Politika

CHP adayı Tugay rakibini hedef aldı: Seçim geldi, Dağ değişti!

Cumhur İttifakı Adayı Hamza Dağ'ın seçim çalışmalarını  değerlendirdiğinin Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, "Samimi bulmuyorum. Bugüne kadarki siyasi tavrı genel olarak  savunduğu değerler ve ondan sonra bakış açısı İzmir'deki yaşam tarzına bakış açısı da belli. Yani bu Hamza nasıl oldu da  aday olunca birdenbire bu değişimi gösterdi? Yani bu tabii ki belli ki seçimle ilgili bir şey. Ben bunun tabii böyle olmaması gerektiğini düşünüyorum.  Lütfen herkes kendisi gibi olsun" dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, TV100'ün konuğu oldu. Sunucu Gürkan Hacır'ın sorularını yanıtlayan Tugay, seçim süreci ile ilgili dikkat çekici açıklamalarda bulundu.

PEK ÇOK ANLAMDA BAŞARILI BİR BELEDİYECİLİK HİZMETİ OLDU
İzmir'de kötü bir belediyeciliğin olduğunu düşünmediğini belirten Tugay, 'İzmir'de 'kötü bir belediyecilik var' söylemine katılmıyorum. İzmir'de tam tersine bence çok nitelikli bir belediyecilik hizmeti var. Bu son geçen yıllarda temel belediyecilik hizmetleri açısından artan bazı şeyler oldu. Onların nedenleri tartışılabilir ama şunu hatırlamak lazım. Geçen beş yıl ben de Karşıyaka Belediye Başkanı'ydım ve bütün belediyelerin aslında pandemiden, depremden, ekonomik krizden vesaire etkilendiğini hepimiz gördük. Özellikle ekonomik krizi yabana atmamak lazım. Yani bir anda fiyatlar dörde, beşe, ona falan katlandı. Bütün maliyetler arttı. Buna karşılık belediyelerin gelirleri artmadı. Dolayısıyla biraz hazırlıksız yakalandı aslında toplum buna. O nedenle nasıl bütün diğer kurumlar devletin bizatihi kendisi aynı zamanda özel sektör kuruluşları etkilendiyse İzmir'de de belediyeler de etkilendi bundan. Ama fedakarca çalışılan bir dönem oldu. İzmir kendi ayakları üzerinde yani katma değeri yüksek bir üretimi olan bir kent. Genel olarak Türkiye'nin en üretken kentlerinden birisi. Geçenlerde Ege İhracatçılar Birliği'ni ziyaret ettiğimizde bu konuşuldu. Türkiye'de ithalatının üç katı ihracat yapan bir şehir ve bölge İzmir ve yakın çevresi. Bunlar İzmir'in aslında çok üretken bir şehir olduğunu, çok başarılı bir şey olduğunu gösteriyor. Yani kendi bölgemizde, kendi şehrimizde üretimi kastediyoruz Aynı şekilde tarımda mesela... Bitkisel tarımı Türkiye'nin üçüncü, hayvansal ürünlerde de Türkiye'nin ikinci en fazla üretim yapan şehri İzmir. Bunun gibi pek çok sektörel değerleri var özellikleri var. Neticede kendisi güçlü olan Belediyesi de güçlü olan bir şehir İzmir. Kendi yatırımlarını kendisi yaptı. Bugüne kadar yapılan metroların raylı sistemlerinin hepsini kendisi yaptı. İzmir'de hükümetin bir metre bile bir yatırımı yok. Metro yatırımı yok örneğin. Onun dışında alması gereken hakkını alamadı İzmir. Ama buna rağmen İzmir'de pek çok anlamda başarılı bir belediyecilik hizmeti oldu' dedi.

EN TEMEL SORUN PLANLAMA
İzmir'in en temel sorununun ne olduğunun sorulmasına yanıt veren Tugay, 'İzmir'in, diğer bütün Türkiye'deki şehirlerde olduğu gibi bence en temel sorunu planlamayla ilgili bir sorun. Şehrin bütününe baktığınız zaman yaptığınız plan da öyle kararlar alacaksınız ki bundan on yıl, yirmi yıl, elli yıl sonra da yüz yıl hatta da o plan kararlarına uyarak şehrin gelişimini sağlayacaksınız. Burada konut alanı olarak seçtiğiniz bölgeler, yerleşim alanı olarak, tarım alanı olarak ayırdığınız bölgeler, doğal kaynakları korumak açısından hassas olan bölgeler, sanayi yatırımı için seçeceğiniz bölgeler. Ve tabii buralarda ne tür yatırımlar yapacağınız sosyal ihtiyaçları karşılamak için kent içerisinde hangi bölgelere ayırdığınızı oralarda neler yapacağınızla ilgili planlamayı aslında gerçekten iyi şehircilik olacak yerleri çok önceden planlamış olmanız lazım. Ama Türkiye'de şehir bölge planlamayla ilgili bir sorun olduğunu çok aşikar. Cumhuriyet'in ilk yıllarından beri bu sorunun acısını ve sıkıntısını çektiğimizi herkesin bilmesi lazım. Şehir bölge planlaması yoktu bizde. Yani İzmir'de değil sadece, Türkiye'de yok.Buna benzer problemler nedeniyle İzmir maalesef planlama açısından eksikleri olan dolayısıyla bizim de en temel sorun olarak planlamayı gördüğümüz ve burada ben bu bunun sözünü verdim ve gerçekten yapacağım bunu. Çünkü iyi bir şeyi bölge planlama ekibimiz de var bizim. İzmir Planlama Ajansı'nı var ama çok geliştireceğiz. katılımcı yöntemlerle çalışır hale getireceğiz. Ondan sonra da İzmir'in tamamını bütün kırsal bölgesiyle 4,5 milyonluk bir şehrimiz var. 3 milyon insan Körfez çevresinde metropol alanında yaşıyor. 1,5 milyon insan kırsal bölgelerde yaşıyor. Her birisi birbirinden değerli ve önemli. Kent merkezindeki o sıkışık yaşam ve onun getirdiği bir sürü sorun var. Onları çözmemiz lazım' diye konuştu.

