EGEDESONSÖZ - Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, Egedesonsöz’den Fatih Yapar, Mehmet Karabel, Muhittin Akbel, Oktay Güçtekin ve Büşra Çetinkaya'nın sorularını yanıtladı. Başkan Denizli, Despina Vandi olayından kadro oluşturma çalışmalarına, ilçede yaptığı çalışmalardan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'la iletişimine kadar gündem oluşturacak açıklamalar yaptı.
Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, yapılan görüşmede kendisine yönelik eleştirilere, "Hakkımda çıkan olumlu ya da olumsuz haberleri okumuyorum. Ama gündemi takip ediyorum… Ben kolay vurulacak bir profilim. Zengin, şımarık, ünlü birinin kızı imajı çizildi. Hayatta ne görmüş ki nereden bilecek belediyeciliği gibi yorumlar oldu. 5 yıl sonra konuşalım! 5 yıl sonra, bunları söyleyenler nerede, ben neredeyim, bakacağız" sözleriyle kendisine haksızlık edildiğini belirtti.
GİTMESEYDİM ATATÜRK POSTERİNE, BAYRAĞINA SAHİP ÇIKMAYAN BİR BELEDİYE BAŞKANI OLACAKTIM
18 Temmuz tarihinde Türkiye Eğitim Vakfı'nın düzenlediği ve vakıfa ait etkinlikte sahne alması beklenen Yunan şarkıcı Despina Vandi'nin Türk bayrağı ve Atatürk posterinin altında konser vermeyeceğini söylemesiyle başlayan krizi tüm detaylarıyla anlatan Başkan Denizli, "Düşünün şöyle bir telefon geliyor önce, Atatürk ve Türk bayrağını indirip başka yere asalım, diye. Kabul eder misiniz? Sonra Yunan bayrağı asılmasını istediler. Bizim bayrağımızın boyutunda bir Yunan bayrağı ilk bulunamadı sonra bulundu. Sonra Atatürk resmini indirin demiş. Atatürk’ü oradan kim indirir, kim indirebilir? Bu olaylar olurken, ben o konser alanında değildim. Sonrasında ben daha alana gitmeden haber yayılmış ve bana meclis üyemden haber geldi; Lal Başkanım hemen gelmeniz lazım, insanlar yuhalamaya başladı! Ben daha amfiye giderken, İzmir basını, “Türk bayrağına ve Atatürk’e saygısızlık” başlığıyla haberi girmişti zaten! Yoldayken, mesaj atmaya başladılar bana, ‘Despina, Atatürk posteri ve Türk bayrağı önünde şarkı söylemem demiş, biz de protesto ediyoruz’, diye... Bu olay olmasaydı, ben konser alanına gitmeyecektim. Çünkü o hafta üç vatandaşımız yangından kaçarken hayatını kaybetmişti bu nedenle konsere katılmayacağımı daha önceden zaten söylemiştim. O gelişmelerden sonra oraya gitmek zorunda kaldım. Gitmeseydim, Atatürk posterine, bayrağımıza sahip çıkmayan bir belediye başkanı olacaktım. Sahneye çıkmıyor, dediler. Çıkmasın, dedim. Benim düzenlediğim bir konser değil sonuçta. Benim muhatabım, konseri düzenleyen TEV… Ben gittiğimde TEV korosu şarkılarını bitirince beni sahneye davet ettiler, söz alma talebinde bulunmamıştım. Sadece yer tahsisinde bulunduğumuz, bize ait olmayan bir organizasyonun krizini yönetmek bana düştü" dedi.
