Böyle olur İzmir’in vefası

Yaşarken kıymeti bilindi mi yeterince?

İşte bu tartışılır…

***

O yanık sesini…

Bağlamasının doyulmaz tadına katık edip…

'Tatlı Dillim Güler Yüzlüm, Ey Ceylan Gözlüm…

Gönlüm Hep Seni Arıyor, Neredesin Sen?'

Diyerek yüzlerce türküye can verirken…

Neşet Ertaş'ı unutmak mümkün mü?

***

Ne çileli bir hayat yolculuğudur O'nunki, bi'bilseniz…

Kırşehir'de doğdu, 12 yaşında öksüz kaldı…

Babasıyla birlikte düğünlerde saz çalarak büyüdü…

'Neden Garip Garip Ötersin Bülbül' türküsü ile patladı…

Askerliğini 1962'de İzmir Narlıdere'de yaptı…

O günlerde vuruldu bu güzel kente…

Vurulmakla kalmadı, türkü bile yaptı…

***

Gezdim tüm dünyayı gördüm
Güzel İzmir sana geldim
Benim şirin güzel yurdum
Güzel İzmir sana geldim

Güzelsin asil duruşlu
Medenisin hoşgörülü
Olduğun gibi içli dışlı
Güzel İzmir sana geldim

Gönüllere ışık saçan
Unutamaz görüp geçen
Gariplere kucak açan
Güzel İzmir sana geldim

Kimdir necidir sormayan
Kimseyi hakir görmeyen
İnsanlıktan ödün vermeyen
Güzel İzmir sana geldim

Nice yıllar çok uzağım
Seni seviyor yüreğim
Güzel yurdum, son durağım...
Güzel İzmir sana geldim…

***

1978'de parmakları felç oldu…

Müzisyenlikten başka mesleği olmadığı için işsiz kaldı…

Tedavi olacak parayı bulamadı… Çareyi 1979'da Almanya'daki kardeşinin yanına gitmekte buldu…

Türkiye'ye dönerken, ehliyetsiz araba kullandığı için…

Yugoslavya'da üç ay hapse mahkum oldu…

'Hapishanelere Güneş Doğmuyor' türküsünü orada yazdı…

Gurbette kendisine takılan 'Bozkırın Tezenesi' lakabı ile bütünleşti…

Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından kendisine sunulan 'Devlet Sanatçısı' unvanını…

'Hepimiz bu Devlet'in sanatçısıyız… Ayrıca bir Devlet Sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor' sözleriyle reddetti…

UNESCO'nun 'Yaşayan İnsan Hazinesi' listesine girdi…

İstanbul Teknik Üniversitesi'nden 'Fahri Doktora Unvanı' aldı…

Bağlamadaki tavrı ve türküleri konservatuvarlarda ders olarak okutuldu…

***

Ve…

Besteci, söz yazarı, yorumcu ve halk ozanı Neşet Ertaş

15 yıldır aşk'la yaşadığı İzmir'de…

75 yaşında o melun hastalığa yenik düştü…

Beş yıl önce…

Aramızdan uçup gitti…

***

Bugün O'nun. ne doğum günü ne de ölüm yıldönümü…

Kırşehir'deki heykelinden başka O'nu anacak hiçbir şey yokken…

İzmir için yazdığı türküdeki gibi…

'Bozkırın Tezenesi'ne en büyük vefa İzmir'den geldi…

Büyükşehir Belediyesi, Buca Adatepe'deki kaçak moloz alanını…

Neşet Ertaş için…

Cennet'ten farksız bir parka dönüştürdü…

Adını da 'Neşet Ertaş Parkı' koydu…

Bugün törenle açılıyor o park…

Gitmelisiniz… Görmelisiniz… Yaşamalısınız…

En azından…

'İzmir'in vefası böyle olur…'

Demenin tadını çıkarırsınız…

Sonsöz: 'Mutluluğu seninle bulan senindir; ötesi misafir…'