Hiç merak ettiniz mi?
En güzel, en anlamlı ve en kısa Nasreddin Hoca fıkrası şöyledir:
Her şeyi biliyor ya; sormuşlar hocaya:
'Ay dede eskiyince ne olur?'
Hazır cevap hoca 'eksantrik'(*) bir karşılık vermiş:
'Kırpıp kırpıp yıldız yaparlar…'
Döneceğiz, buraya yeniden…
***
O haber…
Önceki gün…
Türkiye medyasının neredeyse tamamında…
Baş köşedeydi…
Çünkü…
Haberin kahramanı Hülya Avşar'dı…
Balıkesir Büyükşehir Belediyesi'nin AK Partili Başkanı Yücel Yılmaz…
İki gün önce…
Kentine yepyeni, gıcır gıcır bir spor tesisi kazandırdı…
Açılış törenine de…
(Pek kimseler bilmez ama…)
Edremit doğumlu olmasına karşın…
Neredeyse tüm gençliğini Ayvalık'ta geçiren…
Hülya Avşar'ı davet etti…
Hatta…
Açık kortta ilk tenis maçını Hülya Avşar'la yaptı…
Şöyle bi'maşallah çekip, alıcı gözle bakınca…
61 yaşına basan yıldızın…
Formundan hiç bi'şi kaybetmediği gün gibi ortadaydı…
Balıkesir'in Reisi Yılmaz…
Hülya Avşar'a…
Herkesin önünde içten teşekkür etti:
'Bu güzel günümüzde bizi yalnız bırakmadınız…'
Gelgelelim…
Asıl mevzu 'tenis maçı' değildi tabii…
Bölgenin gazetecileri, ajanslar orada…
Nitekim…
İllaki, o 'soru' sorulacak:
'Hülya Hanım, adınız Ayvalık Belediye Başkan adaylığı için geçiyor; hazır mısınız?'
Avşar Kızı, bu sorulara dünden hazır; tekleme yok…
Bilakis, merak ettirme arzusu doruklarda…
Huyunu bildiğim için hiç şaşırmadım…
Cevabı kaşla/göz arasında ikiye bölüyor:
'Adaylık için hazır değilim… Ancak, başkan olsam sahile restoranlar ve spor alanları yaparım… Ayrıca bakım ve temizlik konularında her tarafa uyarıcı pankartlar asarım…'
Şıngır-mıngır cevabın 'röntgeni' şu:
'Adaylık için hazır değilim' demek; 'Önce teklif gelsin bakalım' anlamını taşıyor… Diğeri zaten klasik cevap: 'Temizlik konusunda çevreye uyarıcı pankartlar asarım…'
O günün devam sorusu (pek sorulmaz ama) şu olmalıydı:
'Siyaset yapmak için biraz geç kalmadınız mı?'
Çünkü, Avşar Kızı 10 gün önce 61 yaşına bastı…
***
Bu konuda biraz da geçmişi didiklemek gerekir…
Neden?
Şundan…
Sanatçıların önemli bir bölümü…
Şöhretin getirdiği 'zararsız' baş dönmesinin eşliğinde…
Kendisini…
Sinema salonlarında alkışlayanların…
Gazino sahnelerinde şarkılarına eşlik edenlerin…
Acaba…
Sevdikleri o yıldızın 'politika' yapmasını istiyor mu?
İşte; bütün mesele bu!
'San'atın partisi olmaz!' derler…
Çok doğrudur…
Hülya Avşar'ı…
Hem sinema yıldızı döneminde…
Hem de sahnelerde sesiyle…
Her siyasi partiden vatandaş O'nu çılgınlar gibi alkışlıyordu…
Siyasete transfer olunca…
Acaba o alkış tufanı devam edecek mi?
Ya…
O parlak yıldızın yeni hayatı 'ıssız' devam ederse?
Şimdi diyeceksiniz ki…
Cumhurbaşkanının davetine tüm sanatçılar gidiyor…
Tabii, gidecekler…
Çünkü yakalarında 'parti amblemi' yok!
O sadece bir davet…
Davet başlıyor…
Cumhurbaşkanı ile fotoğraflar çekiliyor ve…
Gece yarısı…
Ha'di herkes evine…
***
Aslında…
Davetle değil ama…
İçinden gelerek…
Sahne ışıklarının altındayken…
'Bi'de politika yapayım!' diyenlerin sayısı da az değil…
Ancak…
Ya sonra yaşadıkları?
***
Siyaseti şiddetle arzulayan sanatçılar yok muydu?
