Büşra ÇETİNKAYA / EGEDESONSÖZ – Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Ekim ayı olağan meclis toplantısı Meclis Başkanı H. İbrahim Gökçüoğlu yönetiminde gerçekleştirildi.
İzmir Ticaret Odası meclis salonunda düzenlenen toplantıya EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar ile meclis üyelerinin katılım gösterdi.
'KURUMLARI LİYAKATLİ ÜLKELERİN RAPORLARI BİZE İLHAM OLMALI'
Toplantıda konuşan EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, şunları söyledi:
'ABD seçimleri dünyanın gündemini oluştururken, Trump'ın AB'ye uygulayacağı gümrük vergileri de AB özelinde seçimleri önemli kılmaktadır. Zaman kısıtlığından dolayı, Cumhurbaşkanı Yardımcımız Sayın Cevdet Yılmaz'a yaptığım konuşmamda Draghi'nin raporundan sadece 'Harekete geçmezsek ya refahımızdan ya çevremizden ya da özgürlüğümüzden ödün vermek zorunda kalacağımız bir noktaya geldik' uyarısına yer vermiştim.
İşte bugün Mario Draghi'nin, ses getiren 'Avrupa Rekabetçiliğinin Geleceği' raporundaki önerilerinden en dikkat çekici olanları sizlerle paylaşmak istiyorum: Çünkü, birçoğu bizim için de geçerlidir.
AB'nin, küresel sahnede geri kalmaması için çok daha koordineli bir sanayi politikası uygulaması, daha hızlı kararlarla daha büyük yatırımlar gerçekleştirmesi,
AB'nin rekabet gücünü ve güvenliğini artırmayı amaçlayan ortak yatırım projelerini finanse etmek üzere Eurobond benzeri ortak borçlanma araçları ihraç edilmesi,
Avrupa'nın jeopolitik krizlere ve tedarik darboğazlarına karşı daha dirençli olabilmesi için hammadde ve çiplere olan bağımlılığının azaltılması,
Özel sektörün çip gibi önemli yatırım planlarını finanse etmek için kamu desteğinin artırılması,
Telekomünikasyon gibi sektörlerde pazarın birleştirilmesi için rekabet kurallarının gevşetilmesi,
Sermaye piyasalarının entegre edilmesi ve savunma alanında ortak alımların artırılması,
Özellikle yeşil teknoloji ve otomotiv sektörlerinde Çin'den gelen rekabet tehdidi sebebiyle savunmacı ticaret tedbirlerinin uygulanması,
Avrupa'ya eski teknolojilere takılıp kalmak yerine yapay zeka dahil yeni teknolojilere öncülük edilmesi,
İnovasyon finansmanının yapısının değiştirilmesi ve yüksek riskli projeleri ilerletip teknolojik atılımlar gerçekleştirebilecek ABD modeline dayalı bir 'İleri Araştırma Projeleri Ajansı' kurulması,
Avrupalı start-up'lar için bürokratik ve mali engellerin azaltılması ve vasıflı işçilerin eğitiminin iyileştirilmesi.
Kurumları güçlü, liyakatle görev yapanların ülkelerinin geleceği için hazırladığı bu tür vizyoner raporlar bize de, ilham olmalıdır.'
'BU KADAR İNSANIN GÖÇÜ ÇÖKÜŞE YOL AÇAR'
Ekonomi dalında Nobel Ödülü alan Daron Acemoğlu ile ilgili konuşan Yorgancılar, 'Tam da bu noktada, Kurumların nasıl oluştuğu ve refahı nasıl etkilediği konusundaki çalışmalarından dolayı Simon Johnson ve James Robinson ile birlikte 2024 yılı Nobel Ekonomi Ödülüne layık görülen ve bizleri gururlandıran Prof. Daron Acemoğlu hocamızı tebrik ediyorum.
'Hukukun üstünlüğünün zayıf olduğu toplumlar ve nüfusunu kötüye kullanan kurumlar büyüme veya daha iyiye doğru değişim yaratmaz. Ödül sahiplerinin araştırması bunun nedenini anlamamıza yardımcı oldu' Nobel komitesi tarafından yapılan bu açıklama, çalışmanın ülkemiz açısından ayrıca önemini de ortaya koymaktadır.
Yazmış olduğu bir kitapta; Atatürk'ün reformlarını despotlukla suçlayan sözlerini kesinlikle kabul etmemekle birlikte Sayın Acemoğlu'nun uzmanı olduğu alandaki sözlerini kıymetli buluyorum. Ülkemizin de ihtiyacı olduğu bu dönemde Hocamızın fikirlerinden yararlanılmasını ümit ediyorum. Hızlıca altını çizdiği konulara bakalım:
-Bu kadar insanın göçü çöküşe yol açar, Türkiye bunun eşiğindedir.
