Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediyesi Nisan Ayı Olağan Meclisinin İlk Oturumu Gerçekleştirildi. Nisan Ayı Oturumunda Denetim Komisyonu görüşmeleri de gerçekleştirildi.

TEKİN: SADECE BELEDİYEYE DEĞİL PİYASAYA DA İŞ YAPABİLECEK YAPIYA KAVUŞTURULMALARI GEREKİR
AK Parti Meclis Üyesi ve Denetim Komisyonu Üyesi Ercan Tekin muhalefet şerhindeki sonuç bölümünü okurken şu ifadeleri kullandı;

Belediyeler çeşitli devlet kurumlarınca farklı konularda farklı şekillerde denetlenirler. İzmirlilerin oyları ile seçilen belediye meclis üyelerinin arasından seçimle görevlendirilen Belediye Denetim komisyonu, belediyeyi İzmirliler adına denetleyen tek mekanizmadır ve bu mekanizmanın oluşumu ve çalışması ile ilgili esaslar 5393 sayılı yasanın 25. Maddesi ile düzenlenmiştir. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve bağlı kurumları ESHOT ve İZSU’nun mali kayıtlarında yaklaşık olarak 200 binden fazla yevmiye kaydına sahip olduğu, 5000’den fazla alım ve satım dosyasının yer aldığı 2024 yılı incelemesi için 45 günlük çalışma süresi belirlenmiştir. Bağlı kuruluşları ile birlikte İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığının 2024 bütçesi 79.140.000,00 TL’dir. Her yıl ocak ayı Meclis toplantısında seçilen Denetim Komisyonunun çalışmaları 3. Haftadan sonra başlamakta ve Mart ayının son günü raporun teslimi ile sona ermektedir.

45 gün çalışma süresinde; meslekleri birbirinden farklı, kamu, özellikle de belediye tecrübesi olmayan meclis üyelerinin bu büyüklükte bütçesi olan bir Belediyenin çalışmalarını gerçek anlamda denetlemesi mümkün değildir. Özellikle denetim komisyonu üyelerinin komisyon çalışmalarına günde birkaç saatlik çalışma ile katılmaları ise deyim yerinde ise dostlar alışverişte görsün misalidir.

Manisa'da toplu ulaşıma denetim Manisa'da toplu ulaşıma denetim

Bununla birlikte belediyedeki siyasi ve bürokratik kadroların denetim komisyonu ve onun faaliyetlerine bakış açısı tamamıyla bir garabet ürünüdür. Bürokratlar yüzlerce dosyayı ve binlerce evrakı denetim komisyon odasına getirip koyarak alın nasıl bakarsanız bakın mantığı ile hareket etmektedir. Oysaki yaşadığımız teknoloji çağında bilgi belge verilerin izlenebilir, ölçülebilir ve de kararlara esas olacak veri setleri yaratabilir yazılımlarla dolu olduğunu görmekteyiz. Belediyemizin de EBYS (Elektronik bilgi yönetim sistemi) olarak adlandırılan ve milyonlarca lira para harcanarak hazırlanmış bir sistemi bulunmaktadır. Denetimin kısıtlı sürede, etkin verimli çağdaş bir şekilde yapılabilmesi için belediye çalışmalarını tasnif ve sınıflandırmaya yarayacak tablolar halinde, harcama yetkilisi olan daire başkanlıklarından bilgi talep edilmiştir.  Gerek EBYS gerek kendi bilgisayarlarında var olan bilgilerle istediğimiz tabloların hazırlanmasının 3 iş gününde mümkün olduğunu belediyede tanıdığımız arkadaşlarımızdan teyit ettikten sonra biz de 3 iş gününde bu verilerin tarafımıza ulaştırılmasını talep ettik. Ancak 25 günlük süre içerisinde defalarca sormamıza rağmen bu bilgileri alamadık. Bu durum bize öncelikle EBYS sisteminin kullanışlı olup olmadığını sorgulattı. Ancak 3 gün içinde verileri veren daire başkalıkları olduğunu görünce sorunun sistemde değil kullanıcılarda olduğunu anladık.

