Bugün Pazar...
Hiç bitmeyen sevgi ve saygıyla...
Atatürk'ü bu köşede anma ve hatırlama günü...
Bir kez daha...
Az bilinen yaşanmış bir öykünün parçalarını birleştirelim...
Ancak bunu yaparken de...
Tarihçi, yazar üstat Cemal Kutay'ı…
Saygıyla anlım…
***
Pek bilene rastlayamazsınız ama…
Başkent Ankara'da…
'Sergi Evi' adı verilen bir bina yapılıncaya kadar…
Cumhuriyet'in bi'tanecik bile…
Resim Galeri'si yoktu…
O galeri…
Cumhuriyet'te bir ilktir…
Yine…
Pek az bilinir…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün…
Çok özel bir tercihi vardı…
İlginçtir ama…
Ulu Önder…
Sergilere hem ilk gün gelirdi hem de son gün…
Neden dersiniz?
Anlatalım…
***
İlk gün gelirdi; ilgiyi arkasından çekmek için...
Son gün gelirdi; o ilginin - alakanın sonucunu öğrenmek için...
***
Yıl, 1935…
Dönemin usta ressam ve siyasetçilerinden Şevket Dağ…
O yıl içinde topu topu yedi tablo yapabilmiş…
Üstelik…
Onları Ankara'ya getirmekte geç kalmış…
Gazete yöneticileri…
Sık sık Şevket Dağ'ın sergisinden haber yapıyor…
Maksat; ilgi uyansın!
Bu arada…
Üstat Şevket Dağ da…
Heyecanla bekliyor tablolarını almaya gelecekler diye…
Gelgelelim…
Hiç hareket yok, üstelik belli etmek istemiyor ama…
Bir hayli üzüntülü…
Dostlarına yakınıyor:
'Eğer bu tabloları satamazsam nasıl geriye götüreceğimi düşünüyorum, emin olun ancak bir yol param var İstanbul'a dönüş için…'
***
Ve, serginin son günü gelip çatıyor…
Büyük bir heyecan içinde Atatürk'ün ziyareti bekleniyor…
Nihayet haber geliyor:
'Sayın cumhurbaşkanı öğleden sona sergiye geliyor…'
Kapıda Şevket Dağ karşılıyor kendisini…
Atatürk, 'Nasılsınız üstat?' diye hatırı soruyor sanatçının…
Birlikte salona giriyorlar ve…
Her biri ayrı ayrı bir şaheser tabloları inceliyor…
Ulu Önder…
Ne zaman yapıldığını soruyor, bilgi alıyor…
Sonra…
Bi'anda geriye dönüyor ve ressam Dağ'a sormaya başlıyor:
'Üstadım Milli Eğitim Bakanı geldi mi?'
Şevket Dağ, 'Geldi…' diyor…
Atatürk…
Kabinedeki bakanları saymaya başlıyor:
'Ekonomi Bakanı geldi mi?'
'Geldi…'
'Milli Savunma Bakanı geldi mi?'
'Geldi…'
'Başbakan geldi mi?'
'Evet efendim, başbakan da teşrif ettiler…'
Ve…
Gazi Paşa, o kendisine çok yakışan ve…
Şahane bir muhasebe ve düşüncenin ifadesi tebessümüyle…
Şöyle diyor:
'Bu kadar (bakan) geldi de bir (gören) olmadı mı?'
Sonra…
Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak'a dönerek emrini veriyor:
'Bu başyapıtları köşke götürelim de doya doya seyredelim…'
Sonra ne oldu dersiniz?
Gazi Mustafa Kemal Atatürk…
İş Bankası'ndaki hesabından…
Yani…
Şahsi parasından ödeme yaparak tabloları aldı ve…
Çankaya'ya doğru yola koyuldu…
Nokta…
Sonsöz: 'Bir millet ki resim yapamaz, bir millet ki heykel yapamaz, bir millet ki fennin gerektirdiği şeyleri yapamaz; itiraf etmeli ki, o milletin ilerle yolunda yeri yoktur… / Gazi Mustafa Kemal Atatürk…