8 Mart’ta çiçeklerle Emekçi Dünya Kadınlar Gününü kutladık, çiçekler gerekli miydi, süsülü konuşmalar gerekli miydi sorulur ancak kadınların sorunlarına ne kadar değinebildik? Yakın günlerde kutladığımız Tevhid-i Tedrisat Kanunundan birkaç cümleyle söz ettik ancak ayrıntısına ne kadar girebildik? Birkaç gün sonra 18Mart, Çanakkale Şehitlerini anacağız, bana göre bu konu şimdi daha öne çıktı.
Bizler için çok önemli bir savaş Çanakkale. Atamızın kendini gerçekleştirdiği savaş. Kaybımızın çok olduğu bir savaş… İngiliz’i savaşarak geçirmediğimiz, geri püskürttüğümüz boğaz ve topraklar ama 3 yıl sonra o İngiliz güzel İstanbul’umuzu yine aç gözlülükle işgal etmiş… İşgal etmiş ancak Atamız o çelik ve gencecik gücüyle “Geldikleri gibi giderler” demiş ve gerçekten de geldikleri gibi yollamış. Atamız 34 yaşında Çanakkale Savaşında… Ne kadar genç…
Toplanıp Saldırmak Adetleri
İngiltere tek başına saldırmıyor. Yanında Avustralya, Yeni Zelanda, Hindistan, Fransa ve başka milletler de var. Denizden saldırıyor, karadan saldırıyor… Yedi düvel saldırıyor Osmanlı’ya. Avrupa’nın hasta adamı ismiyle nitelendirilen Osmanlı Kuzey Doğu’da Rusya ile Güney Doğu’da yine Fransa ve İngiltere (Hintliler filan da orada) ile savaşıyor… Fransa ve İngiltere sömürgelerinden asker getiriyor, paraları çok, askerleri çok...
Ümitleri Osmanlı’yı 3 ay içinde bitirmek. Ama Türk Çanakkale’de savaşıyor. Şehit oluyor, geçirmiyor. Ayağında ayakkabı, üzerinde üniforma yok, aç, yoksul, bit, pire, savaş yorgunu ama savaşıyor, geçirmiyor… Destan yazıyor Çanakkale’de. Atamız yenilgiyi kabul etmiyor. Kurşunu biten askere süngü kullan diyor. Liderlik böyle bir şey, gerçek liderlik, kitleleri arkasından sürükleyebilmek, büyük ve varsıl ülkelerin kuklası olmayan gerçek liderlik…
Vatanı İçin Ölmeye Koşmak veya Kukla Olmak
“Ben sizi savaşmaya değil, ölmeye yolluyorum” diyor. Asker ölmeye koşuyor vatanı için ve Fransız’a, İngiliz’e, onun sömürgelerinden gelen, ne için saldırdığını bile anlayamayan saf, gencecik askerlere geçit vermiyor… İki taraf da çok şehit veriyor. Tek fark, Mehmetçiğimiz vatanı için ölürken, Yeni Zelanda veya Avustralya’dan gelen gencecik, saf askerler neden öldüğünü bile bilmiyor, birilerinin kuklası olmuşlar…
Atamız dehasını bu savaşta gösteriyor, gencecik yaşında dünyanın saygısını ve hayranlığını ilk bu savaşta kazanıyor. Takip eden yıllarda kazandığı diğer savaşlar, yaptığı devrimler ve sonrasında savaştığı tüm bu ülkelerle dost ilişkilere girmesi dünyanın ona olan hayranlık ve saygısı arttırıyor.
Kukla olmayan Gerçek Lider Sevilir, Sayılır
Yalnızca ülkemizde değil, dünyada da Atamızın değeri çok yüksek, ülkemizdeki vatan düşmanları dışında dünyaca sevilen ve sayılan bir lider. Biz de biliyoruz ki tek doğru yol O’nun yolu, O’nun devrimleri, O’nun öğretileri. Her sözü altın değerinde, barışsever bir lider. Devrimlerini tamamlayamadan bu dünyadan göçüp gitmesine karşın 100 küsur yıl sonra hala dimdik ayaktayız.
O’nun öğretileri sayesinde dimdik ayaktayız, her krizimizde sarıldığımız bir konsept O ve O’nun devrimleri, öğretileri ve O’nu hep sevgiyle, saygıyla izleyeceğiz. Vatanımız için canını veren Çanakkale Şehitleri’ni ve “Gerçek Lider Atamız”ı yılda yalnızca bir gün değil, her gün saygıyla ve sevgiyle anıyoruz.
Söz verdiğim üzere kadınların liderlik ve yöneticilik pozisyonlarında neden erkeklerin gerisinde olduğunu,yaşadıkları engelleri, sorunları, mücadeleleri MBA tez konum olan ve daha sonra Türkçeleştirip bir kitap olarak yayınladığım araştırmamdan alıntılarla bir dizi halinde sizlerle gelecek haftadan itibaren paylaşacağım……