MAKAM KOLTUĞUMA OTURAN O KÖPEĞİ BİZ SAHİPLENDİK
Makam koltuğuna oturttuğu köpeğini, Despina krizi sonrası eski Bakan Mustafa Varank'ın attığı twett ile bir başka krize yol açması ve sert eleştirilerin hedefi olmasıyla ilgili olarak Başkan Lal Denizli, şunları söyledi:
"Tek kare fotoğraftan kişilik analizi yapmaya bayılıyorlar. Bir grup demiş ki, pahalı köpeğini makamına oturtuyor! O köpeği nereden sahiplendiğimi bilmiyorlar! Moro satın alınmış değil sahiplenilen bir köpek. Altı ayrı evde barınamayıp barınağa terk edilmiş bir köpeği sahiplendim. Hayvan haklarıyla ilgili uzun uzun cümleler kurup anlatmak yerine, o fotoğrafla meramımı anlatayım istedim. Hayvan katliamıyla ilgili yasal düzenlemeye tepkimi koymayı amaçladım. Neden makama oturtmuşum! Pek çok başkan, makam masasına kedi oturtuyor, kuş koyuyor. Neden köpek olmasın ki? Boşluktan, nereye saldıracaklarını bilmiyorlar. O eleştirileri, konuşmaları hiç umursamıyorum."
KENDİMLE İLGİLİ OLUMLU YA DA OLUMSUZ HABERLERİ OKUMUYORUM
Basında kendisiyle ilgili çıkan olumlu ya da olumsuz, hiçbir yazıyı okumadığını anlatan Başkan Denizli, bunun sebebini şu sözlerle ifade etti:
"Benimle ilgili iyi haberleri de okumuyorum, kötü haberleri de… Sadece gündemi takip ediyorum, iletişimden faydalanıyorum. O başka. Ben insanım; ben ne kadar iyi olduğumu her gün gazetede okursam, kötüyü asla göremem. Kötüyü okursam, insanım; cevap verme dürtüm devreye girer, cevap veririm. Herkese cevap vermek durumunda kalırım ki, benim işim, insanlara cevap yetiştirmek değil. Sürekli iyi halimi okursam, kötü zamanlarımızı göremem. Burada amacım, haberin kutsallığını, değerli oluşunu kabul etmemek değil, aksine basına saygım sonsuz ama zihnimi korumak zorundayım. İnsanoğlu, hep övgü ister, eleştirildiği zaman pençe gösterir. Eleştirilme kotamı, halk buluşmalarına saklıyorum. Psikolojimi korumaya çalışıyorum. Bizim halk buluşmalarımızda süre sınırlaması yok, 5 saat halk buluşması yaptığımız oldu. Benimle ilgili değerlendirmeyi, halk yapabilir. Şimdi şöyle: Lal Denizli, çok kötü bir belediye başkanı olabilir mi, olabilir! 5 yılın sonunda böyle bir sonuç çıkabilir mi, çıkabilir, çıkmayadabilir! Hizmet de kamu yönetimi de makam da çok göreceli bir şey. Benim yaptığım hizmet vatandaşı memnun etmeyebilir veya edebilir. Bunun bedelini de yeni dönemde ben öderim. Kendimi iyiden de korumam lazım, kötüden de… Çok iyiye maruz kalırsam, objektifliğimi kaybedebilirim. Sürekli kötü habere maruz kalırsam da kendimi savunmak zorunda kalırım ki bu en son isteyeceğim şey. Ben kendimi savunmak istemiyorum! İzmir’de benim kadar eleştirilen belediye başkanı olmadı. Ben kolay vurulacak bir profilim. Zengin, şımarık, ünlü birinin kızı imajı yaratılmaya çalışıldı. Hayatta ne görmüş ki nereden bilecek belediyeciliği, yok lüks düşkünü, falan gibi söylemler oluyordu en başta. 5 yıl sonra konuşalım! 5 yıl sonra, bunları söyleyenler nerede, ben neredeyim, bakarız. Ben bu kadar netim. İnsan kendini anlatarak kendisini kanıtlayamaz. Hayat böyle bir şey değil. Belediye başkanlığı, kendini anlatacağın mecra değildir, iş yapacağın, hizmet edeceğin yerdir."
18 YAŞINDAN BERİ SİYASETİN İÇİNDEYİM
Siyasi tecrübesiyle ilgili açıklamalarda bulunan Denizli, "33 yaşındayım, 15 yıldır siyasetin içindeyim. Ben örgütümüzde yöneticilik makamlarında da oldum, arka planda mutfakta da oldum, ön koltuklarda değildim her zaman ama her yerdeydim. Buna çalışma arkadaşlarım, örgütten yol arkadaşlarım ve Sayın Genel Başkanımız şahit. Benim ailemde siyasi geçmişi olan kimse yok. 15 yıldır siyasetin içindeyim ama siyasete ilk adımı attığım günü de sayarsak, daha fazla olur" diye konuştu.
