Bahar, gül ve Atatürk

Bahar geldi, her taraf yemyeşil, doğanın uyanması ile yüreğimin heyecanı bir başka oluyor. 'Bahar geldi güller açtı' sözü çok hoşuma gider. Rengarenk güller bahçeleri süslerler. Güller üzerine yazılmış şarkılar da bir hayli çoktur. Aslan sütüne eşlik eden favori şarkım 'Baharın gülleri açtı, ah yine mahzundur gönlüm, etrafa neşeler saçtı' diye devam eder gider.

Bahar ve gülün tam zamanıdır şimdi.

'Gül' çiçeği nedense, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve bir çocuğun sohbetinin anlatıldığı İş Bankası'nın reklamını getiriyor aklıma. Atatürk'ün 69. ölüm yıldönümünde tüm TV kanallarında en çok izlenen saatlerde günlerce yayınlanmıştı. Çok etkilenmiştim.

'Yüreği çok katı' denilen insanlar bile etkilenmiştir.

Reklam, Atatürk ile küçük bir çocuğun bir gül bahçesindeki diyaloğu üzerine kuruludur. Bir diken Atatürk'ün parmağına batar, çocuk bir dikenin nasıl Atatürk'ün elini delebildiğini sorar. Atatürk 'Batmaz mı?' der. Çocuğun Atatürk'e 'Senin elin kanar mı?' sorusu üzerine Atatürk 'Kanamaz mı?.' cevabını verir. Bu cevap üzerine şaşıran çocuk 'Ama, sen Atatürk değil misin?' der. Atatürk o olduğunu söyler. Çocuk hala şaşkın halde 'Ama' der, ancak Atatürk sözü alır:

Sen Atatürk'sün senin elin kanar mı?

'Sen şimdi bırak benim kim olduğumu. Bu gülü yetiştireceksen canın yanacak, elin kanayacak, güneş seni terletecek. 'Bu bahçede gül bitmez' diyenler olacak. 'Gül öyle yetiştirilmez, böyle yetiştirilir' diyenler olacak. Sen kendine şunu soracaksın: 'Ben burayı gül bahçesi yapmak istiyor muyum? Ben burada dünyanın en güzel güllerini yetiştirmek istiyor muyum?' Eğer çok istiyorsan, ne eline batan diken ne de söylenenler umurunda olacak. Kim olursan ol tek isteğin şu kokuyu duymak olacak. Anladın mı?'

Çocuğun 'Anladım' cevabı üzerine Atatürk, 'Aferin sana! Hadi bakalım devam' der.

Ne müthiş bir diyalog. Haluk Bilginer'in Atatürk'e benzerliği, eleştirmenler tarafından çok olumlu karşılanmış ve birçok yorum yapılmıştı. Atatürk rolünde ilk kez oynayan Bilginer, bu rolden büyük onur duyduğunu ve zevkle oynadığını söylemişti. Reklam Atatürk'ün karşılaştığı güçlükleri de çok iyi yansıtmıştı.

Gül çok özel bir çiçektir

Birçok kültürde ilk gülün beyaz olduğu ve diğer renkteki güllerin beyaz gülden türediği şeklinde efsaneler ve mitler (Eski Yunan dilinde -söylenen ya da duyulan söz- anlamında kullanılır) vardır. Beyaz gülün anlamı o el değmemiş güzelliğiyle, saflığı, masumiyeti ve gizliliği sembolize eder. Kırmızı sevgiyi, pembe hayranlığı, koyu pembe zerafeti, turuncu çekiciliği, sarı dostluğu sembolize ediyor. Bu yazının son sözünü Hz. Mevlana ile bitireyim; 'Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür. Selviyi hür bir halde yücelten, kederi de sevinç haline sokabilir'.