Bu Şehir’den Piriştina geçti

16 yıl önce dün, Kemeraltı'nda yürüyorum… Kemeraltı Esnaf Derneği caddeye bir pankart asıyor… İki yaşlı adam durmuş bu olayı izliyordu... Ben de yakınlarında durdum. Pankartın konusunu biliyorum aslında.

Adamlar birbirine soruyor, 'Ne oldu acaba?'

'Piriştina ölmüş!' diyorum… Bir an kimseden bir tepki yok. Görüntü ve sesler donuyor sanki. Sözüm anlaşılınca, iki yaşlı adam birbirlerinin yüzüne bakıyorlar. Biri sağ elinin tersiyle sol avucuna vuruyor: 'Eyvahhh!'

***

Onları orada öylece bırakıp yürüyorum. Çok üzgünüm. Aklımdan ve yüreğimden bir sürü düşünce ve duygu geçiyor…

Tanışalı çok olmamıştı. Daha doğrusu beş altı aydır diyaloğumuz ve samimiyetimiz oluşmuştu. İlk kez Narlıdere'de sanırım Sosyal Demokrasi Derneğinin düzenlediği bir çevre panelinde bir araya gelmiştik… Ruşen Keleş hocamız, Ahmet Piriştina ve ben konuşmacıydık…

Milliyet Ege'de yazıyordum o sıra... Piriştina, DSP'deydi ama CHP'den adaylığı konusunda yoğun baskı vardı. Mehmet Soyer bir gün davet etti beni bürosuna. Arkadaşları da vardı… 'Hocam bir anket yapalım, seçmen ne düşünüyor görelim' dedi…

Anketi yaptık ve sonra Milliyet Ege'de manşetten yayınlandı… 'CHP'li seçmen Piriştina'yı istiyor' başlığıyla... Diğer aday adayları buna biraz bozuldu. Ertesi gündü sanırım, Piriştina beni aradı:

'Hocam gereğini yapacağım…'

***

Sonra seçim kampanyası sırasında CNN Türk'ün bir tartışma programına katıldık. Burhan Özfatura, Işın Çelebi, Ahmet Piriştina ve ben konuşmacılardık... Programın bir yerinde ben Piriştina'nın seçimi kazanma ihtimalinin güçlü olduğunu gerekçeleri ile anlattım... Özfatura, 'Seçmen iradesine ipotek konamaz, seçmen sandıkta karar verir' diye itiraz etmişti…

Ara verdiğimizde dışarıda bana gaz veriyordu Piriştina, 'Hocam sen yüklen, şimdi ben söylersem uygun olmayabilir…'

***

Ardından beni davet etti. Görüşmede Erdal İzgi de vardı… Seçimden endişeliydi biraz... Yaptırdığı ve eline geçen anketlerde durum kritik gözüküyormuş. Ben de 'Rahat kazanırsın…' deyince, bunu anlamaya çalışıyordu…

Daha da ilginci, bana Bornova'yı sordu… Baykal ile görüşmesinde kendisine kontenjan olarak Bornova ve Konak verilmiş... DSP döneminin Milli Eğitim Müdürü olan Behçet Yavuz'u Bornova için düşünmüş ama O, bir kolejle sözleşmesini bahane ederek kabul etmemiş…

'Hocam bana Bornova'da bir eğitimci aday lazım' dedi... Bana önerdiğini düşünerek, 'Ben istifa etmedim, yasal olarak aday olamam' deyince, 'Peki, kim olabilir?' diye sordu. Aziz Kocaoğlu da aday adayları arasındaydı... Arada bir bana uğruyor ve görüşüyorduk…

Ancak sanırım sonra Bornova adayını belirlemek çabası olmadı... Başka dinamiklerin etkisiyle Aziz Bey, Bornova adayı olmuştu…

***

Piriştina'nın ölümü İzmir için büyük bir kayıptı… Hataları ve eleştirilecek bir sürü yanı olabilir… Ama İzmir'e çok yakışıyordu… Alt yapı projelerinin yanı sıra kent kimliği ve kültürüne büyük önem veriyordu…

Samimi ve sahici bir yanı vardı… Özel sohbetlerde ağız dolusu argo sözler söyler ve kahkahayı basardı…

İzmir'i hissediyordu… İzmirliler de onu...