Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Kasım ayı olağan meclis oturumu Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın başkanlığında gerçekleştirildi.
Belediye meclis toplantı salonunda gerçekleştirilen oturumun gündeminde ise kayyum tartışması ve meclisten oy birliği ile geçen gündeme maddeleri yer aldı.
‘KAYYUM’ METNİ BÜYÜKŞEHİR’DE DE OKUNDU
CHP Grup Sözcüsü Elvin Sönmez Güler, CHP Genel Merkezi tarafından Türkiye genelinde tüm ilçe ve büyükşehir belediye gruplarına gönderilen ‘Esenyurt Kayyum’ metnini gündem dışı konuşmalarda okudu.
EVİN: GEÇ KALINMIŞ BİR DURUMDUR
AK Parti Meclis Üyesi Abdülhakim Evin ise, “CHP Grup sözcüsünün sözlerini üzülerek dinledik. Ancak şaşırmadık. Siyasette arka bahçeniz oldu dediğimiz, diğer siyasi parti ile yol yürümeyi kendinize zül görmüyorsunuz. Esenyurt Belediye Başkanı niye tutuklandı? PKK’nın sözde yöneticilerinden Remzi Kartal ile 14 kez iletişime geçmiş. Son 10 yıldır terör örgütleri ile ilişkili suç kaydı olan 614 kişiyle iletişime geçmiş. Eleştirdiğiniz konuda haklısınız. Geç kalınmış bir durumdur. Ancak geç kalınmış adalet hiç gelmeyen adaletten iyidir” dedi.
KOCABAŞ: YANGINA MÜDAHALE EDİLMEDİĞİ DOĞRU DEĞİL
Gündem dışında söz alan AK Parti Grup Sözcüsü Nail Kocabaş, “İzmir’de yürüyen merdivenlerin İzmir halkı için yürümeyen merdiven haline nasıl geldi? İlk olarak 5 vatandaş yaralanmıştı… Son olarak ise 1 Temmuz’da da 11 vatandaşın yaralanmasına neden oldu bu merdivenler. İzBB internet sitesinde Ekim sonuna kadar tüm yürüyen merdivenlerin bakımlarının yapılıp sorunların giderileceği söylenmişti. Ancak hala merdivenlerin durumu ile ilgili bir değişiklik yok. 10 Kasım ve bugün çektiğimiz fotoğraflarda birçok yürüyen merdivenin çalışmadığını gördük. 19 tane yürüyen merdiven çalışmıyor şu an. Eğer benle ya da arkadaşlarımızla görmek isterseniz binmediğiniz metroya yürümeyen merdivenlerle yürürüz ve görürüz sayın başkan. Sadece Hatay’da 5 tane çalışmayan yürümeyen merdiven var. Yani grubunuzdan söylendiği gibi 5 değil. Bence grubunuz sadece Hatay’da gezdi. Maalesef İzmir halkının bundan sıtkı sıyrılmış durumda. Vatandaşımızın 2024 yılında bu çileyi çekmesini doğru bulmuyoruz. Yürümeyen merdivenlerin yürüyenlerini havalimanı ve AVM’lerde görebilirsiniz. 19 yürümeyen merdiveni sizin vicdanınıza bırakıyorum. Pilotların maaşını almadığı için İzmir’de yangına müdahale edilmediği doğru değildir. İzmir’de pilotların maaşlarını almaması ile ilgili katiyen müdahale gecikmesi söz konusu değildir. Verdiğiniz önergede siz ve arkadaşlarınızla kentte yanan yerleri gezmek üzere davetimiz vardır. Biz kesinlikle daha önceki yıllarda yanan orman alanlarının nasıl ağaçlandırıldığını fiziki gözlenmesini öneriyoruz” dedi.
TUGAY: REFERANS OLARAK SÖYLÜYORUM
AK Parti Grup Sözcüsüne yanıt veren Başkan Tugay, “Yamanlar’daki yangında ne kadar alanın yandığını biliyor musunuz? 3 bin hektardan fazla alan yandı. Dikim yapılan alan ne kadar? Ben gittim alanı gezdim. Çoğu alan boş 2019 yangını sonraki yangın alanında ağaç yok. Beraber gezelim. Ben pazartesi günü ağaçlandırma etkinliğimiz sırasında tepelerin çırılçıplak yandığını gördüm. Ağaçlandırma çalışması Seyirtepe’de yapıldı sadece. 50 hektarlık bir alan. Ancak Yamanlar Dağı’nın neredeyse tamamı yandı… Ben bu yangında havadan söndürmenin yetersiz olduğuna eminim. Çünkü ordaydım. Talebimizi iletmemize rağmen Karşıyaka Belediyesi'nin GES alanının olduğu yerde yangın havadan söndürülmedi. Bizim oradan gördüğümüz büyük alanda devam eden yangında havadan etkili bir söndürme olmadı. Buna eminiz. Daha sonraki yangında Denizli Milletvekilimiz ve TBMM Grup Başkanvekilimiz kendi aldığı bilgiyi kamuoyu ile paylaştı. Yangınları söndürürken havadan müdahalenin yetersiz olduğu anlarda pilotlara ödemenin olmadığından kaynaklı olduğunu söyledi. Bende bu bilgiyi paylaştım. İzmir’de böyle bir şeyin olup olmadığını bilemem. Ben TBMM Grup Başkan Vekilimizin sözlerini referans olarak görerek söylüyorum” dedi.
