Bir maruzatım var başkanım!

Bir kez daha gördük ki…

Bu seçim…

Bir 'yerel seçim' olmaktan çıktı…

Şahane bi'şekilde…

Siyasi Liderler'in 'güç gösterisi' haline geldi…

Hangisi daha çok il / ilçe dolaştı?

Hangisi 'sadece siyaset' yaptı?

Hangisi yüreklere dokundu?

Hepsi birbirine karıştı, başımız döndü…

Oysa…

Siz, biz, hepimiz…

12 gün sonra…

Kentimizin müstakbel büyükşehir belediye başkanını…

30 ilçenin reislerini…

Ve dahi…

Onları desteleyecek belediye meclis üyelerini…

Yanında da…

Mahallemizde her derde deva olan…

Muhtarımızı seçmeyecek miyiz?

***

Peki, meydanlar kimin?

Siyasi parti liderlerinin…

Adaylar nerede?

Çarşıda, pazarda, kapı kapı evlerde, esnafın siftahında…

Allah var, haklarını yemeyelim…

Liderler, her kentte, ilçede başkan adaylarını…

Birkaç kelime ile havalandırıyorlar(!)

Amma…

Asıl mesele; %51'i sandıklardan toplayabilmek…

Son üç gün İzmir, bu gerçeği %100 yaşadı…

***

Cumartesi…

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, 10 saatte İzmir'in dört ilçesini harmanladı…

Bunların üçü 2014'te partisinin kaybettiği…

Aliağa, Ödemiş ve Torbalı'ydı…

Diğeri ise, Bergama'ydı…

Ağırlıklı genel siyaset konuştu…

Mesela…

'Saray'da oturan işsizliğin ne olduğunu bilir mi?' dedi…

Mesela…

'Bunlara oy vermek milliyetçiliğe ihanettir!' dedi…

Mesela…

'Bu millet, 17 yıl sonra neden, soğan-patates kuyruğuna girdi?' diye sordu…

Sonra?

Biraz Aziz Bey'i ve Soyer'i övdü, azıcık da başkan adaylarına yol gösterdi…

Hepsi bu…

***

Pazar…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gündoğdu'ya geldi…

O da genel siyaset yaptı…

Mesela…

'Tuzakları birer birer bozarak yolumuza devam ediyoruz' dedi…

Mesela…

'Biz insanların giyimine kuşamına, yediğine içtiğine mi karıştık?' diye sordu…

Mesela…

Kılıçdaroğlu için, 'Adam girdiği bütün seçimleri kaybetti, oradan kalkamıyor' dedi…

Başka?

Nihat Zeybekci'yi göklere çıkardı…

Hepsi bu...

***

Oysa…

Hangi partiden olurlarsa olsunlar…

İzmir'in tüm belediye başkan adaylarının…

Çarşıda-Pazar'da…

Esnaf ziyaretinde…

Ev gezmelerinde…

Kendilerini ve projelerini anlatırken…

Resmen canı çıkıyor…

Ege'de Sonsöz'e 'kahve molası' için gelen adaylara bakıyorum…

İstemeden 'fit' olmuşlar…

Ne göbek kalmış ne karın…

Bi'de bunun…

Kazandıktan sonra en az üç ay sürecek…

Tebrik faslı var!

***

AK Partili adaylar nefes nefese…

Ama…

'Asla yoruldum!' demiyorlar…

Çünkü dağıttıkları broşürlerde…

'Durmak yok, yola devam!' yazıyor…

Eh, istese de duramaz zaten…

CHP'li aday, yağmur altında esnaf ziyareti yapıyor…

O da şikayet edemez!

Elindeki broşürde…

'Mart'ın sonu bahar!' başlığı var…

O heyecanla elinde şemsiye ziyarete devam…

***

En yalnız… En tek tabanca… En güler yüzlü…

Olanlar ise, muhtarlar adayları…

İnanılacak gibi değil ama gerçek…

Saat mefhumları yok!

Akşam saat 22.30 kapı çalındı…

Evde yatak kıyafeti ile dolaşıyorum…

'Kim o?' diye seslendim…

Cevap tek kelime:

'Muhtarınız…'

Yav, bu saatte ne muhtarı; insanın aklı zıplıyor…

Karı-koca muhtar adayı…

Hani, kazara 'Buyur' desem…

Anında ayakkabıları çıkarıp, içeri girecekler…

'Oyunuza talibiz…' der demez, elime broşürü tutuşturuyor…

Propaganda şahane:

'Ben 7x24 emrinizdeyim… Beni seçerseniz mutlu olacaksınız…'

Olacak şey değil, banka ATM'si gibi!

Sallamıyorum, bizzat yaşadım…

Sonra makineli tüfek hızıyla yapacaklarını anlatmaya başlıyor…

Aslında söyledikleri broşürde var…

'Peki, ilgileneceğim…' diye söz veriyorum…

Ama sormadan edemiyorum…

Çünkü…

Üstümüzde daha üç kat var, üçerden dokuz daire…

Onlara da uğrayacaklar mı acaba?

'Gece yarısına kadar bu apartmanı bitireceğiz!' diyor…

Pes ve maşallah…

***

Zor bu adayların işleri…

Çoook zor…

Neyse, 12 gün kaldı…

Anlayacağız 31 Mart gecesi…

Yaşadığımız yerel seçim mi?

Yoksa genel seçim mi?

Kabak gibi ortaya çıkacak!

Nokta!

Sonsöz: 'Kalbinizle yaptığınız her şey, size geri dönecektir!'