-Türkiye'nin verimliliği, üretkenliği arttırması gerek.
-İfade özgürlüğü, bilim ve demokrasi her zaman önemli ama gelecek 20 sene içerisinde bunlar çok daha önemli olacak. Bu konularda geri kalmak Türkiye için masraflı bir hale gelecek.
-Kurumların içinin boşaltılıp çökertilmesi, ülkelerin çöküşüne neden olur.
-Çin modeli ne vaat ederse etsin, kanıtlar demokratik olmayan rejimlerin uzun vadede büyümeyi azalttığını göstermektedir
-Demokrasinin halkın desteğini ve güvenini yeniden kazanabilmesi için daha fazla işçi yanlısı ve eşitlikçi olması gerekiyor.
-Teknoloji şirketlerinin, ülke ve ülkeler arası güçleri çok fazla, devletler tarafından sıkı şekilde denetlenmeli, yatırımlarını insanların, işçilerin refahına katkıda bulunacak şekilde yönlendirmelidirler.
-Gelir dağılımına göre asgari ücret çok yüksek ama aynı zamanda reel olarak çok yüksek değil, fakirliğe azıcık üstüne koyabiliyor. İstanbul ve Ankara gibi bazı yerlerde da maalesef koyamıyor' ifadelerini kullandı.
'EKONOMİDE KIRILGANLIĞI AKILCIL POLİTİKALARLA SAĞLAMLAŞTIRABİLİRİZ'
Yorgancılar, ekonomiye dair bilgilendirmede bulundu:
'Aslında kurumlarınız yeterince güçlü değilse, iç ve dış şoklar gibi beklenmedik ekonomik gelişmelere karşı, ekonomik kırılganlıkta artıyor. Yapılan uluslararası çalışmalar, Türkiye'nin kırılganlığını sürekli artırdığını ve neden Sayın hocamız gibi uzman görüşlerden yararlanılması gerektiği şu birkaç sonuçta da görülecektir.
-''İran, İsrail'e saldıracak'' haberi sonrası İsrail borsası sadece yüzde 1 düşerken, bizim borsamız yüzde 4 düştü.
-Savaştaki Rusya'nın enflasyonu yüzde 8,6
-Savaştaki Ukrayna'nın enflasyonu yüzde 8,6
-Türkiye enflasyonu yüzde 49,38
-S&P İsrail'in notunu A+'dan A'ya düşürdü. Görünümü de negatif açıklandı. İsrail bu son değerlendirmede hala yatırım yapılabilir ülke statüsünde ve Türkiye notunun 4 kademe üstünde.
Bu kadar kırılgan bir yapıyı ancak, akılcıl politikalarla ve yapısal reformlarımızla sağlamlaştırabiliriz. Tek başına enflasyonu, faizi rayına oturtmak yeterli olmayacaktır. Bu hazırlığı geç olmadan yapmak zorundayız.'
'MERKEZ BANKAMIZA GÜVENMEK İSTİYORUZ'
Faiz politikasına değinen Yorgancılar, 'Şu anda küresel ekonomide bir geçiş sürecine girdik. Grafikte de görüldüğü gibi ülkeler kendi planlamaları doğrultusunda faiz indirim sürecine girmiştir. Bunun bizde bir telaş yaratmamasını, doğru zamanda indirimin yapılmasını ümit ediyorum. Özellikle de biz sanayicilerin katlandığı maliyete değmesini, enflasyonla mücadeleye ivme katmasını bekliyoruz. Bu konuda da merkez bankamıza güvenmek istiyoruz' şeklinde konuştu.
'EKONOMİDE BELİRSİZLİK DEVAM EDİYOR'
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ekonomiye dair mesajlarını değerlendiren Yorgancılar, 'Enflasyon, faizler, yüksek maliyetler, artan vergiler derken ekonomide belirsizlik devam ediyor ve yavaşlama süreci giderek belirginleşiyor. Bakın Sayın Bakan gündeme ilişkin neler söylemiş:
-Daraltıcı bir maliye politikası uyguluyoruz. Ekonomide Yavaşlama iddia edildiği kadar büyük değil.
-'İstihdamdan taviz verilmedi' Biz gerekirse istihdama yönelik ilave tedbir alırız.
-Her alanda arz yönlü ve verimliliği artıracak dönüşümü başarmalıyız.
-Enflasyonu sadece kısa vadeli talebi kısıtlayarak indiremeyiz.
-Çelik kubbe inşası, 5. nesil uçak için savunma sanayiye kaynak gerekli.