ALTINKESER: YEREL YÖNETİMLERDE ÖZERKLİK TALEP ETMEZ
Tartışmalar ile ilgili söz alan Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Bahadır Altınkeser, “2019 seçimlerinde Urla’da CHP'den Belediye Başkanı seçilen İbrahim Burak Oğuz, FETÖ terör örgütünün üst düzey isimleri olduğu öne sürülen kişilerle telefonda irtibat kurduğu iddiasıyla tutuklanmıştı, 6 yıl 3 ay ceza almıştı ve o dönem il başkanı şu anki Parti Sözcünüz de Burak Oğuz’un yanındayız demişti ancak sonra yanında göremedik. Suç tespit edildikten sonra CHP’li hiçbir ismin Ahmet Özel’inde hiçbir yanında olacağını düşünmüyorum. Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan açıklama, “Şüpheli hakkında uygulanan iletişimin dinlenmesi tedbiri sonucu elde edilen konuşma dökümleri, fiziki takip tutanakları ve incelenen hesap hareketlerinin içerikleri, yaklaşık 10 yıllık süreçte adı geçen terör örgütü mensubiyetleri nedeniyle adli işlem kaydı bulunan 694 farklı tekil kişi ve ayrıca özellikle terör örgütü yöneticilerinden Remzi Kartal (KONGRA-GEL Eş Başkanı-KCK Yürütme Konseyi Üyesi-Kırmızı Bültenle aranan şahıslardan) ile 14 kez olmak üzere iletişim irtibat kayıtları nazara alındığında terör örgütü ile süreklilik ve yoğunluk arz edilecek şekilde organik bağ kurmak suretiyle üzerine atılı PKK/KCK Silahlı Terör Örgütü Üyesi olmak suçunu işlediği yönünde kuvvetli suç şüphesine ulaşıldığı anlaşıldı” deniliyor. Neden İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne veya 30 ilçeden birine kayyum atanmıyor da Esenyurt’a atanıyor? Çünkü İzmir'de hiçbir belediye düzenlemiş olduğu konserde PKK marşı çalınmasına müsaade etmez. Ne belediye başkanı ne CHP grubu ne İzmirli seçmenler müsaade etmez. Hiçbir belediye başkanı düzenlemiş olduğu futbol turnuvasında PKK sloganları attırmaz. Hiçbir belediye başkanı ‘Türklük’ kelimesinden rahatsız olmaz, anayasanın 66. maddesinin değiştirilmesini talep etmez İzmir de hiçbir belediye başkanı. Hiçbir İzmirli belediye başkanı yerel yönetimlerde özerklik talep etmez!” dedi.
ÜNİTER DEVLET YAPISINI KORUMA HAMLESİDİR
Yugoslavya üzerinden örnek veren Altınkeser, “Kayyuma hayır diyerekten, Yugoslavya modeline evet diyorsunuz aslında. Kayyumlar üzerinden devlete yüklenenlere, şu soruları sormak istiyorum; Türkiye, 15 Ağustos 1984’ten beri mücadele ettiği terör örgütünü dağlardan süpürmüş, sınırlarının dışına itmişken örgüte ülkenin en büyük kentinin en büyük ilçesinde kim, neden can suyu verdi? Terör örgütü elebaşının sözde “Demokratik özerklik projesi” nedir? Esenyurt’un terörden tutuklanan belediye başkanı neden akademik camiada bu projeye destek olacak akademisyenler arasında gösterilmektedir? HDP’nin terörden hüküm giyen eski eski Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın 11-12-13 Nisan 2018’de Ankara Sincan’da görülen davanın ikinci duruşmasındaki savunmasında “Benim savunduğum model demokratik özerkliktir. Devlette birikmiş güç yerele dağıtılmalıdır. Türkiye genelinde 25-26 bölge meclisi olabilir. Bölge meclisi bünyesinde iller olur, illerde seçimle iş başına gelmiş yönetimler olur, merkezden atanan hükümet adına herhangi bir kamu görevlisi, vali, kaymakam görev yapmaz” demesi sizi hiç mi rahatsız etmiyor? Peki, nedir bu demokratik özerlik projesi? Sorunun cevabı; HDP-DEM çizgisinin öncü partisi BDP’nin 12 Haziran 2011 genel seçimleri öncesinde açıkladığı seçim bildirgesinde yazılmış: "Türkiye