Denetim komisyonuna bilgi edinmek için çağrılan bürokratların, önceden randevulaşmasına rağmen gelmemesi ya da haber vermeden saatler sonra toplantıya gelmesi, toplantıya gelenlerin kimilerinin de bırakın denetim komisyonunu, herhangi bir üçüncü şahsa bile yapılmaması gereken biçimde toplantı ciddiyetine yakışmayan davranışlar sergilemesi, denetim komisyonuna ayırdığı yarım saatlik bölümde 5 kez telefonla görüşen, kapıdan geçen arkadaşları ile selamlaşmak üzere dışarı çıkan daire başkanlarının olması 157 yıllık bir geçmişe ve kurum kültürüne sahip İzmir Büyükşehir Belediyesine yakışmamaktadır.

Denetim komisyon üyelerinin istediği bilgi ve belgelerin derhal verilmesi gerektiği kanunda açıkça ifade edilmesine rağmen sözlü olarak alamadığım bilgi ve belgeleri yazılı olarak talep etmek zorunda kaldım. (EK-36) En son olarak 17/03/2025 tarih ve belediye iç numarası 2460618 olan talep yazısı ile (EK-37) bu belgelerin verilmesinin sağlanmasını aynı zamanda meclis başkanı olan, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanından talep etmek zorunda kaldım.

Buna rağmen belgeleri vermeyen birim amirleri bulunmaktadır. İzmir Büyükşehir Belediye Birim amirlerinin Belediye Meclisine ve Meclis üyelerine bakış açısını ortaya koyan, Kanunun emrettiği denetim görevini engellemekten çekinmeyen bir bakış açısına sahip bürokratlarla çalışma konusunda takdir Sayın Belediye Başkanına aittir.

Ancak atanmışların seçilmişler ile aralarındaki münasebet yasalar ve saygı çerçevesinde yürütülmelidir. Bazı bürokratların denetim komisyonuna davranış biçimleri ne yasalara ne nezaket kurallarına ne de saygı kurallarına uymaktadır. Bu konu hakkındaki takdiri Sayın meclis üyelerine bırakıyorum. 

Bundan sonraki Denetim Komisyonlarının çalışmalarında komisyon üyeleri ve bürokratların yasalara uygun ve şeffaf bir şekilde İzmir Büyükşehir Belediyesinin kurum kültürüne yakışır biçimde çalışmasının sağlanması gerektiği değerlendirilmektedir. 

2- Gerek İzmir Büyükşehir Belediyesi gerekse İZSU Genel Müdürlüğünün yaptığı ihalelerde ihale dosyalarının yaklaşık maliyetleri hazırlanırken şekil şartlara uyulduğu ancak rekabeti oluşturacak ve kamu kaynaklarını koruyacak şekilde gerçekçi değerlerle hazırlanmadığı görülmüştür. Bu nedenle yapılan ihalelerde düşük teklif sorgulaması yapılırken sonuca etki eden durumlar ortaya çıkmaktadır. Gayri ciddi belirlenen yüksek yaklaşık maliyetler ihalede verilen yüksek teklifleri kabul edilebilir hale getirmektedir.

3-Yapım ihalelerinde kesin proje ve mahal listesi olmadan bazı ihalelerin yapıldığını görmekteyiz. Bu nedenle ihaleden sonra pek çok projede değişikliğine gidildiği, ihale dışı yeni iş kalemleri ile imalatlar yapıldığını görülmüştür. Bu durumda İhalede şirketlerin yarıştığı iş kalemleri değişmiş oluyor. Projenin yeni hali ile ihaleye çıkılsa belki de mevcut şirket ihaleyi kazanamayacaktı belki başka bir firma ihaleyi kazanmış olacaktı. Yani ihaledeki rekabet şartları bu şekilde ortadan kalkmış oluyor. Böyle uygulamaların çok yoğun bir şekilde yapıldığı idarelerin ihalelerine, Kurumsal firmaların katılmakta isteksiz davrandığı görülmektedir.

4- İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZSU, ihalelerde verdiği süre uzatımları ile Türkiye Belediyeleri arasında açık ara önde bulunuyor. Süre uzatımlarının nedenlerini incelediğimiz zaman; idarenin kesin proje ve mahal listesi olmadan ihale yapması, Belediye ve İZSU arasında ihale öncesi koordinasyon yapılmaması hatta Belediye içindeki birimler arasında koordinasyonun yapılmaması süre uzatımlarının en büyük nedenlerinden bir tanesi olduğu anlaşılmaktadır.