MUCİZEVİ ÇÖZÜM GİBİ GÖRÜLÜYOR
Battı çıktıların çözüm olamayacağını belirten Tugay, 'Şehrin trafiğinin akışında yavaşladığı, tıkandığı yerlere müdahale etmeyi planlıyoruz. Işin özeti bu. Battı çıktı olayı böyle mucizevi çözüm gibi görünüyor ama şunu hatırlamak lazım; Mesela bir belediye başkanı adayımız geçenlerde gördüm Soğukkuyu'ya battı-çıktı geliyor falan diye bir şey yazmış Karşıyaka'da. Soğukkuyu'ya battı-çıktı yapamazsınız. Böyle bir şey yok. Ama bir baktı çıktı belediyeci modası oldu bu son yıllarda. Yani battı çıktı yapan çok büyük belediyecilik yapmış gibi algılanıyor. Battı çıktı yaptığınız yerlerin sağı solu ölüyor. Böyle bir problem var. Yani oralarda esnafsanız dükkanınız varsa onlar bir şeyin arkasında kalıyorsunuz. Onun ötesinde daha çağdaş çözümler var. Daha gerçekçi çözümler var. Niye mesela? Ulaşım planlamasının bilim insanları, hocaları zaten bunları biliyor, söylüyor. Nedir? Mesela akıllı trafik sistemi var. Sadece bunu yaptığımız zaman trafik yüzde 10 rahatlıyor dedik. Ama bazı insanlar algılayamıyor konuyu. Algılayamayınca bu sefer kendince küçümsemeye çalışanlar filan oluyor. Sensörlerle araç geçiş yoğunluğunu bütün kavşaklarda ölçebildiğini zaman arkasından sistemi öyle ayarlayabiliyorsunuz ki trafik ışıkların yanma süresini araç yoğunluğuna göre otomatik ayarlıyor' dedi.

KAYNAK YURT DIŞI FİNANSMAN
Projelerin finansmanının nereden bulunacağının da sorulmasına yanıt veren Tugay, 'Finansman durumunu tabii tüm detaylarıyla bilmiyorum. Ama genel olarak belediyelerin tamamında yaşanan sıkıntılar İzmir Büyükşehir Belediyesi'nde de var. Her yatırımda hükümet de bunu yapıyor. Ya yap işlet devretle yaptırıyor ya da dışarıdan kaynak alınıyor. Mesele şuan Buca metrosunu yaptığınız zaman Buca metrosu kendi işletmesiyle kendi geri ödemesini yapabiliyor. Yurt dışından finanse edildi aynı finansman modelini Karabağlar Gaziemir metrosu için de rahatlıkla kullanabiliriz. Yani raylı sistem ve metro yatırımları, karlı yatırımları bir anda çok sayıda yolcuyu taşıyabiliyorsunuz. Ve gideri sabit gideri çok yüksek değil. Kredilendirme kuruluşlarının yüksek puan verdiği bir kurumdur Büyükşehir Belediyesi. Mali yapısının güçlü olduğuna inanıyorum. Son zamanlarda biraz borç yükü artmış olabilir ama bunun çevrilebileceğine inanıyorum. Bütün verilere sahip olmamamızın nedeni aynı zamanda şirketlerinin olması ve şirketleri üzerinden de giderlerinin belki borçluluğunun oluyor olması. Bunları ben açıkçası çok şu anda öğrenmeye çalışmadım. Ama genel olarak arkadaşlarımızın değerlendirmesi şu; İzmir Büyükşehir Belediyesi güçlü ve büyük bir kurum. Gelir kaynakları oldukça fazla. Yeni gelir kaynakları üretebiliriz. Giderlerinde bir bütçe disiplini sağlayabiliriz ve bu şekilde gelir gider dengesini sağlayarak kurumu çok iyi işler halde tutabiliriz' ifadelerini kullandı.

