl söz edeceksiniz? Türkiye'nin kurucu partisine, CHP'ye rağmen! Ben Doğu'ya çok gittim, herkes bizden umutlu... Kimse Başbakan'a güvenmiyor…

Biz bu süreçte hükümete sözlerimizi söylemeye devam edeceğiz. En az 30 kere faili meçhul komisyonunun kurulmasını istedik ama AKP hep reddetti. Başbakan Öcalan'la aynı dili konuşunca onu eleştirmek zorlaşıyor… Türkiye'de siyasetin nasıl şekillendiğini unutmamak lazım... Süreci eleştiren demokrasi sıkıntılarını eleştiren herkesi idam sehpasına oturtuyorlar… Siyasi partiler yasasını çözmezseniz, yüzde 10 barajı indirmezseniz barış gelmez… Öğrenci parasız eğitim istiyor terör örgütü üyesi, belediye iş yapmaya çalışıyor çete üyesi oluyor! Biz ancak Anayasa'ya ve iç tüzüğe uygun bir komisyonda varız…