DIŞARIDAN 2 MÜDÜR GELDİ; TOPLAM 21 MÜDÜRÜMDEN 19'U, BELEDİYE İÇERİSİNDEN
Ekibini kurarken Çeşme ve İzmir dışından kişileri tercih ettiği yönündeki eleştirilerin de haksız eleştiriler olduğuna vurgu yapan Başkan Denizli, toplam 21 müdürlükteki müdürlerden 19'unun kurum içerisinden, yani Çeşme Belediyesi'nden olduğunu açıkladı:
"Ben sadece kendi A takımımı kurdum. Benimle ilgili, tüm müdürlerini dışarıdan getirtti, dedikodusu yapıldı. Bu iddia, bir kere yalan. Ben göreve geldiğimde 17 olan müdürlük sayısını 21’e çıkardım. Kadın Aile Müdürlüğü, Veterinerlik İşleri Müdürlüğü, Bilgi İşlem Müdürlüğü ve Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü yeni açıldı. Bu dört müdürlüğün müdürlerinden sadece Bilgi İşlem’in müdürü dışarıdan geldi. Diğer üç müdürüm de kurum içerisinden seçildi. Genele vuracak olursak, 21 müdürlükten 19’unun müdürü kurum içinden, yani Çeşme Belediyesi içerisinden. Sadece iki müdürümüz başka illerden geldi. Bu arada sadece üç müdürlüğün müdürlerini değiştirdim. Dışarıdan gelen müdürler de, o birimler için içeriden uygun kimse olmadığı için transfer edildiler. Bu durumda belediyeyi dışarıdan mı dizayn etmiş oluyorum?"
7,5 AYLIK KARNEMDEN ŞİMDİLİK MEMNUNUM
Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, yaptığı yatırımları, hayata geçirdiği projeleri şu sözlerle özetledi:
"Çeşme’mize doğal gazı getiriyoruz. Sadece bu başlı başına büyük bir kanayan yara. Seçim döneminde vatandaşın en yoğun taleplerinin başındaydı. 2025’in ilk diliminde Musalla Mahallemize doğal gaz verilecek. Kazı çalışmaları ve hat döşemelerine başlandı. İzmir Gaz ekibi ile yoğun görüşmelerimiz hızlıca sonuca gitti. Çocuk etkinlik merkezi açtık bir diğerini de önümüzdeki haftalarda açacağız. Etüt merkezi ve kütüphane açtık. Çeşme Çözüm Merkezi’ni açtık. Dalyan yollarının tamamını yeniledik. Ovacık yolunu yaptık. Yaklaşık 75 bin metrekare parke taşı döşedik. Çeşme Vizyon Ofisi’ni kurduk ve lansmanını gerçekleştirdik, ofisimizi açtık. Çok uzun yıllardır Kent Konseyi yoktu Çeşme’de, bunu hayata geçirdik. Çeşmeli 1300 dolayında vatandaşımız Kent Konseyi’nde görev yapıyor, ilgili oldukları konularda… ÇEŞKA iş birliği ve KETEM’in katkılarıyla ücretsiz kanser taramalarına başladık. 40-69 yaş arasındaki kadınlarımıza, mamografi tarama imkânı sunduk. Üniversite öğrencilerine eğitimde destek vererek, burs imkanı sağladık. İlçemizdeki okulların tadilat ve onarımlarını yaparak yeniledik. Okula yeni başlayan öğrencilere kırtasiye yardımı yaptık. 7,5 aylık karnemden şimdilik memnunum. Daha ileride yapabileceğimi düşündüğüm şeyleri çok hızlı bir şekilde hayata geçirdik. Çeşme’nin en büyük sorunlarının başında, altyapı sorunu geliyor. Bu da İzmir Büyükşehirimizin işi. Biz Çeşme Belediyesi olarak, katkı koyabiliyoruz sadece. Bu büyük iş için Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Cemil Tugay, İZSU Genel Müdürümüz Gürkan Erdoğan, gerçekten çok büyük çaba harcıyorlar. Nasıl planlama yaptıklarına, ne kadar çok kafa yorduklarına, nasıl hızlı aksiyon aldıklarına bizzat ben şahidim. Bu konuda Cemil başkanımın ve Gürkan beyin haklarını ödeyemem."
