Ekonomi

Batmayan tek sektör!

Kozmetik sektöründe her geçen gün marka sayıları artmaya devam ediyor. Kozmetik Üreticileri ve Araştırmacıları Derneği Başkanı Levent Kahrıman “Güzellik zincirleri ve indirim marketlerin sayılarının artışı, hem yeni markalar için raf imkanı sağladı hem de zincirlerin kendi markaları için üretici oluşmasını sağladı. Ülkemizde çok iyi üretim tesisleri var. Ayrıca ülkemizde her yıl çok fazla sayıda kozmetik kongresi, zirvesi, fuarı düzenlenmekte. Bunlar zaman içinde ülkemizin bir kozmetik ülkesine dönüşmesine katkı sağlayacak” dedi.

Büşra ÇETİNKAYA/EGEDESONSÖZ – Türkiye'de güzellik sektörü, hem üreticilerin hem tüketicilerin ilgi odağında. Rekabetin arttığı ve yerli markaların da boy gösterdiği sektörde tüketiciler alım gücüne göre kozmetik ürünlerine bütçe ayırıyor. Yüksek fiyatlı ürünler yerine uygun fiyatlı ve indirimli ürünler daha çok tercih ediliyor.

Öte yandan kozmetik ürünlerinde hayvansal hammadde kullanılmaması ve hayvan deneyleri yapılmaması konusunda duyarlılık gösteren tüketiciler, sektörü şekillendiriyor.

ONLİNE SATIŞLAR BİRÇOK MARKAYA ÇIKIŞ FIRSATI SAĞLADI
Egedesonsöz'e konuşan Kozmetik Üreticileri ve Araştırmacıları Derneği Başkanı Levent Kahrıman, 'Türkiye de son yıllarda üretim yeri ve üretici sayısı oldukça arttı. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu (TİTCK) verilerine göre üretici sayısı 11 bini bulmuş durumda. Son 5 yılda TİTCK'ya kayıtlı firma sayısı neredeyse %50 artış gösterdi. Özellikle e-ticaretin gelişimi ve ülkemizde online pazaryerlerinin faaliyetleri birçok markaya çıkış fırsatı sağladı' dedi.

TÜRKİYE KOZMETİK ÜLKESİNE DÖNÜŞECEK

Kahrıman, sözlerine şöyle devam etti:

'Güzellik zincirleri ve indirim marketlerin sayılarının artışı, hem yeni markalar için raf imkanı sağladı hem de zincirlerin kendi markaları için üretici oluşmasını sağladı. Ülkemizde çok iyi üretim tesisleri var. Ayrıca ülkemizde her yıl çok fazla sayıda kozmetik kongresi, zirvesi, fuarı düzenlenmekte. Bunlar zaman içinde ülkemizin bir kozmetik ülkesine dönüşmesine katkı sağlayacak. Kozmetik ülkesi derken sadece kendi sınırlarımızı kast etmiyorum. Dünyadan bir çok yer için kozmetik alınacak ülke olarak gözükmesini kast ediyorum. Örneğin şuan dünyanın en büyük beşinci kozmetik fuarı, en çok katılımlı kozmetik kongrelerinden birisi ülkemizde yapılıyor. Bu çalışmalar dikkat çekiyor. Ayrıca dünyadaki çok önemli zincirlerin birçok üreticisi de ülkemizde bulunuyor. Bu yanıyla hem tüketim ürünlerine yönelik çözümler hem de fonksiyonel ürünler için ülkemizde çok alternatif bulunmakta.

BAZI ÜLKELER HALA OYUN KURUCU
Dünyada bazı ülkeler (Fransa, Almanya, Kore, Polonya başta olmak üzere) bu süreçlerde bizden öndeler. Bizim sektör olarak son 15-20 yılda aldığımız yolu onlar çok daha öncesinden aldıklarından bazı konularda halen kural koyucu ve oyun kurucular. Ayrıca global dağıtım ağı olan global markalar güçlü şirket kültürleri ile daha yerleşik bir pazara sahipler. Ülkemiz markaları ve üreticileri de eskisine göre çok daha fazla bir etkileşim ile dünyada oluşmuş bu kozmetik üretim kültürü ve bilgisini ediniyor kendi bilgilerini (know-how) oluşturuyorlar. Global bu oyuncuların üreticisi olup tedarikçileri olarak, işbirlikleri, ortaklıklar gibi daha çok fazla etkileşim içindeler. Pazar olarak dünyadaki kozmetik bütçesinin halen çok azına sahibiz.'