sosyo-ekonomik yapılarına göre 20-25 özerk bölgesel yönetime ayrılacak. Bu idari modelde, birbiriyle yoğun bir şekilde sosyo-kültürel ve ekonomik ilişki içinde bulunan komşu illeri kapsayan, yapı olarak seçimle iş başına gelen il genel meclislerine benzeyen âdem-i merkeziyetçi bölgesel meclis olacaktır. Bu meclisler Türkiye'nin bölgesel özgünlüğüne göre siyasi ve idari olarak hukuki, siyasi güvenceye ve kimliğe kavuşturulmalıdır! Farkındaysanız terör örgütü elebaşı da Demirtaş da aynı şeyi istiyor. Türkiye 25 özerk bölgesel yönetime ayrılsın! Yani ülkenin Yugoslavya modeline göre parçalanması için önce özerk yönetimler oluşturmak istiyorlar. Esenyurt tam da bu yüzden çok önemliydi. Terör örgütü için nüfusu 1 milyonu geçen ilçede referandum yapmaktan bahsetmeye başlamaları boşuna değildi. Can çekişen örgüt İstanbul’un en büyük ilçesinde özerlik denemeleri yapmaya kalktı. Avrupalı dostlarına “Ben artık başka bir faza geçtim, bana siyasi destek atın” mesajı verdi. Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor’un daha ilk günden Esenyurt’a atanan Vali Yardımcısı Can Aksoy’u hedef alması ve hakkında kişisel yaptırım istemesini bu açıdan değerlendirmek lazım. Sözün özü… Kayyum meselesi özünde Türkiye’nin toprak bütünlüğünü, üniter devlet yapısını koruma hamlesidir. Terör örgütünün bahsettiği 25-26 özerk bölge arasında Esenyurt da var. Kayyuma “Hayır” diyen Yugoslavya modeline “Evet” dediğini bilsin lütfen...” diye konuştu.
TUGAY: MECLİSTE KONUŞMAYA DAVET ETMESİNE KATILIYOR MUSUNUZ?
MHP’li Altınkeser’e seslen Başkan Cemil Tugay, “Tek soru soracağım. Sayın Devlet Bahçeli’nin terörist başı Abdullah Öcalan’ı mecliste konuşmaya davet etmesine katılıyor musunuz? Mecliste konuşmasını doğru mu buluyorsunuz?” diye sordu.
Tugay’a yanıt veren MHP Grup Başkanvekili Bahadır Altınkeser ise, “Doğru buluyorum. Ben liderimin sözlerinin sonuna kadar arkasındayım sizde liderinizin sözlerinin arkasında durun bence” yanıtını verdi.
“ATATÜRK BÜSTÜ” GERGİNLİĞE NEDEN OLDU
CHP’li Özgür Korkmaz’ın Atatürk büstlerine yapılan saldırılar hakkında AK Parti hükümetini hedef göstermesi sonrası mecliste gerilim yaşandı. Korkmaz’ın “AKP zihniyetinin itibarsızlaştırma ve karalama çalışmalarının vahim sonucu” ifadelerini kullanması sonrası AK Parti grubundan tepkiler yükselirken tepkilerin artması sonrası Başkan Tugay meclis oturumunu sonlandırdı.
2 BİRLİK İÇİN ÜYELİK KARARI
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Şarap Turizmi Rotası Ağına Tabii Üye kapsamıyla üye olunması ve 1200 Euro/Yıllık aidat ücretinin ödenmesi ile Zeytin Rotası Ağına Ortak Üye kapsamıyla üye olunması ve 200 Euro/Yıllık aidat ücretinin ödenmesine ilişkin söz konusu rotalara üye olma kapsamında AB Hibe Programlarına başvuru yapılabildiğinden önergede yer alan Avrupa Konseyi Kültür Rotalarına üye olunmasına yönelik ilgili önerge meclis gündemine geldi. Turizm ve Fuarcılık ve Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Komisyon’larından oy birliği ile gelen ilgili gündem maddesi. Meclis üyeleri tarafından da oy birliğiyle kabul edildi.
İZULAŞ’A 179 MİLYON TL
Belediye şirketleri arasında yer alan İZULAŞ A.Ş’ye sermaye artışı meclis gündemine geldi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin payına düşen 179 milyon 600 bin TL'lik rüçhan hakkının kullanılarak, sermaye artışına iştirak edilmesi meclis tarafından oybirliği ile kabul edildi.