Tabii ki vardı…
Mesela…
Hülya Koçyiğit, ANAP'tan Meclis'e girmesi şiddetle arzulamıştı ama kazanamadı…
***
Mesela…
Memleketimin…
Siyasi seçim kazanın ilk sinema yıldızı Fatma Girik'ti…
SHP'den Şişli Belediye Başkanı seçildi…
Rahmetli o beş yılı zor bitirdi…
***
Mesela…
Bi'de iki yıldız birden taşıyan var…
Ardahan'ın evladı Faruk Demir…
Türkiye'de…
Sanatçılar arasında kırılması güç bir rekorun sahibi…
Çünkü…
Sanatçıların arasında…
Hem vekillik hem de belediye başkanlığı yapan yok!
Sanatçı / Siyasetçi Faruk Demir…
Şimdi, bu ayrıcalığın tadını çıkarıyor…
***
Mesela…
Tanınmış aktör Halil Ergün…
Beyoğlu Belediye başkanlığı için iki farklı partinin adayı oldu…
Ama girdiği seçimlerin hepsini kaybetti…
***
Mesela…
Zülfü Livaneli bugünün Cumhurbaşkanı Erdoğan'la…
30 yıl önce İstanbul Belediye başkanlığı için yarıştı; 300 bin oy farkıyla kaybetti… Sonra CHP'den İstanbul Milletvekili seçildi…
***
Merhum Barış Manço, İstanbul Kadıköy'e belediye başkanı olmak istedi; son anda vazgeçti…
***
Bugün aramızda yok ama analım…
Levent Kırca, 2009 yerel seçimlerinde DSP'den…
Üsküdar belediye başkan adayı oldu ama seçilemedi…
***
Vekilliği tadan yıldızlardan biri de…
Erdal İnönü döneminde SHP'de milletvekili seçilen Arif Sağ'dı…
Sadece bir dönem siyaset yaptı…
***
Mesela…
Rahmetli Osman Yağmurdereli…
Hem müzisyen hem de yapımcıydı; AK Parti'den Meclise girdi…
***
Ve son olarak mesela…
30 küsur yıl önce
Çevre Bakanlığı Müşaviri ve…
İstanbul Çevre İl Müdürlüğü görevlerini yürüten Ediz Hun…
ANAP'tan İstanbul Milletvekili seçildi…
***
Mesela…
Çoğunlukla kendi derlediği türküleri seslendiren Sabahat Akkiraz, 2011'de CHP'den İstanbul milletvekili seçildi… Çok ilginçtir; Soma faciasından sonra tepki vermek için vekillikten istifa etti…
***
Bitiriyoruz…
Aslında…
Kalbinde 'siyaset aşkı' ile yaşayan…
Yüzlerce sanatçımız var…
Ancak…
Onlar asıl gönülden sahnelerde alkışlanıyor…
Galiba…
En doğrusu bu…
Ancaaak…
Bu yazının yıldızı Hülya Avşar…
Çok yönlü…
Çok yetenekli…
Çok zeki…
Ve…
Aura'sıyla(**)…
Sizi… Bizi… Hepimizi…
Etkileyen bir sanatçı…
Biliyorum ki…
Tanrı vergisi 'farklı' özellikleriyle…
Ayvalık gibi bir ilçe belediyesinin reisi olarak…
Kendisinden beklenen performansı…
Fazla fazla sergiler…
Ve…
Bence…
Merhum Fatma Girik nasıl belediye emekçilerinin…
Toplu sözleşme hakkını uygulayan ilk belediye başkanı olarak…
Tarihe geçtiyse…
Bakın…
Buraya yazıyorum…
Hülya Avşar da…
Belediye Başkanı koltuğunda unutulmazlar arasına girer…
Nasreddin Hoca'nın fıkrasındaki gibi…
Eski ay'dan kırpıp kırpıp yapılan yıldızlardan değil ama…
Çünkü…
O doğuştan 'yıldız' ve…
Eskilerin dediği gibi…
O'nda hep bi'şeytan tüyü vardır…
Tecrübeyle sabit(!)
Nokta…
Hamiş: Gazeteciler, oyuncu ve şarkıcı Hülya Avşar'a 'Ekonominin sanatçılara yansıması nasıl oluyor?' diye sordular… Avşar Kızı'nın cevabı şöyle oldu: 'Ayağımızı yorganımıza göre uzatmalıyız; gerekirse simit yeriz…' Bu sözler sosyal medyada tartışma yarattı ama o kadar çok alkışlayan oldu ki… Hatırladınız mı?'
(*) Eksantrik: Eksantrik: Başkalarına benzemeyen…
(**) Auro: İnsan vücudunu da sarmalamış bir şekilde bulunan ve kendisine özgü bir rengi olan elektromanyetik alan…
Sonsöz: 'Nefsin ejderhadır… Öldü sanma, uykuya dalar o… Dertten eline fırsat düşmediği için uyur… Derdin bitince çıkar hemen... Hüner; dertsizken de nefsi uykuda tutmadadır… / Hz. Mevlana…'