Bunun dışında Yüklenicilerin yaptığı imalatların parasının ödenemediği durumlarda yüklenici işi yavaşlatmak zorunda kalıyor hatta ödeme yapılmadığı için firmalara süre uzatımları veriliyor. Süre uzatımları nedeniyle fiyat farkları ortaya çıkıyor. İhalede belirlenen fiyatın çok üzerinde ödemeler yapılarak belediyenin kaynakları israf ediliyor. Belediyeye olan güven azalıyor. Kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılabilmesi için, fiilen Parası hazır olan işlerin ihalesi yapılmalıdır.

5-İzmir Büyükşehir Belediyesinin imalat işlerinde, işlerin yapım süresi diğer illerle karşılaştırıldığında maalesef çok uzun tutulmaktadır. Belediyenin Metro inşaatları hariç günde iki vardiya çalışılarak yapılan imalat işi bulunmamaktadır. Oysaki zaman en pahalı şeydir. Maliyeti en yüksek olan unsurdur. İmalat işlerinin sürelerinin mutlaka İç Denetim yolu ile incelenmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

6-Büyükşehir Belediyesi iktisadi teşebbüslerinin sürekli zarar etmesi sebebiyle her yıl sermaye artırımına gidildiği ve 2017-2023 yılları arasında Belediyenin zarar eden şirketleri için yapmış olduğu sermaye artırım tutarının 6.315.995.372,66 TL olduğu görülmüştür. 2024 yılında da şirketlerin sermayesi 3.009.246.195,02 TL arttırılmıştır. Bu sermaye artışları zararların kapatılması için kullanılmaktadır. Ancak bu şirketlerin zararlarının sebeplerinin topluca analiz edildiği ve bu analiz doğrultusunda her şirket için ayrı ayrı bir tedbirlerin belirlendiği bir yol haritası hazırlanmalıdır. İzmir Büyükşehir Belediyesinde Şirketlerinin nakit akışlarını ve harcamalarını online gören bir yazılım bulunmadığı belediyenin şirketlerin harcama ve nakit durumunu manuel olarak verilen bilgilerle takip ettiğini görmekteyiz. Türkiye’de orta ölçekli şirket guruplarının ve holdinglerinin kendi çatısı altındaki diğer şirketlerin mali durumlarını anlık izleyen ve önümüzdeki dönemler için projeksiyon sağlayan yazılımlar kullandığını görmekteyiz.  İzmir Büyükşehir Belediyesi gibi dev bir kuruluşun şirketleri ile ilgili ortak mali bir yazılımın olmaması bu çağda izah edilebilir bir durum değildir.

Belediye bütçesinden her yıl sermaye olarak aktarılan kaynakların, şirketlerin zararlarının kapatılması ve şirketlerin bu kötü yönetimlerle ayakta tutulmaya çalışılması sürdürülebilir değildir. Bir an önce gerekli tedbirlerin alınarak şirketlerin yanlış yatırım planlamaları ve kötü uygulamalarından doğan zararların önlenmesi ve şirket gelirlerinin aşırı personel istihdamı nedeniyle zarar eden halden kurtarılması gerekmektedir. Belediye şirketleri çağın gereklerine uygun yapıya kavuşturulmalıdır. Aksi halde şirket zararlarını kapatmak için sınırlı kaynağa sahip belediyemizin yatırımlara ayırdığı paranın şirketlere gitmesinin önünü almak mümkün olmayacaktır. Belediye şirketlerinin kendi kaynakları ile ayakta duran hale getirilmesi ve sadece belediyeye değil piyasaya da iş yapabilecek yapıya kavuşturulmaları gerektiği düşünülmektedir.”

SAATLİ: KOMİSYONUN GÖREV TANIMI İÇİNDE YER ALMIYOR
CHP’li Meclis Üyesi Onur Saatli ise, “45 günlük çalışma süreci boyunca tüm denetim komisyonu üyeleri toplantılara katıldı. İZSU ayağında 60 GB varan veri seti komisyon ile paylaşıldı. ESHOT’ta da talep edilen belgelerin tamamı üyelerimiz ile paylaşıldı. Ercan Bey’in söylediğinde hatalı olan konu şu; Komisyonun görev süreci 2024 yılı ile sınırlı.  2024 yılına ait olmayan işlemlerle alakalı inceleme ve belge talebi yapmak komisyonun görev tanımı içinde almıyor” diye konuştu

Yeniden söz alan AK Parti Meclis Üyesi Ercan Tekin, “Raporda tüm tespitleri açıkça yazdım. Başkanlık makamınız gereğini yapacaktır.  Ben Denetim Komisyonu ile ilgili genellemeyi söylemiştim” dedi.

