Badel Harab-ül İzmir

Ey benim Çaka Bey emaneti, Emir Timur vasiyeti, Sultan Murat varı, Mustafa Kemal Ülküsü; Ey Güzel İzmirim!

Kimse ilgilenmiyor ki seninle…

Derdini dert, acılarını acı bilmiyor ki kimse…

Çöp atıyoruz sokaklarına, ormanını yakıyor; sularını, derelerini, denizlerini kirletiyor sonra da balıklarını öldürüyoruz…

Sonra bir de utanmadan üzerine basılıyoruz şehit yadigarı cennet parçası topraklarının…

İmbatında serinliyor, havanı teneffüs ediyor ve temaşa ederken tüm güzelliklerini huzur buluyoruz…

Üzerinde doğuyor, üzerinde doyuyor ve yine senin bağrına gömülüyoruz…

Ama sana hiç, hem de hiç değer vermiyoruz…

Ne amir ne memuru, ne başkanı ne encümeni…. Ne yaşlısı ne genci…

İŞ İŞTEN GEÇTİKTEN SONRA

Körfezimiz kanalizasyon havuzu oldu ya… Hani çok pis kokuyor ve balıklarımız ölüyor ya hani…

İşte o sebeple;

Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü'ne körfez sebebiyle 1,8 Milyon TL ceza kesmiş!

Bunca yıldır neredeydiniz efendim…

Badel Harab-ül İzmir! İzmir harap olduktan sonra… Ceza kesmişsiniz ne fayda?

***

Kim kesmiş cezayı kim kesmiiiş?

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı…

Peki nerededir bu bakanlığın İzmir İl Müdürlüğü? Onlarca yılıdır kirlenen, kanalizasyon havuzuna dönen Allah emaneti körfezimizin hemen yanı başında hatta 'alnı gabağanda'…

Körfezimizi kirleten kanalizasyon derelerinin hemen dibinde…

Belediyenin çalışmayan Bayraklı Kanalizasyon Arıtma Tesisisin hemen yanı başında…

***

İşte en acısı da budur…

Yıllardır tüm belediye başkanları, tüm müdürler, tüm bakanlık bürokratları, amirler, memurlar… Hep bu suçun ortağıdır…

Şimdi gelmiş bir bilerini suçluyor, gücü yeten yetene ceza kesiyor!

Benim suçum var mı diyen yok!

Vah İzmir, Vah Güzel Şehir vah!

İzmir harap olduktan sonra şov yapmak, başkasını suçlamak ne kolay…

***

O Belediye başkanları var ya… İşte onlar ne yapacaklar acaba, bunun hesabını nasıl verecekler?...

Bunun ahreti de var? Toprak dile gelir, su dile gelir, balık söyler elbette… O gün geldiğinde!...

Hele bir tanesi vardı Tunç SOWYER… Yakında maceralarını yazacağım…

Yüzecekti körfezde… 'Hadi gel de yüz' demek lazım şimdi… 'gel de yüz şu sularda da görelim…'

Ama biz kalem ehlinin, yazar takımının da çok suçu var, çook!

Hep birlikte linç ediyoruz İzmir'i… Gaddarca vuruyoruz sırtına hançerlerimizi…

Oysa o bize hep güzellik veriyor, güller açıyor, çiçekler açıyor dağlarında…

Ha bir de İzmir'de solcu-sağcı ÇEVRECİ görünen eğlence adamlarından hiç eylem görmedim bugüne kadar? Körfezimizle, derelerimizle, sularımızla ilgili tek bir eylem!... Niye?

Vahşet, katliam ve cinayet karşısında susmak asıl vahşet bu değil mi?

***

Entel takımın 'Homeros-Meles' maskesi de sadece rakı, şarap, kavun, beyazpeynir, balık… Pardon artık balık yok!

Fakat yüzleşeceğimiz ve yüzümüzü kızartacak günahlarımız var…