CHP'de başkanlık koltuğu 'güven'de mi?

CHP İzmir'de İl Başkanı Alaattin Yüksel'in istifasından sonra 'yönetim içinden seçilerek' göreve gelen çiçeği burnunda il başkanı Asuman Ali Güven nihayet günler sonra Ankara'ya giderek Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile bir araya geldi. Parti içindeki muhaliflerin içeriden ve dışarıdan müdahalesine rağmen Yüksel'in yerine bıraktığı ve apar topar seçtirdiği Güven şimdilik sessiz sedasız görevini yürütüyor.

Genel Başkan Kılıçdaroğlu'na kendi deyimiyle 'her konuda' bilgi sunan Güven'e ziyaretinde CHP Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl ve CHP'nin İzmirli Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır eşlik etmiş. Sındır'ın Güven'in arkasında duran ve onu oraya taşıyan irade ile yıldızının barışmadığını zaten herkes biliyor. Bingöl ise bundan sonraki süreci izleyerek 'kalması ya da gitmesi' yönünde görüş bildirecek. Şimdilik süreç 15 Temmuz darbe sonrası da yaşananların da etkisiyle parti içinde durulup sakin gidiyormuş gibi görünse de partiyi Kurban Bayramı'ndan sonra hareketlilik bekliyor. Özellikle, İstanbul ve İzmir merkezli yeni çalışmaların düşünüldüğü partide birçok kişi değişim-dönüşüm umuyor. Bu süreçteki karmaşık ortamda 2019 seçimlerinin yolunu gözleyerek belediye başkanlığı hesapları da yapan yerel aktörleri de dahil ettiğinizde mesele daha da çıkmaza giriyor. Kılıçdaroğlu'nun parti üst yönetimi yani MYK'da yapmayı düşündüğü belirtilen 'ince ayarın' dilden dile dolaştığı bu süreçte önemli kesimler de rüzgarın etkisiyle illerin de operasyona dahil edilmesi talebini parti üst makamlarına iletmiş durumda. Yürüdüğü yolda sık sık belediye başkanlarının başı çektiği krizlerle gündeme gelen partide, Kılıçdaroğlu ne önlem alır bilinmez ama sürecin bir an önce noktalanması gerekiyor.

Partiye her zaman büyük destek veren İzmir'de örgüt, kavga istemediği, barıştan yana olduğu, kamu koltuklarının iç çekişmelere kurban edilmemesini istiyor. Parti tabanından ve genelinden bu mesajı aldığını ifade eden yeni başkan Güven de göreve geldiği günden bu yana bu şekilde birlik beraberlik mesajı veriyor. Partideki genel algıya baktığınızda Güven'in iyi niyeti, kişiliği ve duruşundan kimsenin şikayeti yok. Fakat bu süreci götüremeyeceğine, etkili muhalefeti sürükleyemeyeceğine inanmış ciddi bir kesim var. Bu yüzden de kendisine fazla bir ömür biçilmiyor. Konumlandığı 'araftaki' durum itibariyle ne İsa'ya ne de Musa'ya yaranabilen Güven'in her konudaki 'muğlak-gri' duruşu süreci daha da sıkıntıya sokuyor. Aslında, yerine geldiği ismin emanetçisi gibi görünen birisi olarak emanet edenin yolundan- izinden ayrılma sinyalleri veren Güven'i zor günler bekliyor.

Tabi ki bu arada 'nasıl olsa o koltuktan her türlü gidecek' diyenler de çalışmıyor değil. Bu durumda da birçok isim ön plana çıkıyor. Yönetimin içinde Ednan Arslan, Okan Karlıdağ, Utku Gümrükçü ve Yücel Özen gibi isimlerin olası Güven operasyonu sonrasında gönüllerinden 'başkanlığı' geçirdiği biliniyor. Çünkü her biri sadece başkanlık değil başka makamlar için de görevlere talip olmuş, nabız yoklamış isimler. Eski Başkan Yüksel'in il kongresindeki rakibi Bornova İlçe Başkanı Nevzat Kavalar, Konak İlçe Başkanı Mehmet Şakir Başak ve Gaziemir İlçe Başkanı Umut Tekin de bu makama göz kırpanlardan. Yine eski İl Başkanı Ali Engin ile birlikte Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar'dan açık destek alan Karşıyaka İlçe Başkanı Uğur Yıldırım da ciddi yol kat edenler arasında yer alıyor. Daha önceki süreçte Bakırçay Havzası'ndaki birlikteliği sağlayan isimlerin başında gelen Foça İlçe Başkanı Günal Biçer de bu süreçte merkezde bazı kesimlerden destek alarak öne çıkıyor. Son dönemde Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin ile birlikteliğiyle dikkat çeken Karşıyaka eski Belediye Başkanı Cevat Durak'ı 'ağabey' formülü ile parti gündemine taşıyanlar da yok değil. Sık sık genel merkeze giderek Kılıçdaroğlu'na rapor veren Durak'ın adı 2019 büyükşehir adaylığı için çalışanlar listesine yazılsa da partinin en güçlü olduğu İzmir'de genel başkanı temsil eden makama 'hayır' demeyeceği de biliniyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun ne olursa olsun etkisinin yadsınamayacağı örgütte yaşanan bu tür karmaşık durumlar nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın ortaya çıkan duruma son noktanın konulması gerekiyor. Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere onun adına söz söyleme yetkisine sahip isimlerin net mesajı herkes tarafından bekleniyor.