SEVİL: MECLİS ÜYELERİ ÖDESİN
AK Parti Meclis Üyesi Burçin Kevser Sevil gündem dışı konuşmalarda söz alarak geçtiğimiz yıl karar alınan  30 yaş üstü vatandaşların öğrenci kartını kullanamaması kararının iptali ile ilgili eleştirilerde bulunurken, mahkemeye taşınan ve cezai işlem uygulatılan süreç hakkında, “204 bin TL’yi o gün mecliste evet oyu veren meclis üyelerinin ödemesini tavsiye ediyorum” diye konuştu.

TUGAY: İDARİ MAHKEME BİZİM GİBİ DÜŞÜNÜYOR
AK Partili Sevil’in sözlerine yanıt veren Başkan Cemil Tugay, “Ceza kararı verdiler ancak bununla ilgili idari mahkemelerde açılan davalarda hukuka uygun kararı verilmiş. Yani TÜEK’in kararında bu göz ardı edilmiş. Biz bu karara itiraz ettik. Şu günkü fiyatlarda 90 dakika uygulaması ile Türkiye’nin ne uygun ulaşımını sağlıyoruz.  Öğrencilerimizin bu şekilde indirimle gitmeleri kesinlikle sorun değil. Ancak sorun şu; Sadece açık öğretim kaydı ile okula gidip gelmedikleri halde ki iş yeleri de insanları bu yönteme yönlendiriliyormuş. Okula gidenler için tamam. Ancak açık öğretim ile indirimli kart alanlar için haksızca kullanılan her indirim belediye bütçesine ve vatandaşa yapılacak hizmete olumsuz etki ediyor.  Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demir Yolları 25 yaşının üstünde kimseye indirim vermiyor. Bizde öğrenciliği bir tarafa bırakıp yaş sınırı koyuyor diye karar alabiliriz. Biz halen çok avantajlı noktadayız. Bir artış kararı alındı. Bu artış hayata geçince bile Türkiye’nin en ucuzu olmaya devam edeceğiz. Keşke belediyemizin ekonomik şartları sübvansiyon için yeterli şartlarda olsa da hiç böyle şeyler yapmasak. Ancak maalesef belediyenin içinde bulunduğu zaman zaman içine düşürüldüğü ekonomik şartlar buna engel oluyor. Önümüzdeki yıllarda daha da fazla desteklerle toplu ulaşım hizmeti vermeye devam edeceğiz. Yapılan tüm değerlendirmelerde gerçek olarak 30 yaş üstü okullara gidip gelen sayısının çok az olduğu yönünde. Olanlarla ilgili de bir düzenleme yapılabilir. İdari Mahkeme’de bizim gibi düşünüyor. Cezaya itiraz ettik” dedi.

ATMACA: İNSANLAR HER SÖYLEDİĞİNİZİ NOT ALIYOR
AK Parti Grup Sözcüsü Uğur İnan Atmaca kooperatiflerle ilgili sorularını yöneltirken, “1 yılı tamamladık. Dönüşüm anlamında insanlar umudunu kaybetmek üzere. Karabağlar’daki kooperatife 50 tane fazla üye kaydedilmiş. Öncelikle çözüm için bir masa etrafında oturulsun taraflar gelsin. Ancak bu konuda o kadar çok şaibe var ki… Bunlarla ilgili herhangi bir suç duyurusu yaptınız mı? Birileri bir şeyler yapmış. Mecliste bu konuda araştırma komisyonu kurulmasını talep edeceğiz. Ancak bu kentin seçilmiş belediye başkanı olarak sizin sorunları göz ardı etmediğinizi biliyoruz ancak çözüm noktasında bu konular birilerinin yanına kar kalmasın istiyorum.  İnsanlar sizin her konuşmanızın diniliyor ve söylediklerinizi not alıyorlar” ifadelerini kullandı.