CEMİL TUGAY, BİRLİKTE ÇALIŞMA KONUSUNDA ÇOK KONFORLU BİR BAŞKAN
Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, "İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, nasıl bir başkan, nasıl bir insan?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Cemil başkanla ilgili bir şey söylemek istiyorum; sadece bizim partiden belediye başkanlarına değil, AK Partili ve MHP’lilere söz veren, uzun uzun onları dinleyen bir başkan. Son derece demokratik bir anlayışla yöneticilik yapan bir insan. Cemil Başkanın söz vermediği gibi konular doğru değil. Bunu söyleyenler, haksızlık ederler. Nasıl iyi ve özverili bir insan olduğuna aylardır tanıklık ediyorum. Cemil Başkan, birlikte çalışma konusunda o kadar konforlu bir insan ki... Her şeyden önce söz hakkı veriyor, dinliyor bizleri. Daha önceki belediye başkanlarını hatırlayın. Bunu bir dostça övme olarak söylemiyorum, tecrübeyle söylüyorum; rahatlıkla iletişim kurulabilen bir başkan."
GENÇLİK VEYA KADIN KOLLARINDA KİMİN KAZANDIĞININ ÖNEMİ YOKTUR
Cumhuriyet Halk Partisi'nde, “Belediye Başkanları karşı karşıya geldi mi? Böyle bir tartışma var mı kongreler sonrası?” soruna "Büyükşehir başkanı yok şunun yanında oldu, yok bunun karşısında durdu, diye bir tartışma yok. Bu tartışmalar, partiye ne yazık ki çok büyük zarar veriyor" diyen Başkan Denizli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ne demek Büyükşehir Belediye Başkanı’yla karşı karşıya gelmek veya birlikte olmak! Biz hepimiz Cumhuriyet Halk Partiliyiz. Hangi genç arkadaşımız, hangi kadın arkadaşımız kongreleri kazanırsa kazansın, kazananın kim olduğunun önemi yoktur. Kongre bittiğinde yolumuza devam ederiz. Partide kongre kazanmak veya kaybetmek diye bir şey olamaz. Benim partililiğimde böyle bir şeye yer yok. Cumhuriyet Halk Partisi’nde herhangi bir makama aday olan her arkadaşımız, bizim yol arkadaşımızdır. Kim kazanırsa kazansın, sandık kapandığında o kişinin yanında durmak zorundayız. Çünkü kazanan da kaybeden de bizim insanımız. Benim doğrum, doğrudur diye bir anlayış yok."