PAZARDA EN ÇOK SATAN ÜRÜNLER YERLİ ÜRÜNLER
Kozmetik sektöründe yerli markaların yerini anlatan Kahrıman, 'Ülkemizde 100 yılı geçen endüstriyel bir sektörümüz var. Özellikle 1970'ler den sonra hızlı büyümeler yaşanmış. 1990'lar da alkol satışının özelleşmesi bir kırılım yaşatıp sektöre ivme katmıştır. 2005 yılında yayınlanan kozmetik kanunu ise başka noktaya getirip sektörü çok daha fazla kişinin girişim yaptığı bir alana dönüştürdü. Son yıllara kadar ülkemizde yerli üreticilere ve markalara güven eksikliği en büyük sorunlarımızdan biriydi. Buna 'itibar sorunu' diyebiliriz. Ülkemizde satılan ürünlerin büyük kısmı yabancı markalardan oluşuyordu. Fakat son yıllarda bu denge gittikçe yerli markalar lehine değişiyor. Şuan özellikle pazar yerlerinde en çok satan markalar yerli üretimler. Bu anlamda ülkemiz ürünlerine kendi halkımızın daha çok itibar etmeye başladığını gösteriyor. Dünyada da özellikle özel markalı üretimler anlamında üreticilerimizin itibarı her geçen gün artmaktadır. Ambalaj konusunda halen çok alternatifimizin olmaması, kozmetik ürünlerde ÖTV bulunması, hammadde tedariği konusunda büyük oranda ithalat içinde olmamız halen aşmamız gereken önemli sorunlar olarak duruyor' ifadelerini kullandı.

KULLANICININ HASSASİYETİ TEDARİK ZİNCİRİNİ DİSİPLİNE EDİYOR
İçeriğinde hayvansal hammadde barındırmayan ve hayvan deneyi yapılmayan ürünlerin artması ile ilgili konuşan Kahrıman, 'Bu konu kozmetik kullanıcısının çok önemsediği ve duyarlı olduğu hal aldı. Belki geç bile kalındı bu konuda. Fakat geç de olsa bu konuda duyarlılık arttı. Devletler, üreticiler ve en önemlisi kozmetik kullanıcıları tarafından özenle alınmaya başlandı. Kozmetik kullanıcılarının hassasiyeti tüm tedarik zincirini disipline ediyor ve şekillendiriyor' dedi.

ARTIŞ YOK, İNDİRİM VAR

Kahrıman, kozmetik ürünlerinin fiyatlarındaki artışa dair şunları söyledi:

'Aslında çok fazla fiyat artışları yaşanmıyor. Özellikle kozmetik ürünleri yüzde 70'li indirimlerle satılıyor. Asgari ücrete, işçiliğe ve maliyetlere baktığımızda kozmetik ürünlerinin bu boyutta artmadığını, çok küçük fiyatlarla arttığını, çok fazla markanın çeşitlendiğini ve rekabetin arttığını gözlemliyoruz. 2-3 yılda Sağlık Bakanlığı'na kayıtlı kozmetik üretim yapan firma sayısı yüzde 50 arttı. Bu artışın maliyetleri yönettiğini ve rekabete yansıdığını görüyoruz.

PARFÜM YERİNE DEODORANT KULLANIMI ARTTI
Kozmetik ürünlerde marka sayısının artması, ürün çeşitliliğin artması kozmetik ürünlerinin fiyatlarını düşürdü. Geçtiğimiz yıllara oranla şuan çok daha uygun fiyatlar ile kozmetik ürünler alınabiliyor. Tüm dünyada yaşanan tedarik zinciri sorunları, özellikle Covid süreci ve sonrası, operasyonel maliyetleri arttırdı. Şuan online yapılan bir alışverişte kargo tutarı ürün tutarının fiyatını geçtiği durumlar olabiliyor. Son dönem piyasa araştırmalarına göre kozmetik ürün kullanımı %10 civarında artmış durumda. İnsanlar gelirleri düşse bile bir şekilde kozmetik kullanımına bütçe ayırıyorlar. Covid sonrası insanlar, dışarıda harcama için ayrılan bütçe de kesintiler yapıyorlar. Dışarıda harcayacakları bütçeyi evde harcamaya ayırıyorlar. Bu bütçeden kozmetik ürünler pay alıyor. Şöyle değişkenler var. Daha yüksek fiyatlı ürünler yerine ikame olarak daha uygun fiyatlı ürünler satılıyor. Parfüm yerine deodorant kullanımı arttı örneğin. Bu dönem yeni markalar içinde kullanıcılar ile buluşma fırsatı taşıyor.'