'1984'te yayın hayatına başlayan ve 40 yıldır yaşayan Hürriyet Ege'nin, Milliyet'in ve Posta'nın Ege eklerinin kapanması kentimiz ve bölgemiz için çok büyük kayıp olacak. İzmir'in sosyal, ekonomik, kültürel ve tarihi dinamikleri ile kent yaşamının dinamizmini düşündüğünüzde; sadece halkın haber alma hakkı açısından değil, dünyayla ve ülkemizle olan iletişim kanallarını da görmezden gelmiş oluyorsunuz. Ülkemizin en büyük üçüncü kenti, limanıyla, üniversiteleriyle, ticaretiyle, sanayisiyle, üretimiyle, turizmiyle her alanda aktif ve etkili bir kent ve bölgeden haberlerin daha fazla insana ulaşmasının önüne geçiyorsunuz. Neredeyse 40 yıldır kendini ve kentini ulusal bir gazetede gören, okuyan, takip eden insanların haber almasından vazgeçiyorsunuz. Gazeteciler kamu çıkarı gözeterek çalışırlar, siz bu gazetelerin Ege eklerinde çalışan gazetecileri de sadece işsiz bırakmıyorsunuz, yaşadıkları kentten ve bölgeden doğrudan yerinde olarak kamunun yararına yapılan haberlerin yapılmasına, yayılmasına, belki başarı hikayelerinin belki sorunlu alanların belki de sesini duyurmak isteyenlerin önüne bir engel daha koyuyorsunuz. Bu kararın bir kez daha gözden geçirilmesini ve Ege eklerinin yayın hayatına devam edebilmeleri için gerekli alternatif yolların bulunmasını umuyoruz.
Ayrıca şuna da dikkat çekmek istiyoruz; gazetelerin içinde bulunduğu bu durum sadece, gelişen teknoloji ile doğan yeni dijital medya ile açıklanamaz. Tarımda, hayvancılıkta ve daha birçok alandaki dışa bağımlılık gibi kağıtta dışa bağımlılık da gazeteleri bu hale getirdi. Gazetelerin eklerinin kapatılması da dışa bağımlı ekonominin doğrudan sonuçlarından biri yani. Dışarıya bağımlı hale gelmek, sürdürülebilirliği ve üretimi zedeliyor ancak bu politikadaki ısrarları asla değiştirmiyor. SEKA fabrikalarını özelleştirenler bunu öngörmediler ya da öngörmek istemediler.
Borçları silinen, büyük holdinglerin bünyesindeki 'ana akım' dediğimiz medyanın bile bu hale gelmesi, BirGün, Evrensel, Cumhuriyet gibi gazetelerin ve yerel basının yaşadığı sorunların aslında ne kadar derin olduğunu da gösteriyor. Hükümetin derhal bu krize önlem alması, gazetelere ama tüm gazetelere eşit olarak destek vermesi gerekiyor. Tabii ilk önce Basın İlan Kurumu'nun adil davranması gerekiyor.'