Başımıza gelecek var ve bunu hak ediyoruz

 “Başka bir Dünya mümkün” bu slogan aslında kurulmakta olan yeni Dünya düzenine bir göndermedir.

Gerçek yürüyor, başka bir Dünya düzenini mümkün kılacak koşullar ortaya çıktı. Yeni düzenin ayak sesleri gün be gün duyulur oldu.

Ve artık dile getirmek gerek; o bildiğimiz Dünya’nın sonu geldi.

Mümkün olan başka Dünya yıka yıka geliyor. Yıkmak zorunda, çünkü kapitalizmin endüstri devrimiyle getirdikleri, dijital devrimin taleplerine cevap vermiyor.

Bilimsel alanda büyük değişim gerçekleşiyor.Belirsizin bilimi ön aldı. Kentsel yaşam yeniden inşa ediliyor. Toplum yeniden tarif ediliyor. İklim krizi, üretim ve tüketim kültürünü değiştiriyor. Tarım ve endüstri üretimi yapay zekâ ile kontrol altına alınıyor. Kamusal alan dijitalleşiyor. İnsan-sistem ilişkisi yeniden kuruluyor.

Umut edilen odur ki akıllı sistemler, insanın hayata verdiği zararın önünü alacak. Mesela, kamu yönetimi en geniş anlamda çökmüş durumda.Toplumsal alanda işler ve sosyal ilişkiler akıllı sistemlerin kontrolüne geçtiğinde, çöküşün durması muhtemeldir. Ne ki insanı teslim almanın başka sonuçları da olacaktır.

 Belirsizlik, yeryüzünde yaşanan değişimi en iyi anlatan kavram.Süreç yönetimi, değişim ve dönüşümün gerçekleşmesinde belirleyici rol oynuyor.

Değişim ve dönüşümün değişkenleri, değişkenlerin değişkenleri derken belirsizliğe gömülen süreçleri yönetmek, determinizmi ortadan kaldırdı. Yerini, süreç yönetimi aldı. Gelin görün ki süreç yönetimi henüz toplumlar tarafından tam olarak benimsenmiş değil.

İnsanlığın içinden geçtiği tükeniş ve yıkılış zamanlarındayız. Değerler sistemi çökerken ortaya çıkan kaos yönetilemiyor. Kötüyü ve vasatı muktedir kılan koşullarda, suç ve kuralsızlık, gündelik hayata yön veriyor.

Acı bilgi; Mülkiyet-piyasa-para üçgeninde, kapitalist üretim-tüketim sarmalında şekillenen toplumsal hayat, bütün kurumlarıyla çöküşün eşiğinde…

Sahip olmak ve tüketmek insanın varlık nedenine dönüşünce ve para en yüce değer olunca, insanın tükenişi başladı. Tükene tükete değersizleşen insan, uygarlık yolunda yitip gidiyor.“İhtiyaç nedir?” sorusuna yanlış yanıt veren insan tüketim cehenneminde boğuluyor, “İnsanın değeri nedir?” sorusuna yanıt veremez duruma geldi; bu durum, insanın yeryüzü serüveninde alacağı en büyük yenilginin nedeni olacak.

Dünya’nın başına gelenler, insan saldırısına uğradığındandır. Yeryüzünde yaşamak ile yeryüzünü talan etmek arasında fark var.

Evet, başımıza gelecek var ve bunu hak ediyoruz.