ÇEŞME DENİZİNDE KİRLİLİK BAŞLAMADI AMA KİRLİLİK RİSKİYLE KARŞI KARŞIYAYIZ
İzmir Körfezi'ndeki kirlilik kamuoyunun gündeminden düşmezken, Başkan Lal Denizli, "Çeşme'nin denizinde de kirlenme olduğu söyleniyor. Bu doğru mu?" sorusuna net yanıt verdi:
"Çeşme’nin denizinde kirlilik başlamadı ama kirlilik riskiyle karşı karşıyayız. Geçtiğimiz günlerde deniz patlıcanlarının avlanmasına karşı bir çalıştay düzenledik. Bilim insanları bu çalıştayda önemli değerlendirmeler yaptılar. Sadece onlar konuştular, bizler konuşmadık. Deniz patlıcanlarının avlanmasına, deniz kirliliğine yol açma risk ortamının oluşmasına karşı olduğumuzu her platformda söylüyoruz. Ama bunun bilimsel olarak açıklanmasını ve deniz patlıcanlarının kontrolsüz olarak avlanmasının denizlerdeki ekosistemi nasıl etkilediğini ifade ettiler. Denizde sadece yüzmek değil, artan tekne sayıları, kontrolsüz avlanmalar, kaçak avlanmalar ve balık çiftliklerinin yol açtığı sorunlar, tehlikeler ve deniz canlılarına verilen zararlar, bir bütün olarak değerlendirildi. Bilim insanları, böyle giderse, yani balık çiftlikleri gerekli çevreci önlemleri almazsa, altyapı düzenlemeleri denizle uyumlu hale getirilmezse, kaçak avlanmalar devam ederse, Çeşme denizinin kirlenme riskinin çok uzakta olmadığın yönünde sert bir dille uyarılarını yaptılar. Şu anda mevcutta bir sıkıntı yok ama kirlenme ihtimali, bugünkü şartların devam etmesi halinde çok uzakta değil. Katı ve sert önlemlerin acilen alınması gerekiyor. Biz belediye olarak üzerimize düşen görevleri yapmaya çalışıyoruz ama burada biraz da özel sektörün sorumluluk alması gerekiyor. Özellikle balık çiftliklerinin, çevreci anlayışla gerekli önlemleri güncellemeleri gerekiyor. Bu konuda bir altlık hazırlıyoruz ve kısa bir zaman içerisinde balık çiftliklerinin yöneticileriyle bir araya gelip durum değerlendirmesi yapacağız. Sonuçta deniz kirlenirse, balık çiftliklerinin de bir anlamı kalmayacak. Dolayısıyla iş birliği yapmak zorundayız. Denizimizi acil koruma altına almamız lazım. Cemil başkanımız da deniz kirliliği konusunda son derece hassas biri. Aralık ayında, Çalıştayımızın raporu çıkacak ve o raporu başkanımıza da sunacağız."
ÇEŞME'NİN, İZMİR'İN BÖLGESEL YATIRIMA İHTİYACI VAR
Çeşme Turizm Projesi ile ilgili görüşlerini de aktaran Başkan Denizli, şunları söyledi:
"Bir projenin, bir bölgeye kazandıracakları ve kaybettireceklerini konuşmak için önce projeyi enine boyuna araştırmış olmak lazım. Çeşme Turizm Projesini biliyorum ama derinlemesine incelemediğim için bu konuda çok iddialı şeyler söylemem doğru olmaz. Projenin aslı belediyemiz arşivinde bulunmuyor. Çeşme’nin, İzmir’in bölgesel bir yatırıma ihtiyacı var. İlçe belediyesinin, Büyükşehir’in, merkezi hükümetin ortaklaşa bölgeye mutlaka yatırım yapması lazım ama yatırım koşullarının, gerçekten yerelin ihtiyaçları doğrultusunda şekillenmiş olması çok önemli. Tarım arazilerinin imara açılması gibi gündemler olduğu zaman yerel, zaten buna direkt tepki veriyor doğal olarak. Bu nedenle bölgeye yapılacak yatırımın merkezi hükümet ve yerel yönetimlerin bir masada oturup ilerletebilmesi durumunda sağlıklı sonuçlar çıkabilir. Bu, sadece ilgili proje için değil, herhangi bir proje için de geçerlidir. Yani, bakanlıklar, yerelin de görüşünü, fikrini almak zorunda. Çünkü vatandaşımızın aynası yerel yöneticilerdir, sokağın ne istediğini ve beklediğini biz her gün dinliyoruz. Öyle olmadığında ne yereldeki tepki yönetilebiliyor ne de yerel yönetim sahip çıkıyor yapılacak yatırıma, ne de merkezi hükümet projeyi hayata geçirebiliyor! Sonuçta bir yönetim sıkıntısı ortaya çıkıyor. Özetle bu konuyu konuşmanın da bir anlamı yok; çünkü proje mahkeme tarafından durdurulmuş bir proje."
