Buca’’nın bir yılı’…

Bir yıl önce, yerel seçimlere gün sayıldığı zamanlardı.
Evde olduğum bir saatte kapı çalınmıştı. Güler yüzlü üç kadın, ellerinde broşürlerle beni CHP adayı Ercan Tatı’’ya oy vermeye çağırıyorlardı.’¶
’“Broşürler sizde kalsın, başka bir eve verirsiniz. Bizim oyumuz ailece CHP adayına’” dedim. Çok hoşlarına gitti; bu kez bana ’“Tatı seçilirse, çevremde/sokağımda ne görmek istediğim’” soruldu.
O an aklıma ilk gelivereni, sokaklardaki o çirkin konteynırlardan kurtulunması gerektiğini söyledim.
Sulu atıklardan tutun, her çeşit plastik/teneke/cam/kağıt ne varsa hepsinin çöpe atılmasının hem çevre kirliliğine, hem de yeniden geri kazanılacakken boşa gittiğinden başladım, sokağımda/sokaklarımızda camın, kağıdın, plastiğin ayrı çöp kutularında biriktirilmesini görmek istediğimden çıktım.
’“Aslında yollarda hiç çöp konteynırı olmasa, tıpkı Eskişehir’’de olduğu gibi, çöpler belirli saatlerde toplansa, özellikle yaz günlerinde koku ve sinek yuvası haline gelen bu çirkinlikten kurtulsak en güzeli/en ideali’” dedim.
Ellerindeki kağıtlara notlar aldılar, geldikleri gibi güler yüzlerini bırakarak gittiler.
Kağıda değil de suya yazdıkları ya da yazdıkları kağıtların koltuk sahiplerince suya atıldığı belli ki’… Buca’’nın bütün sokaklarında çöp konteynırları hala birer çirkinlik abidesi olarak, hala etrafa koku yayarak öylece duruyor.
Kağıt ve cam biriktiren kutuları da ara ki bulasın!
Yerel yönetimlerde birinci yılını dolduran seçilmiş belediye başkanları, bugünlerde bir yıla hangi hizmetleri sığdırdıklarını anlatmaya başladılar birer birer.
Buca’’da yaşayan ve bu bir yılda çevremde kayda değer bir hizmet görememiş biri olarak, oy verdiğimiz Ercan Tatı’’nın, kendi ağzından icraatlarını açıklamasını bekliyorum.
İşe kendi partisinin meclis üyeleriyle kavgaya tutuşarak başlayan’…
İşe almalarda hakkaniyet gözetilmediğini, sahipsizlerin işten çıkarıldığını, kendisini eleştiren bir gazetecinin dövüldüğünü duyuran, kavgalarla, şaibelerle, eleştirilerle dolu gazete haberleriyle yüklü bu bir yılın içine hizmet olarak neler sığdırdığını, daha bir yılını doldurmadan ’“başkan seçildiğime pişmanım’” diyen bir başkanın, icraatlarını nasıl anlatacağını merak ediyorum.
Bu arada’…
O çok özendiğim konteynırsız sokaklara geçişin ilk örneklerinin Gaziemir Belediyesi’’nce denendiğini okuyorum gazetelerden.
Gaziemir’’de pilot bölgedeki 4 caddede 7 Ocak’’ta başlayan ’‘çöplerin belli saatlerde ve poşetli şekilde’’ toplanmasına yönelik devrim niteliğindeki projenin oturmaya başladığını, Gaziemir’’deki 4 caddede artık konteynır olmadığını, doğal olarak koku ve konteynırlardan akan sular ile mikropların çevreye yayılarak halk sağlığını tehdit etmesinin de hiç değilse o 4 caddede ortadan kalktığını öğreniyorum.
Gaziemir için sevinerek, Buca adına kıskanarak ve üzülerek.
Umarım, Başkan Tatı’’ya oy verdiğimiz için hayal kırıklığı ile geçen bir yılımız, önümüzdeki 4 yılda ’“haksızlık etmişiz/erken karar vermişiz’” duygusuna evrilir.
Ercan Tatı, sürpriz yapıp maraton koşucusuna dönüşür ve depara kalkarak vereceği hizmetlerle bizi şaşırtır, sevindirir, Buca’’yı gönendirir.
Çıkmadık candan umut kesmemeyi, hala becerebiliyorum gördüğünüz gibi...