Bir kurtuluş hikayesi!

Bir zamanlar…

İzmir'in parmakla gösterilen…

Benzersiz, ömre bedel o pırlanta köşesinden söz ederken…

'Güneş… Deniz… Kum…'

Üçlemesinin yakıştırıldığı…

İzmir sınırları içinde başka mekan yoktu…

Biliyorum…

İçinizden 'Çeşme…' filan geçiyor ama…

70 yıl önce…

Sayfiye deyince İzmir'in 'tek taşı' İnciraltı'ydı…

Çocukluğumdan biliyorum…

Yaz geldi mi…

Hafta sonları, bizim mahallede…

1950 model burunlu Magirus otobüsler kiralanır…

Dolmalar, köfteler hazırlanır…

Ver elini İnciraltı…

Sonra…

Bi'de baktık ki, gençlik yıllarında…

Yeni bir moda hayatımıza girivermiş:

'İnciraltı bitti, yaşasın Çeşme!'

***

İnciraltı…

O 'tek taş pırlanta' unvanını neden koruyamadı?

Neden?

Tazecik sebze, meyve bahçeleri kurudu ya da köklendi?

Neden?

Çağdaş bir planlama yapılamıyordu?

Aslında…

'Eskilerin kafası daha çok çalışıyormuş!' diyeceğim…

Kimilerine 'ayıp' olacak…

Bakın, ne buldum 'sahafları' gezerken…

İnanılmaz bir tesadüf…

'15 Temmuz 1938' tarihli Akşam Gazetesi'nden…

Fotoğraflı bir İnciraltı haberi…

Beline kadar suyun içinde, minik yelkenli kayıklarla…

Yan yana yüzen İzmirliler…

85 yıl öncenin haberine ait başlık şöyle:

'İnciraltı Plajı'nda 25000 liraya büyük bir gazino ve banyolar inşa edilecek…'

Haberin içeriğine gelince…

(Belli ki İzmirli bir gazeteci keyifle yazmış…)

'İzmir'in İnciraltı Plajı'nda bir gazino ve banyo inşası için bir proje hazırlanmıştır… İzmir Nafia (Bayındırlık) Müdürlüğü tarafından hazırlanan bu projeye göre gazino ve banyolar 25 bin liraya inşa edilecektir… Plajın istikbalı çok parlak görülüyor… Çünkü yarım saat uzaktaki Agamemnun kaplıcası sularının, demir borularla İnciraltı mevkiine getirilmesi ve orada bir sıcak su banyolu büyük bir otel inşası işi de tedarik ediliyor… Tahminlere göre bu otel 90 bin liraya çıkacaktır…'

Şu işe bakar mısınız?

85 yıl önce…

Devlet Baba o kadar hızlı ki…

Ne var ki…

Plajı yapıyor ama otele para yetmiyor…

Merak ettiniz di'mi?

1938'de…

1 ABD doları ne kadar?

Şaka gibi:

'1 Lira 26 Kuruş'

***

İnciraltı, sadece İzmirli'nin 'çivileme' yapıp serinlediği…

Piknik keyfinin tadını çıkardığı…

Bir 'deniz, kum, güneş' Cenneti değildi…

Üretim yapılıyordu…

Mesela…

'İnciraltı Mandalina'sı, ömre bedeldi...

Avrupa'nın neredeyse tüm ülkeleri…

İnciraltı Mandalinası'nı…

Kapışabilmek için dev kamyonlarla taaa İnciraltı'na gelir…

Yerinde, dalından kasalanır…

Sonra da…

'Ver elini Avrupa…'

***

Ya bugün?

Acıklı sorular arka arkaya geliyor…

Mesela…

Cennet İnciraltı tarımı ve çiçekçiliği neden boşladı?

Mesela…

Şahane kent sayfiyesinde neden artık denize giren kalmadı?

Mesela…

Doğa Turizmi'ni nasıl elimizde öldürdük?

Var mı?

Tek tek cevap verecek olan?

***

Şaka gibi…

Taaa, 1991'lerde…

(Hayal edin; 32 yıl önce…)

O günlerin Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın imzasıyla…

İnciraltı'nın…

'Turizim Bölgesi' ilan edildiğini biliyor muydunuz?

