'Bitik hayat'ın acı fotoğrafı!

Hayata bakışımızın rengini kararttık…

Güneşin rengi dediğimiz…

Bize enerji ve mutluluk veren 'sarı' rengi hayatımızdan çıkardık…

Yüreğimiz soğudu; neşemizi yitirdik…

Kendimizi yemek yemeye verdik…

Önümüze konan tabakta ne varsa, silip süpürdük(!)

Yeni nesil bebişler obez oldu; ona bile aldırmadık…

Sıkıldıkça bi'şiler atıştırdık…

Hep aç kalmaktan korktuk…

İştahla yemek yerken…

Mesela…

Son 16 yılda neden 227 yeni cezaevinin açıldığını…

Aklımıza bile getirmedik…

Son 20 yılda…

Kendimizi düşünmenin dışında…

Her şeye karşı…

Vurdumduymazlığın tarihini yazdık…

Yürek kaldıran her şeye 'Vah… Vah…' dedik…

Acıları kalbimize gömmek yerine…

Ertesi sabah unutuverdik…

***

Hazır yemek çağını yakaladık…

Mutfakta uğraşmak yerine…

Çeşit çeşit yemeğin eve gelmesini beklemeye başladık…

Kurye sektörü resmen patladı…

'Lezzet kapıda' ve 'Günün menüsü' sloganları…

Hayatımızın parçası oldu…

Bu sefer de, 'Ya sıcak gelmezse?' tasası gündeme oturdu…

Kuryelerin hayatı karardı…

Motosikletin üstünden inemez oldular…

Kuryecilik…

O kadar rağbet gören bir 'meslek' haline geldi ki…

Önce midesini düşünenlerin sayısı arttı…

Ya da…

'Aç kalma korkusu' yaşayanların egosu yükseldi…

'Ezelden beri işsizim…' diyen gençler…

Motosikletli kurye oluverdi…

Yeter ki, yemek ısmarlayanlara…

Motosikletli kuryenin bagajındaki her şey…

Sıcak kalsın... Çabuk gitsin…

Mazeret kabul etmeyen bir meslekten söz ediyoruz…

30 dakika içinde…

Adres neresi olursa olsun 'mama' oraya yetişecek; kural bu…

Aksi olursa?

'Pizzanın parası kuryenin cebinden çıkıyor!' diyeceksiniz…

Keşke öyle olsa…

Patron, direkt o kuryenin işine son veriyor…

Neden?

Çünkü, o şanssız arkadaşın mutlaka bir alternatifi var ve…

İşe başlamak için pek çok kişi sıra bekliyor…

Hele hele…

Tecrübeliyse…

İddialara göre patronların çoğu…

Pizzayı zamanında yetiştiremeyen elemanı…

İşten atmakta hiç tereddüt etmiyor…

Eski Roma'daki gladyatörler gibi!

Gücü yetmeyenin kellesini al; yeni bir mücadele başlasın!

***

Koşullar açık…

Ya yaparsın bu işi ya da 'eyvallah' der, gidersin…

Moto-kurye olarak, 'Aman başıma bu gelmesin!' diyorsan…

Azrail'in arkada oturduğunu bilerek…

Gazı kökleyeceksin…

Acayip tehlikeli iş; her gün kaza her gün kaza…

Nereye kadar?

İyi de 'moto-kuryelik' neden 'yüksek tehlikeli iş' kabul edilmiyor?

Var mı, bi'cevabı?

***

İşsizlik memleketin en büyük derdi…

Şaşırırsınız…

Moto-kurye olmak için çabalayanlar arasında mühendis (!) bile var…

***

Çok daha vahim bir tablo olduğunu söyleyen…

İzmir Motor Kuryeler Derneği Başkanı Burhan Akgül…

'Cenazelere gitmekten yorulduk' diyor ve ekliyor:

'Pandemi başladığından bu yana 1,5 yıl içinde Türkiye genelinde 310 moto-kurye, trafik kazalarında hayatını kaybetti… Aynı süre içinde İzmir'de cenazesine katıldığımız 35 arkadaşım var… Sadece Buca'da altı kurye vefat etti… Korona'dan sönmedi onların hayatları… Trafik kazalarında sönen hayatlar bizim kaderimiz oldu…'

***

Sekiz saatten az çalışmıyorlar…

Bazılarının motor üstündeki hayatı en az 12 saat…

Temel şikayet şu:

'Kimse hava koşullarını, trafiği, paket yoğunluğunu düşünmüyor... Sadece siparişini verdiği yemeği düşünüyor…'

***

Bitiriyoruz…

Geçtiğimiz hafta İzmir'in yeşil ilçesi Tire'de…

Yürek burkan bir kaza yaşandı…

Pizza teslimatı yapan motosikletli kurye…

Bir otomobille çarpıştı…

Şükür can kaybı yok…

Yıllar önce EGE TV'nin Tire muhabirliğini yapan…

Genç meslektaşım Ergün Çelik

Yaşadıklarının gölgesinde…

Moto-kuryelerle ilgili duygularını…

Sosyal medyada öylesine anlamlandırmış ki…

Sizin de okumanızı istedim…

İbretlik, satırlar bunlar:

Bu fotoğrafla ilgili uzun uzun cümleler kurmak yerine…

Üç tavsiyede bulunmak istiyorum:

Kuryeler;

Lütfen kurallara uyun… Hız limitlerini aşmayın… Hiçbir şey sizin ve trafikteki diğer insanların canından kıymetli değil…

İşverenler;

Lütfen kuryelere geç kaldıkları için baskı yapmayın... Onların güvenliği önceliğiniz olsun…

Müşteriler;

Lütfen sizler de siparişinizi 15 dakikaya kapınıza beklemeyin… 5 dakika geç gelse de olur…

Nokta…

Sonsöz: 'Acele etmemeli insan; sonra içindeki pişmanlığın sesini kısamıyor… / Anonim…'