YAKINDA BAZI PROJELERİ GÖRÜŞMEK ÜZERE BAKANLARI ZİYARET EDECEĞİM
Belediye Başkanı seçildiği günden bu yana bakanlarla Çeşme projeleriyle ilgili herhangi bir görüşme fırsatı bulamadığını belirten Başkan Denizli, önümüzdeki aylarda Ankara'ya gidip bir dizi ziyaret gerçekleştireceğini açıkladı:
"Bakanlarla pek görüşme fırsatımız olmadı. Seçimden çıktık, sezon başladı Çeşme’de. Sonrasında da sezon kapandı. Çeşme sezon öncesi, sezon içi ve sonu, bizim için birer seçim maratonu gibiydi. O yüzden bakanlıklarla proje bazlı görüşmeler yapma imkânı olmadı. Kış aylarında bunu planlayacağım ve bazı projelerimizle ilgili bakanlıklarla görüşmeler yapacağım. Bizler, merkezi yönetimle, bakanlıklarla iletişim kurulmasına karşı değiliz. Bölgemize fayda sağlayacak her konuda bir masa etrafında oturabilir, hizmet açısından faydalı olacak her şeyi konuşabiliriz ve konuşabilmeliyiz de.”
İYİ BİR BELEDİYE DEVRALMADIM
"Nasıl bir belediye devraldınız?" sorusunu yanıtlayan Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, "Yöneticiler olarak bizim görevimiz dert yanmak değil. Ancak dert yanacağımız, içinde bulunduğumuz sıkıntıları anlatacağımız zaman da gelecektir" dedi ve ekledi:
"İyi bir belediye devralmadım. Bunu aslında konuşmaya gerek bile duymuyorum. Bunu şöyle açıklıyorum. Bizim yöneticiler olarak görevimiz dert yanmak değildir. Dert yanacağımız, içinde bulunduğumuz sıkıntıları anlatacağımız zaman da gelir. Toplum sıkıntılı bir süreçten geçerken şimdi bunları konuşmak doğru olmaz. Vatandaş kendi derdine mi yansın, benim derdimi mi dinlesin? Şikâyet edeceğimiz zamanın doğru seçilmesi gerekiyor. Biz çok zorlanıyoruz, özellikle maaş ödemeleri sırasında. Neler çektiğimizi bir ben biliyorum, bir de başkan yardımcılarım ve Mali İşler Müdürüm biliyor. Bunu bağıra bağıra anlatmak, benim yönetim anlayışım içinde değil. Kamuoyuna hesap vermemiz gereken bir durum olur, o zaman anlatabilirim, ama salt kötülemek için anlatmam olan biteni anlatırım."
CUMHURİYET HALK PARTİSİ'NİN GÜNDEMİNDE KURULTAY YOK
Lal Denizli, CHP'nin kurultaya gideceği iddialarıyla ilgili olarak, "Kurultay gündemi yok. Eylülde Tüzük Kurultay’ı yapıldı, tüm delegeler katıldı. Sonuç ne oldu? 1000 küsur oyla tüzük geçti, sadece 36 hayır çıktı. Kurultay takvimine göre yapılır. Yıllar sonra CHP Türkiye’de birinci parti oldu. Başarı zamanlarında hayal kurmaya gerek yok. Zamanı geldiğinde kurultay yapılacaktır, her dönem vakti geldiğinde yapıldığı gibi. Olağanüstü kurultay gibi bir gündemimiz yok" dedi. Denizli, CHP'nin cumhurbaşkanı adayının kim olacağı, kimin olması gerektiği yönündeki soruya da "Cumhurbaşkanı adayımızı Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel, parti yöneticilerimiz ve örgütümüzün uygun gördüğü kişi cumhurbaşkanı adayımız olacak elbette. O yüzden önemli olan, benim gönlümden geçen cumhurbaşkanı adayı değil, partimizin seçim günü geldiğinde halkımızın arzu ettiği ve partililerimizin kabul ettiği kişi olacaktır. O ismi telaffuz etmek bize düşmez, biz belediye başkanıyız" yanıtını verdi.