Bugün…

Tayfun Karabulut'un başkanlığını yürüttüğü…

'İnciraltı Gelişim Derneği'

İşte o günlerde kurulmuştu…

O dernek…

Bugün 30 yaşında…

Zaten…

İnciraltı Derneği'nden daha yaşlı sadece…

Kanaryaseverler Derneği kaldı İzmir'de; o da 38 yaşında…

***

İnciraltı'ndan söz ederken…

N'olacak bu 'İzmir'in uydu Cenneti' derken…

Paaat, diye…

Karşımıza, 'EXPO Şansı' çıkıverdi…

Bir 'Dünya Fuarı' olarak ilk olarak 2015'te yarışa girdik…

Uçaklar dolusu İzmir'in önemli isimlerini Paris'e gönderdik…

Kılpayı kaybettik…

2020 EXPO'su için bi'hamle daha yaptık…

Yine olmadı…

İzmir olarak hayalimiz şuydu:

'O tarihte İnciraltı'nın planlaması yapılmamıştı ama…

Hayallerimiz vardı…

Kent Ormanı büyütülecek, EXPO alanı yaratılacak…

Kalan mülkiyet arazileri de turizm imarlı olacaktı…

Kısmet değilmiş…'

***

Yıllardır, şu soruluyor?

'İnciraltı neden yarım asırdır plansız?'

Bu soru hep 'karanlıkta' kaldı…

Bu bölgede toprak sahibi olup…

Hayatını sürdüren beşinci nesil yaşıyor…

O has İzmirliler sayesinde…

Cennet İnciraltı…

Bugün betona gömülmekten kurtuldu…

Kentin göbeğinde, üstelik deniz kenarında…

Gecekondulaşma olmadı…

İzmir'in önceki Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun…

Unutulmaz bir tespiti var o topraklar için:

'İzmirliler, İnciraltı toprak sahiplerine teşekkür borçludur; burayı koruyup, kolladıkları için…'

***

Ve…

Yine yıllardır süren vahim olay şuydu:

İnciraltı'nda yaşayanların dışında…

O şehiriçi Cenneti'nin…

Gönüllerden geçtiği gibi…

İzmir'e kazandırılmasını isteyen…

Sadece bir avuç toprak sahibi kalmıştı…

Dernek'ten başka…

'İnciraltı'nın mutlaka planlanması gerekiyor!' diyenlerin sayısı…

Parmakla sayılacak kadar azdı…

İzmir, ne yazık ki 'hantallık' olarak kabul edilebilecek…

Bir ağırlık içindeydi…

Ve, 'İnciraltı Gelişim Derneği' müthiş bir atak yaptı:

'Kararlıyız; İnciraltı'na plan istiyoruz!'

İzmir'in gür sesi…

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nı hareket geçirdi…

İnciraltı sakinlerinin gür sesi…

'Sıçrama yapmanın zamanı geldi!' derken…

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın hazırladığı…

İnciraltı Turizm Merkezi 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı ortaya çıktı…

Beş milyon metrekarelik o 'Cennet'

Ve…

İki bin 200'e yakın hak sahibi olduğu 'İnciraltı Planı'na…

Sadece 70 itiraz geldi…

Neredeyse 50 yıllık devasa bir sorun…

Sonu güzel biten bir film hüviyetine bürünmüştü…

İzmir, artık sıçrama yapmaya hazırdı…

İnciraltı sakinleri tam da bayram yaparken…

Ziraat Mühendisleri Odası…

İzmir İl Toprak Koruma Kurulu'nun planlama alanı için verilen…

'Tarım Dışı İzin' belgesinin iptali için dava açtı…

Veeee…

Tam bu yazıyı noktalarken…

Cennet İnciraltı için…

Önemli bir gelişme düştü Ege'de SonSöz'ün kapaklarına:

'Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi'nin…

İnciraltı planları ile ilgili açtığı davada…

İdare mahkemesi yürütmeyi durdurma talebini reddetti…

Oda'nın itirazını inceleyen bölge idare mahkemesi de yerel mahkemenin kararını onadı…'

***

Bitiriyoruz…

Hikayeyi bilenler doğal olarak merak ediyor ve…

Sormadan edemiyor:

'Bunca zaman neden boşa geçti?'

Neden?

İnciraltı'ndaki onca toprak sahibi…

Toprağını satmak zorunda kaldı?

Aslında kucak dolusu sorulacak soru var ama…

Susalım ve…

Sadece şu ifade için sevinelim:

'Mutlu Son dedikleri bu olsa gerek…'

Nokta…

Sonsöz: 'Kalp denizdir; dil de kıyı… Denizde ne varsa kıyıya o vurur… / Hz. Mevlana…'