TUGAY: SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMADIK
Atmaca’ya yanıt veren Başkan Tugay, “İZBETON üzerinden yapımı taahhüt edilen bir iş. Bu işte en önemli konu arsa sahibi olan ve arsa sahipliğinden dolayı hakkını belediyeye devrettiği için hak sahibi gelen vatandaşların mağduriyeti. Bunlar bizim boynumuzun borcu diyebileceğimiz bir an önce yapmamız gereken işler. Bunun dışında İZBETON kurulan kooperatifler aracılığı ile inşaatları bitirme modelini benimseyerek anlaşma yapmış. Kooperatifler tüzel kişilik olarak muhatabımız. Her bir üyesi ile ayrı ayrı muhatap değiliz.  Onlarla olan anlaşmalarımızı feshettik. Ancak bu kooperatiflere üye olan vatandaşlar haklarını istiyorlar. Sonuna kadar haklılar. Onların hakkını gözetmek zorundayız. Göreve geldiğimizden beri üst üste yapılan değerlendirmelerde hem Sayıştay ile alakalı hem Çevre Şehircilik Bakanlığı hem de İçişleri Bakanlığı denetlemesinde kooperatiflerle ilgi sorunlar olduğu ve bunun feshinin gerekli olduğu söylendi. Bizde o andan itibaren hukuksuz bir şey yapmamak için sözleşmeleri feshetmek için kooperatif yetkilileri ile görüşüp süreci tamamladık. Kooperatif sahipleri zor bir ödeme şartları da olsa ödesin diye bir anlayışımız yok. Onların da mağdur olmayacağı bir arayış içindeyiz. Bir tarafta kamu kaynakları var, taaddüt ettiğimiz şeyler var. Kooperatif anlaşmasının hukuki zemine sağlam oturması lazım. Sağlayabildiğimiz tüm kolaylıkları sağlayarak anlaşmaları yapacağız. Rakamsal olarak telaffuz edemiyorum çünkü hukuki boyutu var.  Bizim kişisel bütçemiz kullanılmadığı için kafamıza göre karar alma özgürlüğümüz yok. Ancak çok sağlıklı ve doğru gidiyor süreç. Örnekköy’deki 3’üncü ve 4’üncü etap inşaatları yapılıyor. Uzundere’dekiler için ruhsat aşamaları tamamlandı. Kooperatif yönetimleri ile uzlaşmaya çalışıyoruz önce hak sahiplerini teslim edelim sonra diğerlerini diye. Gaziemir Aktepe’de zaten bir hak sahibi yok orada çözüm daha kolay gibi görünüyor. Burada suç duyurusunda bulunmadık çünkü özellikle son gelen müfettiş incelemesi ve onun verdiği karar ki eğer gerek gördüyse suç unsuru varsa ve suç duyurusunda bulunduysa o müfettişin tasarrufundaydı. Biz işi bitirme odaklıyız. Bazı kooperatif ortaklarının şikayetçi olduğunu duyduk. Biz adaletin ve doğrunun tarafı olacağız. Bugünde ordayız yarında aynı noktada olacağız” diye konuştu.

'UZLAŞMAK İÇİN ADIM ATARIM'
Karabağlar’daki dönüşüm süreci ile ilgili AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya’nın sözlerine de yanıt veren Başkan Tugay, “Çözüm odaklı olmalıyız. İnsanların sorunu çözsün diye yapmalıyız. Vatandaşın bazen beklentileri gerçekçi olmuyor. Yaptığımız pek çok plan çalışmasında bunu yaşadık gördük. Ben insanların ikna edebileceğini düşünüyorum. 2 farklı siyasi kanattan sürekli birbirini suçlayan, vatandaşı da çözümsüzlüğü ile ortada bırakan anlayış en kötüsü. Bunun bir parçası olunduğunu herkes görsün. Halkın güvenerek bu göreve getirilmiş biri olarak yüzde yüz samimiyet ile uzlaşma adına ne adım atabileceksem atma tarafıyım. İçinde bulunduğumuz şartlarda şehrin içinde bulunduğu şartlar mükemmel çözümler üretmemizi kesinlikle engelliyor. Hepimiz istiyoruz ki çok güzel şehirde oturalım. 7-8 emsali binaların olduğu şehirde yaşıyoruz. Bayraklı’da 8 emsal çıkan bir şehirde yaşıyoruz. Burada kamunun kaynaklarını yeni yaşam alanları oluşturmak için kullanmak zorundayız. Belediye adına bunu yapmayı çok istiyorum ancak bütçe açısından sıkıntıdayız. Bu herkesin bildiği bir gerçek. Burada zaman zaman bakanlığın zaman zaman TOKİ’nin iş birliği yaması gerektiğini söyledim. Buna samimiyim. Dönüşüm için sağlanan bir kaynak var. Biz bu kaynağı kullanalım, riskli olduğu saptanmış yapıların dönüşümü için destek sağlansın. Bunla ilgili yapılan görüşmelerde başta pozitif bir tavır varken kahredici bir durum oluştu ve arkadaşlar birdenbire uzaklaştı. İller Bankası TOKİ tarafından uzaklaştılar. Biz bunu siyasi bir tavır olarak yorumladık. Birilerinin bize yol göstermesi lazım. Sorunların çözülmesi için ‘şöyle bir görevi üstlenin bakanlıkta şunu yapsın’ demesi lazım. Dünya Bankası’nın kentsel dönüşüm için ülkemizin kullanıma sunduğu krediyi İzmir’deki vatandaşlarımızın kullanmasına yardımcı olsak olmaz mı? Keşke hali hazırda Bayraklı ve Bornova’da saptanmış olan binalar için böyle bir şey sağlanmalı. Biz konuşmakta irtibat kurmakta zorluk çekiyoruz. Sayın Milletvekiline yanıt olarak söylemek gerekirse ben gerçekten samimiyim. Daha önceki hiçbir davayı ben kişisel olarak açmadım. O davaların gerekçeleri ile ilgili haklı bulduğum çok şey var. Bunlarla ilgili oturup konuşulamaz mıydı? Bunu bir araya gelip konuşursak buradan bir sonuç çıkarabiliriz” dedi.

