Klasik müziğin en büyük dehalarından Ludvig van Beethoven ölümünden birkaç yıl önce yazmaya başladığı 10. Senfoniyi sağlık sorunları nedeniyle bitirememişti. Aynı dönemde üzerinde çalıştığı 9.Senfoninin (Neşeye Övgü) bu kadar etkili bir beste olması, bitirilmemiş bu esere duyulan merakı daha da arttırıyor.
Yapay Zeka ve Sanat artık birlikte anılan kavramlar ve dünyada bazı üniversitelerde kürsüsü bile bulunuyor. 4 Haziran 2021 tarihli Bir Robotun Portresi başlıklı yazımda görsel sanatlarla ilgili yapay zeka çalışmalarından bahsetmiştim. Kuşkusuz öğrenen makinalar sanatın farklı alanlarında da kullanılıyor. Yakın bir zamanda Kanada Toronto merkezli olan sivil toplum örgütü Over The Bridge, 27'ler Kulübü olarak anılan sanatçılardan dördü adına (Jimi Hendrix, Jim Morrison, Amy Winehouse ve Kurt Cobain) yapay zeka yoluyla besteledikleri şarkılardan bir albüm çıkarmışlardı. Bitirilmemiş 10. Senfoniye ait Beethoven'ın eskiz çalışmaları ile başlangıç bölümüne ait notalar da her geçen gün biraz daha ilerleme kaydeden Yapay Zeka uygulamasının kullanıldığı benzer bir çalışmanın çıkış noktası oldu.
Müzik tarihçileri, müzikologlar, besteciler ve bilgisayar mühendislerinden oluşan bir grup 2019 yılında yapay zeka ile bu bestenin tamamlanmasına yönelik bir çalışma başlattılar. Salzburg'da bulunan ve müzik teknolojileri üzerine çalışan Karajan Enstitüsünün direktörü olan Dr.Matthias Röder'in önderliğinde oluşturulan ekipte Reutgers Üniversitesi Sanat ve Yapay Zeka Laboratuvarı direktörü Ahmed Elgammal, Avusturyalı besteci Walter Werzowa, bilgisayar destekli müzik uzmanı Mark Gotham, Harvard Üniversitesinde müzikolog ve aynı zamanda ünlü bir piyanist olan Robert Levin de bulunuyor.
Grubun amacı öğrenebilir yapay zekanın mekanik bir tekrardan öte, Beethoven'ın eserlerinin ruhunu yakalayan bir senfoniyi tamamlayabilmekti. Beethoven'ın tamamlanmış eserlerinin şablon olarak kullanıldığı çalışmada özellikle kullanılan bestelerden biri de Beşinci Senfoni oldu. Beşinci Senfoninin 4 notalı temel motifinden bir bestenin oluşturulması süreci makinaya öğretildi. Bunu kısa cümlelerden uzun bir paragraf yazmayı öğretmek olarak da düşünebiliriz. Yapay zekanın ürettiği eserler ekip üyeleri tarafından dikkatlice elenerek kullanılması istenen parçalar tekrar makinanın veri tabanına eklendi. Böylelikle uygulamanın eserin gerçeğe en yakın haline ulaşılması sağlandı.
2019'da ortaya çıkan ilk çalışma Bonn'da bestecinin doğup büyüdüğü Beethoven Evi Müzesinde bir grup gazeteci ve özellikle Beethoven üzerine çalışmış müzikologlar karşısında icra edildi ve dinleyicilerden yapay zekanın eserin hangi bölümünde devreye girdiğini bulmaları istendi. Hiçbir doğru tahmin alınamamış olması ekibe doğru yolda olduklarını gösteren bir deneyim oldu.
Ekibin amacı sanatçının 250.doğumgününün kutlandığı 2020'de eserin tüm dinleyicilerin beğenisine sunulmasıydı ancak küresel pandemi krizi projeyi 1 yıl geciktirdi. Eserin son halini birkaç gün içinde dinleme şansına erişebileceğiz. Doğrusu profesyonellerin bu konudaki yorumlarını oldukça merak ediyorum.
Elbette ekibin iddiası bir Beethoven eseri besteledikleri yönünde değil ancak onlar çalışmalarında sanatçının ruhunu yakalayabildiklerini düşünüyorlar. Diğer yandan önemli ölçüde insan emeğinin harcandığı bu çalışmanın başarısını sadece makinalara mal etmek de doğru olmayacaktır. Yapay zeka ile yapılan sanatsal çalışmaların amacı sanatsal eserlerin makinalar tarafından da üretilebildiğini ispatlamak değil. Bu çalışmada da yapay zeka uygulamasının bir sanat eseri olduğunun altını çiziyorlar, ortaya çıkan sonucun Beethoven eseri değeri görmeyeceği elbette açık bir gerçek.
Yapay zeka ile sanatsal çalışmaların temelinde makinalara tıpkı insanlar gibi öğrenme süreçlerini öğretmek ve yeteri kadar veri (gerçek hayatta tecrübe - etkileşim?) sağlandığı durumda ortaya anlamlı bir ürün çıkabileceğini göstermek. Bu durum insana ait yaratım süreçlerini de sorgulatıyor. Yaratıcılık gerçekten ilham perileriyle bizlere mal olan bir hediye mi yoksa öğrenerek çalıştırabileceğimiz mekanik bir süreç mi? Kişisel deneyimler, yetenek ve duygu durumlarının yansıtıldığı eserler belirlenen beğeni standartlarına göre eğitilmiş makina standartlarından ne şekilde ayrılır? Kendi yaratıcılığımızın sınırları ötesinde özgün bir yaratıcılığı ne kadar fark edip değerlendirebiliyoruz? Her şeyin birbirinin tekrarı veya taklidi olduğu, farklı olanın mutlaka etiketlendiği bir ortamda yapay zeka uygulamalarının sonuçlarını ön yargıyla reddetmeden önce yaratıcılıktan anladığımız şeyin ne olduğunu yeniden gözden geçirmekte fayda var.