Biraz geç kalmadık mı?

Lise bir'de miydik, tam hatırlayamıyorum…

O yaz…

Alsancak'taki tüm yazlık sinemalarda…

Film başlamadan önce…

İnsanoğlunun Ay'a ilk kez ayak basışının görüntüleri oynatılıyordu…

Birkaç dakikalığına…

Siyah-beyaz ama müthiş heyecanla…

Soluk soluğa izleniyordu…

Apollo 11'in kaptanı Astronot Neil Armstrong…

Ay yüzeyine ilk adımı atarken…

İnceden bir toz bulutu kalkmıştı, bastığı yerden…

Armstong'un o anki sözleri tarihe şöyle kazındı:

'İnsan için küçük, insanlık için dev bir adım!'

Takvimler 20 Temmuz 1969'u gösteriyordu…

Apollo 11'in merdiveninin son basamağının önünde…

O anı…

Dünyada 300 milyondan fazla insan canlı izledi…

O sırada TRT'nin TV yayınları henüz yedi aylıktı; emekliyordu…

TRT, (nedense) canlı vermedi asrın olayını…

Daha sonra haberlere koydu o görüntüleri…

Amerika, bu olayı haklı olarak sömürdü…

Prim yaptı…

O sırada dünyanın nüfusu 3 milyar 600 milyon civarındaydı…

(Bugün 7 milyar 800 milyon…)

***

O günden bugüne…

Tam 52 yıl geçti…

Neredeyse 19 bin gün!

***

O 'olay' dilimize fena halde ironik bir tarzda yapıştı…

Bir rivayete göre…

Aziz Nesin, yaratmıştı şu 'eleştirel' söz öbeğini:

'Eller aya, biz yaya!'

Son derece yakışıksız…

Başkalarının ne gibi üstün beceriler gösterdiğini…

Ama buna karşılık…

Bizim doğru – dürüst bi'şi yapamadığımız anlatıyordu…

Yakamızı bu 'yakıştırma'dan kurtaramadık…

Oysa…

Atatürk ne demişti?

'Türk milleti çalışkandır; zekidir…'

***

Aslında eller ay'a giderken…

Biz olmayacak işlerle uğraştık…

Muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak için…

Maraton koşacağımız yerde…

Olmayacak dertlerle uğraştık…

Darbeler yaşadık…

Muhtıralar gördük…

Yabancıların memlekete septiği nifak tohumları yüzünden…

Sağ-sol çatışmaları huzur bırakmadı…

'Kadınlar çiçektir…' diye büyüdük…

Yılda 400 kadının, tanıdığı bir erkek tarafından boğazlandığı günlere geldik…

İşsizlik, bu güzel ülkede rekora koşuyor…

Genç işsizleri sormayın…

Üniversite mezunlarının diplomaları süs oldu!

Pandemi, bir kabus…

Çağın vebası için aşı geldi mi, geliyor mu, endişesi kalbimizi sıkıştırıyor…

Dolar, euro, altın…

Bi'rekora koşuyor; bi'yerlerde sürünüyor…

Bir yıldır iş yapamayan esnaf, borç batağında…

Dükkanlar, birer birer kapanıyor

Çocuklar, okul yolunu unuttu…

İlkokul birinci sınıflar, okuyup, yazamıyor!

Çarşıda pazarda etiketler haftada bir katlanarak yenileniyor!

Emeklilerin maaşı kuşa döndü…

Geçim sıkıntısı yüzünden intiharlar artıyor…

Sinirler yay gibi; her an vatandaş kavganın eşiğinde…

Çocuk istismarı zirve yaptı…

Sağlımız bozuldu, doktora bile gidemiyoruz…

Sporun heyecanını yitirdik, maçlar seyircisiz oynanıyor…

***

Ve biz…

Bu tablonun gölgesinde…

Yepyeni bir 'manşet' ile güne başladık…

Cumhurbaşkanı Erdoğan…

Akşam saatlerinde müjde verdi:

'Ay'a gidiyoruz!'

Nasıl, filan demeye kalmadı…

Türkiye'nin Başkanı açıkladı:

'Milli Uzay Programı'ndaki en önemli hedefimiz, Cumhuriyetimizin 100. yılında Ay'a ilk teması gerçekleştirmek... İnşallah Ay'a gidiyoruz... Hazırlıklara başladık… Güçlü ve bağımsız bir Türkiye'nin yerini sadece dünyada değil, uzayda da tahkim edeceğiz... Yakın zamanda Ay'a iniş denemeleri başarısızlıkla sonuçlanan ülkeleri gördük... Türk mühendislerinin bu görevi başaracaklarına tüm kalbimle inanıyorum… Son hedefimiz, bir Türk vatandaşını uzaya göndermektir…'

***

Bitiriyoruz…

İnsanların geçim derdinde olduğu bir dönemde…

Ay'a çıkma fikri…

Topluma ne ölçüde cazip gelir; tartışılır!

Tabii ki…

Türkiye'nin Ay'a ayak basması müthiş bir olay…

Ancak…

Bir de dilekte bulunuyor vatandaş, haklı olarak:

Birbirine zincir yaptığımız şu dertlerimiz biter de…

Ay'a sorunsuz çıkarız inşallah!

Nokta…

Sonsöz: 'Her zorluğun sonunda doğan bir ışık vardır… Eğer elleriniz diken yaralarıyla kan revan içinde kaldıysa gül'e dokunmanıza çok az zaman kalmış demektir… / Hz. Mevlana…'