CHP İçişleri Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Murat Bakan, Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu Genel Başkanlığı seçimleriyle ilgili açıklama yaptı.
CHP'li Bakan şunları söyledi: 'Türkiye Muhtarlar Konfederasyonu'nun genel başkanlık seçimine bile Saray'ın şaibesi karıştı. Seçimle ilgili iddialar, özellikle İçişleri Bakanı'nın müdahalesiyle ilgili iddialar izaha muhtaç. İçişleri Bakanı'nın başkan adaylarının adaylıklarını geri çektirdiğine, İstanbul Federasyon Başkanı'nın seçilmesi için tüm gücünü kullanarak muhtarlar üzerinde baskı oluşturduğuna dair birtakım iddialar var. Ali Yerlikaya, tüm uyuşturucu kaçakçılarını, suç örgütü çetelerini, kaçakları, kaçakçıları, katilleri, hırsızları yakalamış; vatandaşın da İçişleri Bakanlığı personellerinin de güvenliğini sağlamış, tüm dertlerine derman olmuş mu da muhtarlar konfederasyonu seçimlerine müdahil olmuş? İçişleri Bakanı'nın görevi, muhtarlar konfederasyonunun seçimlerine karışıp, başkan adaylarının adaylıklarını çektirip, kaymakamlar üzerinden de baskı kurarak muhtarların iradesine müdahale ettirmek midir? İçişleri Bakanı ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı ele ele vererek, muhtarlar konfederasyonu seçimlerinde Saray'ın istediği kişinin başkan olabilmesi için makamları üzerinden görevlerini kötüye kullanmıştır. Olan tam olarak budur. Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik kriz, sosyal çürüme, kriminal olaylardaki korkunç artış, uyuşturucu, işsizlik, göçmen sorunu ve hukukun üstünlüğü gibi öncelikli meseleler varken, iktidarın yöneticilerinin bu tür yerel seçimlere baskı uygulamaya çalışması tam anlamıyla bir 'sorumluluk şaşmasıdır.' Ülkenin devasa sorunları ortada dururken, iktidarın en üst düzey yöneticileri neden böyle bir konuyla uğraşır? Halk sizden muhtarların iradesini yönlendirmeyi değil, bu sorunlara çözüm bulmanızı bekliyor.
Saray'ın önümüzdeki genel seçimlere yönelik hazırlığının bir parçası…
Vatandaşın yöneticilerle arasındaki ilk köprü olan, komşularının oyuyla seçilip, kendi mahallesine, komşularına hizmet eden muhtarların siyasi rekabetlerde taraflaştırılmasını da kendi içlerindeki seçimlere siyasetçilerin müdahalesini de doğru bulmuyoruz. Muhtarlar, halkın en yakınındaki temsilcileriyken, bu makama yapılan müdahaleyi, halkın en temel seçme hakkına doğrudan bir darbe olarak görüyoruz. Ancak şunun tespitini de yapıyoruz; Saray, muhtarlar konfederasyonu başkanını bile belirleme telaşına düşmüş görünüyor. Bu olayı sadece muhtarların demokratik seçim yarışına gölge düşürüldü, muhtarlar federasyonuna kayyum atandı diye yorumlamıyor; Saray'ın önümüzdeki genel seçimlere yönelik hazırlığının bir parçası olarak da değerlendiriyoruz. İktidarın, seçim süreçlerini istediği gibi manipüle etme çabası, yalnızca iktidar gücünün kötüye kullanılması değil, Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve İçişleri Bakanı eliyle demokrasinin kırıntılarını bile yok etme çabasıdır. Bu, halkın iradesine ve özgürlüğüne yapılan en büyük ihanettir. Halkın iradesi hiçbir makamın, hiçbir gücün oyuncağı olamaz, olmamalı.'