EKREM BAŞKANLA FOTOĞRAF VERMEK, NEDEN BU KADAR SORUN OLUYOR, ANLAMIYORUM
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel olduğu halde pek çok ilçe belediye başkanının İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na gitmesi, birlikte çekilmiş fotoğraflarını sosyal medya hesaplarında paylaşmalarının eleştirildiği yönündeki soruya Başkan Denizli şu cevabı verdi; "Sayın Ekrem İmamoğlu, başka bir partiden belediye başkanı mı? CHP'li başkanların Ekrem Başkan ile fotoğraf çektirmesi, neden bu kadar sorun oluyor, neden bu kadar tartışılıyor, anlam veremiyorum" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlçe belediye başkanlarımızın görüştüğü Sayın Ekrem İmamoğlu, başka bir partiden belediye başkanı mı? Bu neden tuhaf görülüyor ki? Ekrem İmamoğlu, bugün Türkiye’nin en büyük ilinin Büyükşehir Belediye Başkanı. 20 milyonluk bir “ülkeyi” yönetiyor diyebiliriz. Ekrem İmamoğlu, iktidara karşı üç kez seçim kazanmış bir başkanımızdır. Başka illerin, ilçelerin belediye başkanlarıyla fotoğraf verildiğinde hiç sorun olmuyor. Sürekli köpürtülmeye çalışıldığı gibi bir cepheleşme falan yok. Sayın Ekrem İmamoğlu, Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı’dır. Yani tüm Türkiye’deki belediye başkanlarının birliğinin başkanı. Dolayısıyla TBB Başkanı İmamoğlu ile bir belediye başkanının toplantı yapması, görüşmesi ve fotoğraf vermesinden daha doğal bir şey olamaz. Sayın Genel Başkanımız partimizin lideri, Ekrem Başkanımız da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Türkiye Belediyeler Birliği Başkanıdır. Bu algı yaratma çabaları hata ve zaman kaybıdır."
KAYYUMLAR, HALKIN İRADESİNE İNDİRİLMİŞ BİRER DARBEDİR
Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, kayyum atamalarıyla ilgili düşüncelerini de dile getirdi:
"Kayyum, kabul edilebilecek bir şey değil. Hukuki kararlar değil. Seçilmiş bir belediye başkanına kayyum atamak yerine, meclisin içinden bir başkan seçilmeli. Meclisten bir başkan seçilmesine neden engel oluyorsun? Kayyum atamak, tamamen keyfi bir tutumdur. Ahmet Özer’in derhal serbest kalması lazım. Esenyurt halkından iki kişiden birinin oyunu alarak başkan seçilmiş Ahmet Özer’in, çok değerli bir profesörün, bugün hapiste olması çok büyük bir haksızlıktır. Bu kişi Türkiye’nin en prestijli üniversitelerinde nesiller yetiştirmiş, devletimiz tarafından profesör ünvanı almaya hak kazanmış Ahmet Özer. Bu tutum halkın iradesine indirilmiş bir darbedir. Diğer kayyumlara gelince. Kayyumun kabul edilebilir bir durumu yok. Haksız bir uygulama. Siyasi davaların daha sonucu gelmemiş, iddianameleri bile hazır değil. Gizli tanık diyorlar, gizli tanığın ifadesi yok. Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk’ü, iktidar partisinin üyeleri bile yere göğe koyamıyorlar. Hakkaniyet mi bu? Üçüncü kez görevden alıyorlar. İnsan delirir. Yasa yapıcı siz değil misiniz? Adaylaştırmayın o zaman. Varsa hukuken adaylaşmaya engel bir durum, açıkça sen aday olamazsın, densin."
