Politika

Borç ödemede örnek gösterilen Kocaoğlu’ndan açıklama: Devlet önce faizi silmeli!

İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni 15 yıl yöneten Aziz Kocaoğlu, 2004'te göreve başladığında borçlar için gerçekleştirilen yapılandırma ile İller Bankası'ndan gelen paranın yüzde 25'iyle borç ödediğini, kalanla da yatırım yaptıklarını anlattı. Kocaoğlu, bugün telaffuz edilen borçların tahsil edilebilmesi için devletin faizi silmesi, ana paranın da yüzde 10'luk bir kesintiyle alınması gerektiğini, belediyenin de muhtasar ve SGK borçlarını her ay düzenli yatırmasının şart koşulabileceğini söyledi.

Muhittin AKBEL / EGEDESONSÖZ - İntegral Araştırma Şirketi Genel Koordinatörü Ümit Yaldız, SONSÖZ TV'de Gazeteci Fatih Yapar'ın programında, devletin belediyelerden SGK borçlarını tahsil etmek için düğmeye basmasıyla ilgili değerlendirmelerinde, İzmir Büyükşehir'in efsane Başkanı Aziz Kocaoğlu'nu tüm belediyelere örnek göstermişti. Yaldız, İzmir'in en borçlu belediye olduğunu hatırlatırken, 'Başkan Aziz Kocaoğlu, 2004'te göreve geldiğinde bir yandan devlete borç ödedi, belediyenin kredibilitesini yükseltti ve metro gibi büyük yatırımları yaptı. Herkes Aziz Bey'i örnek almalı' demişti.

O ZAMANKİ PARAYLA 1 KATRİLYON 840 TRİLYON LİRA BORCUMUZ VARDI
2004 yılında başlayan o süreçle ilgili olarak Egedesonsöz'e değerlendirmelerde bulunan Aziz Kocaoğlu, hem devlete, hem de belediyelere, belediye başkanlarına tavsiyelerde bulundu. Kocaoğlu, şunları söyledi:

'Evet; çok borcumuz vardı, en borçlu belediyeydik. Ancak Merhum Başkanımız Ahmet Piriştina'nın vefatı sonrası Büyükşehir'e Başkan olduğumda bizim SGK ve muhtasar borcumuz yoktu, piyasaya borcumuz sıfır noktasındaydı. Bizim Hazine'ye borcumuz vardı, Büyük Kanal Projesi'nden dolayı. Piriştina, kredi de kullanmamıştı. Dış krediyle yapılan Büyük Kanal Projesi ağırlıklı olan borcu belediye ödeyemedikçe Hazine de faiz uyguladı. Yapılandırma sonrası, İller Bankası'ndan aldığımız paranın yüzde 25'i kesildi. Borç bitene kadar böyle devam etti. Geriye kalan parayla da işimizi gördük, metro ve diğer yatırımları yaptık. 1 katrilyon 804 trilyon liraydı o zamanki parayla borcumuz. Bayağı büyük bir borçtu. Zaman içerisinde İzmir Büyükşehir Belediyesi borçsuz bir belediye haline geldi, kredibilitemiz en üst seviyelere çıktı.'

MÜTEAHHİTLERE TEŞVİK VEREN DEVLET, O FAİZİ SİLİP ANA PARAYI TAHSİL ETMELİ
Devletin, belediyelerden SGK borçlarını hemen ödeyin, demesinin doğru olmadığının altını çizen Kocaoğlu, şu değerlendirme ve tavsiyelerde bulundu:

'Pek çok belediye, AK Parti'den CHP'ye geçti. İş yapmalarını engellemek için SGK borçlarınızı ödeyin demek, kabul edilebilir bir şey değil. Bu şekilde ülke de yönetilmez, problem de çözülmez. Telaffuz edilen borçların büyük bir kısmı faizdir zaten. Malum, borç temerrüde düştüğü zaman faiz yüksek olur. Müteahhide, başka yatırımcılara teşvik veren devlet, belediyelerden bu faizi isteyerek, aslında o faizi vatandaştan almış olur. Devlet, belediyelerden faiz alarak tefecilik mi yapacak? Devlet, faizleri silmeli, ana parayı da belediyelerin işlerini aksatmayacak bir kesintiyle tahsil etmeli. Bu birinci şart olmalı. İkincisi; tüm faizleri sildin, ana paraya indin, yapılandırırken faizlendirmeyeceksin. Üç; bu borcu, belediyenin devletten aldığı gelirlerden yüzde 10'unu her ay keseceksin. Sen de belediye olarak bunun karşılığında muhtasarını, SGK primini aksatmadan yatıracaksın! Yatırmazsan, bugün konuşulan noktaya geliriz, diyecek devlet. Evet; belediyemiz çok borçluydu ama hesap ettik, gelirimizin yüzde 25'i borcumuz nedeniyle kesildiğinde kurtarıyordum, iş yapabiliyordum. Nitekim bir yandan borç ödedik, diğer yandan yatırım yaptık. Böyle yapmayan belediyelerin borç yükü artar, kredibilitesi olmaz, yurtdışından kredi alamaz. Yurtdışından kredi alınsa da çok yüksek faizle alınır. O zaman belediye müflis tüccar olur. Önce belediye olarak itibarını koruyacaksın, inanılır, güvenilir olacaksın. Bunlara dikkat edildiği zaman borç da ödenir, yatırım da yapılır, finans dünyasında itibar da kazanılır.'