İTFAİYEYE GÜÇLÜ DESTEK
Gündemde ayrıca İtfaiye Dairesi Başkanlığı hizmetlerinde kullanılmak üzere; 160 adet Römork Tipi Yangın Tankeri ve 2 adet 8x 4 İtfaiye Şasi Kamyonunun 2024 Yılı T-Cetveline eklenerek Makine İkmal, Bakım ve Onarım Dairesi Başkanlığı Makine İkmal Şube Müdürlüğünün Kara Taşıtı Alımları bütçe kodundan satın alınması önerisi de oy birliği ile kabul edildi.
‘ÜNİVERSİTELİ KART’ HAYATA GEÇİYOR
Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) sonucunda İzmir ilinde bulunan üniversitelerde eğitim alan ve ülke çapında sözel, sayısal, eşit ağırlık ve yabacı dil alanlarında ilk 1.000'e giren öğrencilere kentte ikamet etme şartı ile destek olma kararı aldı. Bu kapsamda İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı tüm toplu taşıma araçlarında kullanılmak üzere; günlük 4 kontör (2 geliş- 2 gidiş) üzerinden aylık 120 kontör yüklü toplu taşıma kartlarının verilmesi ve kartın adının “Üniversiteli Kart” olarak belirlenmesine karar verildi.
Meclis sonrası açıklama yapan AK Parti Grup Başkanvekili Hakan Yıldız, “Size renkli meclisten sunuyoruz ama bugün yaşadığımız tablo inanın bir İzmirli olarak, AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi grupları olarak açıkça bizi utandırmıştır. Meclisin, meclis üyelerinin kent gündemiyle ilgili konuları konuşmaya tahammülü yoksa bu meclis nasıl yöneteceğiz? Sayın Başkan kendine göre meseleleri yorumluyor, ama meselelerin cevabı verilmeye geldiğinde meclisi bırakmayı ve yetkisini kullanarak meclisi terk etmeyi uygun görüyor. Bunu kınıyoruz. Bugüne kadar biz meclis uyumunu bütün anlayışımızda taşıdık. Bugün sayın başkan hem grup sözcümüzün ifadeleri ortaya konurken karşılıklı bir meclis yönetmeyi tercih etti. Sistematik olarak şunu çok rahat yapıyorlar; Kendi grubundan arkadaşları hiçbir zaman dile dikkat etmeden konuşurken müdahale etmemeyi tercih ediyorlar. Ama bizim arkadaşlarımız grubumuza, şahsımıza, partimize yapılan eleştiriyi aşan ifadelere cevap verdiğinde maalesef bugün gördüğünüz gibi tahammül sınırına dayanamayıp meclisi terk ettiler. Bu yaptıkları usul ve yönteme uygun değildir. Demokratik değildir. Her şeyden önce Sayın Başkan genel cerrah. Aynı zamanda estetik cerrah… Sakin olması gerekir. Ben mesleki sakinliği olduğunu düşünüyorum ama meclis yönetme ayrı beceridir. O becerisinin olmadığını bugün kendisi göstermiştir. Meclisi daha sakin yönetmek zorunda. Meclis üyelerinin kent gündemiyle ilgili meseleleri taşıdığında sabırla dinlemek zorunda. Üzerinde mutabakat sağdığımız koşul ve şartlara uymak zorunda. Bu meclis sadece kendi iradesi yönetilen bir meclis değildir. Zaten meclis oturumunun üç oturumunun bir tanesine katılıp iki tanesine katılmayan bir belediye başkanı var. Bu konuda Tunç Soyer örnek alıyor anladığım kadarıyla. Biz kenti kentin meselelerini konuşmak istiyoruz. Birtakım algılarla olmaz... Mesela ormanla ilgili bir önerge verdik, hala önergemiz komisyonda bekliyor. Onu kalktılar yardım komisyonuna havale ettiler. Biz o komisyonun üyesiyiz ancak hala gündemine getirmediler. Kendilerine son 10 yılda yanan yerleri tek tek gezelim dedik. Teklifimiz aynen geçerlidir. 1 milyon 100 bin ağaç dikilecek olan noktada bilgi eksikliği ve bilgi cehaletiyle konuşmasınlar. Kulaktan dolma bilgilerle kent gündemini bir meclis üyesi belki konuşabilir ama bu şehrin şehri eminine talip olmuş ve seçilmiş birisi konuşamaz. Ve bugün yaptığı tavırdan dolayı da kendisini kınıyoruz. Bu kabul edilecek bir tavır değildir. Mecliste dilek ve Temenniler Gündemi meclisin bir gündemidir. Bu gündemde net onaylanmıştır. Bu mecliste sözle ilgili mutabakat sağladığımız bir nokta vardır. Konuşacak arkadaşlar yazılı bildirdik. O mutabakata uyduk. Daha o liste tamamlanmadan, sözler bitmeden meclisi kapatıyorum diyemez. Bu an demokratik bir uygulamadır. Kendisini tüm gurubumuz olarak kınıyoruz” dedi.