HAYATIM BOYUNCA LAL OLMA MÜCADELESİ VERDİM
Çeşme Belediye Başkanı Lal Denizli, babası ünlü teknik direktör Mustafa Denizli'nin seçim sürecinde ve başkan olmasından sonra ortalıkta hiç görünmemesinin perde arkasını anlattı:
"Babam, tanıdığım en mütevazı insanlardan biridir. Kişiliğinden hiçbir zaman ödün vermemiş biridir. Ben hayatım boyunca hep babamın kızı oldum, her yerde. Aday olduğumda toplumsal olarak yaşadık bunu ama eskiden de böyleydi. Ben bir şey yapıyorum, Mustafa Denizli’nin kızı, Mustafa Denizli’nin kızı! Hayatım boyunca Lal olma mücadelesi verdim. Baba şöyle bir şey var, bunu yapar mısın, dediğimde asla çözmez, kendin hallet, demiştir. Bizi hep böyle yetiştirdi. Seçim maratonuna girdiğimde babamın artısı ya da eksisi hiç konuşulmasın diye kendi halime bıraktı beni. Bir kez makamıma geldi, Ağustos sonunda. Yani seçildikten aylar sonra. Seçildikten bir süre sonra, baba bir gün makamıma gel de bir fotoğrafımız olsun, demiştim. Babam bu sözüme karşılık, “kızım senin makamına gelirsem yanlış anlaşılır”, yanıtını verdi. Babam böyle bir saygılı insandır. Ben belediye başkanı olduğumdan beri Çeşme’ye geliyor ama eskisi kadar sık değil.”
BELEDİYELERİN MÜLK SATIŞI
Tüm belediyeler mülk satışı yaparken, Çeşme Belediyesi'nin de mülk satıp satmayacağı konusunda Başkan Denizli, "Arsa satma meselesi yanlış anlaşılıyor. Belediyenin farklı mülkiyetleri var. Eğer bir alanı, kamu hizmeti için kullanamayacaksan, orasının bir sermaye olarak kullanılması daha doğru. Ayni sermayeyi, nakdi sermayeye dönüştürüyorsun, oradan gelen parayı yatırıma dönüştürüyorsun. Tesis yapmaya uygun olmayacak yerler. 7,5 ayda çok satış yapmadık." ifadelerini kullandı.
*Başkan Lal Denizli, vizyon projelerini de şöyle özetledi:
"Mega değil, vizyon projemiz olacak. Alaçatı’da Sağlık Adası yapacağız. Sağlık hizmetlerimiz çok yetersiz. Çeşme Termal Kür Merkezi Projemiz dönüştürerek otel ve günü birlik Termal Tesis haline getirdik. Bu proje ile Çeşme yalnızca yaz mevsimi ile sınırlı kalmayacak, her mevsim farklı turizm olanakları sunacak. Jeotermal ile yılın 4 mevsimi sağlık turizmi ve günübirlik konaklamaya yönelik projemizin mimarisini tamamlıyoruz. Çeşme Vizyon Ofisi hayata geçirdik. Katılımcı projelerin yapımı, katılımcı yönetim modelinin tahsisi ve Çeşme'de yeni bir kent planlaması yapmak amacıyla Çeşme'nin kent gelişimine katkı sunmak isteyen herkes için ortak çalışma ofisi olmasını hedefledik. Akademisyenlerimiz, meslek insanları, sivil toplum örgütleri ve tabii ki Çeşme halkıyla birlikte aynı masa etrafında ortak akıl çerçevesinde bütün bu projeler üretilecek.
Çeşme Vizyon Ofisi’nin ilk projelerinden olan Alaçatı’nın ilk Gençlik Merkezi ve yeni Sosyal Merkezi olacak Kampüs Alaçatı Projesi’nin katılımcı proje üretme sürecini gençlik buluşması ile başlattık.
Vatandaşlarımızın taleplerine hızlı ve etkin çözümler sunmak amacıyla Çeşme Çözüm Merkezi’ni hizmete açtık. Önceliğimiz olan çocuklarımıza yeni etkinlik alanları yaratıyoruz. Kadın istihdamını arttırma programları ile Kadın Kooperatifi ve Kadını Kalkındırma Ofisi açarak, aynı zamanda kadınlarımıza evde çalışma olanakları sağlayacağız. Yaş Almışlar Kulübü ile yaş almış yurttaşlarımıza Evde Sağlık Hizmeti sağlayacak, sosyal etkinlikler, eğitimler oluşturacağız. Hayvan Yaşam Alanı Projesi ile can dostlarımızın güven için yaşamalarını sağlamayı hedefliyoruz. Düzenli halk buluşmaları ile ilçemizin sorunlarını ortak, katılımcı yönetim anlayışı ile çözüyoruz.