DAĞ SAMİMİ DEĞİL
Cumhur İttifakı Adayı Hamza Dağ'ın seçim çalışmalarını nasıl değerlendirdiğinin sorulmasına yanıt veren Tugay, 'Samimi bulmuyorum. Bugüne kadarki siyasi tavrı genel olarak savunduğu değerler ve ondan sonra bakış açısı İzmir'deki yaşam tarzına bakış açısı da belli. Yani bu Hamza nasıl oldu da aday olunca birdenbire bu değişimi gösterdi? Yani bu tabii ki belli ki seçimle ilgili bir şey. Ben bunun tabii böyle olmaması gerektiğini düşünüyorum. Lütfen herkes kendisi gibi olsun. Değişmesin yani. Dün neydiyse bugün de öyle olmaya devam etsin. Çünkü yarın da öyle olacak. İnandığı şekilde yaşamak bunu inandığı şeyler için mücadele etmek doğrudur. Ama bunları İzmir'e ben hoş görüneyim diye olduğundan farklı şekle sokmak tabii ki etik değil. Tabii ki doğru değil. Böyle bir eleştiri yapmak benim görevim değil ama İzmirlilerin bunun doğal olarak farkında olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu şekilde insanların gözlerini hoş görünüp yarın öbür gün tekrar bildiğimiz klasik AK Parti siyasetini sahada uygulayarak bir sürü başka yerde yaptıkları gibi o yasaklamalar kendi istedikleri şekilde insanları yaşamaya zorlamalar bir sürü noktada bir sürü baskı unsuru oluşturmalar filan... İzmir bunları kaldırmaz. Bu olacak iş değil. O yüzden bence bu bir bakış açısından vazgeçmeliler' dedi.

HİSSETTİRDİĞİ SORUMLULUK DUYGUSUYLA İLGİLENİYORUM
Anketlerde nasıl oranalr göründüğünün sorulmasına yanıt veren Tugay, 'Fark iyi yönde artıyor. İyi bir sonuç bekliyoruz. Ben İzmir halkına gerçekten hayranım. Nezaketlerine, zarafetlerine, yaklaşımlarına yani çok açık bir şekilde desteklerini hissettiriyorlar. Mesela kırsal bölgede biz aslında biraz daha zayıftık. Ama orada da inanılmaz bir sevgi ve ilgi var. Ben şu anda oranlarla falan ilgilenmiyorum. Işin gerçeği bu. Ben bu sevgiyle ve bu saygıyla ilgileniyorum ve onun bana hissettirdiği sorumluluk duygusu ilgileniyorum' ifadelerini kullandı.

CHP'LİNİN RAKİBİMİZE OY VERECEĞİNİ DÜŞÜNMÜYORUM
Parti içindeki küskünler ve kırgınların sorulması hakkında konuşan Tugay, 'İyiye gidiyor. Sıfırlanır demiyorum ama çok azalır diyorum. Sembolik düzeylere iner diyorum. Bununla böyle olmasını diliyorum bir taraftan. Gerçekten yürekten diliyorum. Çünkü bize yakışan şey İzmir'e yakışan, İzmir'in Cumhuriyet Halk Partisi'ne Cumhuriyet Halk Partisi seçmenine yakışan şey Türkiye'nin içinde bulunduğu sıkıntılı durumda rakibimize karşı tarafa cesaret verecek bir sonuca hizmet etmemektir. Yani bir Cumhuriyet Halk Partisi seçmeninin gidip de rakibimize oy vereceğini düşünmüyorum. Karşı tarafa cesaret veren bir duruma dönüşüyor söylemler. Onu da bilmek lazım. Ben sadece şunu söyleyebilirim; Yani eleştirilerin hepsi başımın üstünde. Ama ben kendimden eminim. Partimizden eminim. bizim çok çalışmaya hazır olduğumuzu tekrar ifade etmek İsterim. Bu şekilde biz bu sorumluluğun gereğini yerine getireceğiz. Ben bundan önceki eksik olan, sıkıntılı olan her neyse hepsine müdahale edeceğimi, düzelteceğimi, lekesiz, tertemiz, çok güzel bir dönem yaşayacağımızı söyleyebilirim. Desteklerini talep ediyorum, İhtiyacımız var. İzmir'in burada daha önceden olduğu gibi o sosyal demokrat, demokrat, özgürlükçü, cumhuriyetçi, laik duruşunu bu seçimde de sandıklarda göstermesini benim değil, partimizin partimizin de değil, Türkiye'nin ihtiyacı var. Türkiye'de pek çok insan İzmir'e hep umutla bakar. İzmir var oldukça ve İzmir'in bu özgürlükçü, demokrat duruşu oldukça o laik duruşu oldukça Türkiye'de bir şeyler sağlam bir şekilde duruyor demektir. Bunu da kabul etmek lazım. Biz bunun ne anlama geldiğini biliyoruz' dedi.