YILDIZ: BİRİNCİ HEDEFE KOYMAMIZ LAZIM
Son olarak konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Hakan Yıldız, “Karabağlar üzerinden yola çıkarak İzmir’deki kentsel dönüşüm geçmiş süreçlerle ilgili samimi ve güzel ifadeler kullandınız. Karabağlar ziyaretinizden sonra Cumartesi günü Atilla kaya bey beni ardılar. İzmir meselleri çözümü noktasında öncelikle İzmir İl Başkanımız Bilal Saygılı’nın talimatları ve koordinasyonuyla Ankara’da geçtiğimiz aylarda ziyaretler yapmıştık. Temel neydi, bu meselenin çözümüydü. Kamuya ait yatırımlarda ve alanlarda vatandaşın mağduriyetini nasıl giderebiliriz noktasında faydalı bir toplantı yaptığımız kanaatindeyiz. İnciraltı planlarında, Balçova arsa mağdurlarından Buca Cezaevi alanlarında Atilla Beyin özel Ankara’da takipleri var meselenin yıllardır maalesef… Bu sorunları sizin yönetiminiz oluşturmadı, bu sorunların temeline baktığınızda geçmiş dönemde CHP’li başkanlar oluşturdu. Aziz Beyin döneminden gelen yüz binlik planlarda anlaştığınız metinler ve uzlaştığımız konular vardı. Aziz Beyden bu zamana kadar bakanlık adımları atmışken o dönemki büyükşehir dava açmayı ve protokole uymayan bir süreç geçirdik. Bugün bunları kenara bırakmanın günü olduğu kanaatindeyiz. Geçtiğimiz ziyareti de bu yüzden önemsiyoruz konunun ne kadar problemli hale geldiğini dinledik. Esasında Seferihisar’da, Ödemiş’te, Selçuk’ta Çeşme’de TOKİ bitmiş binaların problemlerini gördük. Bunların hepsinin çözebilecek iradenin bu mecliste olacağını düşünüyorum. Kente ne bıraktık dersek, bu birikmiş sorunları çözmeyi birinci hedefe koymamız lazım bunun içinde Karabağlar’daki 540 hektarlık alan da dahil. Aynı şekilde Balçova arsa mağdurlarının olduğu yerde değil Karabağlar TOKİ’si de dahil bu anlayış değişikliği tarzınızı önemsediğini söylemek isterim. Atilla Bey beni aradığında bu görüşmelere devam edin hangi talepler varsa konuşalım Ankara’da çözüme gidelim. Ben bakanlıklarla görüşmeye hazırım dedi. Bir yıllık dönemi tamamladık. Kayda giren bu tavrınızın önemli olduğunu düşünüyorum. Bu görüşün devamından yanayız. Hızlı bir yol almamız lazım. Depremi yaşadık, uzak bir il değiliz. Ağır bir can kaybımız oldu. Büyük depremi yaşadık. İzmir bugün bile bu riskle karşı karşıya kalabilir. Depremin saati zamanı yok ama bizim zaman kaybetmememiz lazım. Bu konuşmaları ve ortaya koyduğunuz tavrı olumlu bulduğunuzu söylemek isterim” dedi.