-Dış açığın yarısını oluşturan 284 ürünün üretilmesi için sahada olacağız. 2030'a kadar 30 milyar dolarlık yüksek teknoloji yatırımı hedefliyoruz.
-Önceliğimiz yeşil dönüşüm. Güneş ve rüzgarda yabancı yatırım bekliyoruz.
-Kiralık araçları yüzde 15 azalttık. Hiçbir bakanlık kendisine tahsil edilen harcamanın üstüne çıkamayacak.
-Dünyaya kıyasla dış borçluluğumuz düşük. Büyümeye engel değil.
-Çevre ve dost ülkelerden tedarik konusunda elimiz güçlü.
-Genç nüfus sayesinde önümüzde 18-20 yıllık fırsat penceresi var.
Bu dönemde, Sayın Bakanın söylemleri ile birlikte attığı adımlar güvenin oluşması ve belirsizliğin kalkması adına büyük önem taşıyor. O nedenle de dikkatle takip ediyoruz' ifadelerini kullandı.
'PMI'DAKİ AZALMA, ÜRETİM DARALMASINI GÖSTERİYOR'
Yorgancılar, sözlerine şöyle devam etti:
'Sayın Bakan yavaşlama büyük değil dese de gerek sanayi üretim endeksindeki gerileme gerekse İSO imalat sanayi satın alma yöneticileri endeksi olan PMI'daki azalma bir süredir üretim daralmasını açıkça ortaya koymakta idi.
Son veriler, imalat sanayi üretim endeksinin yüzde 5,4 azaldığını, PMI'ın da Covid döneminden sonraki en düşük endekse ulaştığını gösteriyor. Dezenflasyon sürecinde beklenen bir durum olsa da tüm sektörlerin baraj altında kalmış olmasını ve Euro bölgesindeki gerilemeyi de dikkatlerinize sunuyorum.
Anketi hazırlayan kurumun direktörü Andrew Harker yavaşlamanın derinleştiğini belirterek 'PMI verileri endişe verici bir tablo çizdi. Talepteki zayıflık ve yeni sipariş alma konusundaki yaşanan sıkıntılar nedeniyle üretim, istihdam ve satın alma faaliyetleri azaldı' dedi'
'YABANCILAR İÇİN MUAFİYET SÜRESİ 6 AYDAN 3 YILA ÇIKARILDI'
Yorgancılar, yabancı çalışma izinleri ile ilgili konuya değinerek '15 Ekim'de Resmi Gazete'de yayımlanan Uluslararası İşgücü Kanunu Uygulama Yönetmeliği'ne ilişkin bazı düzenlemeler yapıldı. Türkiye'ye insani ikamet izniyle giren sığınmacıların çalışma izni muafiyeti 6 aya çıkartıldı. Yani, çalışma izni olmadan çalışabilecek ve ikamet edebilecekler. Prosedürlerin basitleştirilmesi talep edilen bir durumdu ancak, belgesiz 6 ay çalıştırılmasının güvenlik riski doğurmamasını ümit ediyorum. İlgili kamu kurum ve kuruluşlarınca bildirilen; ekonomik, sosyo-kültürel ve teknolojik alanlar ile eğitim konularında Türkiye'ye önemli hizmet ve katkı sağlayacak yabancılar için de çalışma izninden muafiyet süresi 6 aydan 3 yıla çıkarıldı. Bu da önemli bir karar ve dileriz gerçekten katkı sağlayacaklar için hakkıyla seçim yapılır' şeklinde konuştu.
'EN İYİ NARKOTİK POLİSİ: ANNE'
Son olarak madde bağımlılığı konusuna değinen Yorgancılar, Son haftalarda üst üste toplumda vuku bulan uyuşturucu bağımlılığından kaynaklı ölümle sonuçlanan şiddet olaylarına tanıklık etmekteyiz. Ne yazık ki, gerek kullanım gerekse ticareti anlamında ülkemiz bu konuda kötü bir sınav vermektedir. Bize düşen sorumluluk, fabrikalarımızda işçilerimize bu konuda farkındalık yaratmak ve 'En iyi narkotik polisi: Anne' vurgusu ile aileleri bilgilendirmektir. Gençlerimizi bu madde bağımlılığından kurtarmak, bulaşmalarını engellemek için her türlü katkıyı, desteği vermeliyiz.
Devletimizden de beklentimiz, gençlerimizi zehirleyenleri, yenidoğan bebek çetesi gibi canileri, Narin'lere kıyanları bulup, en ağır ceza ile cezalandırmalarıdır. Aksi, toplumda derin bir öfke ve güven kaybı yaratacaktır' ifadelerini kullandı.