Azrail’e 9 defa çalım atan kadersiz başkan!

Adına isterseniz alın yazısı deyin…

Dilerseniz, mukadderat…

Fark etmez…

Bu fani dünyada ne yaparsanız yapın…

Kader'in önüne geçilmiyor…

***

O'nun 'kadersizliği' ise minicik yaşlarda başladı…

63 yıl önce…

Diyarbakır'ın…

Bismil İlçesi'ne bağlı Seyithasan Köyü'nde…

Yoksul bir ailenin çocuğu olarak hayata 'merhaba' dedi…

Altı yaşında bile değildi…

Adı konamayan bir hastalığa yakalandı…

Vücudunu yaralar sardı…

Doktorlar 'yaşaması mümkün değil' dediler…

Ama…

O parmak kadar çocuk direndi; hastalıktan kurtuldu…

Hem de bitkilerden yapılan ilaçlarla…

***

24 yaşındaydı…

12 Eylül Darbesi'nden tam üç gün önce…

Diyarbakır'da nereden geldiği belli olmayan bir kurşunla…

Göğsünden vuruldu…

Kurşunun girdiği yer, kalbine bir santimetre uzaktaydı…

Günlerce yoğun bakımda tedavi gördü…

Kurtuldu…

***

30 yaşına gelmişti…

İzmir Gaziemir'de yolun karşısına geçmeye çalışırken…

Hızla gelen otomobilin çarpması sonucu…

Top gibi havaya fırladı; yolun kenarına düştü…

Çarpan aracın sürücüsü…

Öldü sanarak, O'nu çöpler arasında bıraktı…

Bir vatandaşın tesadüfen fark etmesi üzerine…

Ekipler yetişti; soluk almıyordu…

'Bu adam ölmüş!' diyerek morga götürüyorlardı ki…

Ambulansta yaşadığı anlaşıldı…

Aylarca hastane yatağına mahkum oldu…

Onlarca ameliyat geçirdi…

Bi'kez daha Azrail'e çalım atmıştı…

***

36 yaşında…

Akciğer kanseri teşhisi koydular…

Dünyası başına yıkıldı…

Doktorlar yine 'Yaşama şansı az' dedi…

O da…

'Ben hayatı seviyorum' diye karşılık verdi…

Dediğini yaptı; yaşama tutundu sıkı sıkı…

Melun hastalığı atlattı…

***

47 yaşına bastığı gün…

Bu kez 'kolon kanseri' olduğunu öğrendi…

Onu da yendi…

***

İki yıl sonra…

Bu kez…

Hastalığı karaciğerine sıçramıştı…

Hemen ameliyata alındı…

Yaşama azmi müthişti…

Azrail ile adeta köşe kapmaca oynuyordu…

***

Belediye başkanlığının ikinci yılındaydı…

O gece konser vardı Çiğli'de…

Bıçaklı saldırıya uğradı; kolundan yaralandı…

***

Diyarbakır'da doğmuştu ama…

İlköğrenimini İzmir'de, orta öğrenimini ise…

Kırşehir ve Çanakkale Öğretmen Okulu'nda yatılı tamamladı…

Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Almanca Bölümü'nden mezun oldu…

Kalbi hizmet aşkıyla yanıyordu…

Ancak…

Diyarbakır'da kurşunlanıp, ölümden kurtulduktan sonra…

1.5 yıl hapis cezasına çarptırıldı…

Bu yüzden kamu hizmetlerinden men edildi…

Diyarbakır'ı bıraktı; İzmir'e yerleşti…

Gaziemir'e taşındı; hayatında yeni sayfa açtı…

Geçinmek, hayatını sürdürmek zorundaydı…

Öğretmenlik mesleğine dönemediği için…

Hamallık yapmaya başladı…

O günlerde…

Belediye başkanı olacağını söyleseler her halde gülerdi!

***

Bir yandan da…

Köy-Koop İzmir Birliği'nin çeşitli kademelerinde…

Yöneticilik yapıyordu…

1984'te SODEP'e girdi…

SHP ve CHP'ye emek verdi; ter döktü…

2004 yerel seçimleri yaklaştığında…

Çiğli Belediye Başkanlığı'na aday olmayı gönlünden geçiriyordu…

Doktorlar da…

Hastalığı siyaset tutkusu sayesinde yendiğini söyleyerek…

Aday olması için baskı yaptılar...

Oysa…

10 yıldır yaşadığı Çiğli'de O'nu kimseler tanımıyordu…

Seçime 20 gün kala çalışmaya başladı…

Tam o sırada…

Anneciğini kaybetti…

Sıfır moralle gece-gündüz çalıştı…

Sabaha karşı sandıktan Çiğli Belediye Başkanı olarak çıktı…

Dünyalar O'nun oldu…

***

Başına gelen her şeyi geride bıraktı…

Şimdi seçmenin kalbinde taht kurma zamanıydı…

Bir türlü kabuğunu kıramayan Çiğli'nin…

Gülen yüzü, gururu oldu…

Halk adamı, hizmet sevdalısıydı…

İşçinin, emekçinin kalbinde taht kurdu…

İlericiydi, aydındı, eğitimciydi…

Hastalığı O'nu tüketirken…

Çok sevdiği hizmet arzusu hiç tükenmedi…

Kültüre ve sanata büyük önem verdiği için…

Çiğli'de sanat okulları, meslek kursları açtı…

Varoşlarda yaşayan yüzlerce kadına, gence, çocuğa…

Gitarı, baleyi, bağlamayı, halk oyunlarını öğretti…

Binlerce gence ücretsiz spor yaptırdı…

Evlerinden aldı çocukları, malzemelerini verdi…

'Haydi! Pota sizin, kale sizin... Oynayın' dedi…

O gençler dünya çapında başarılar elde etti…

Hep…

'Yaşanılan kent ancak sanatla ilerler…' diyordu…

Her fırsatta 'Gururum…' diye tanımladığı…

'Çiğli Festivali'ni ilçeye kazandırdı…

***

İkinci dönemi talep etti CHP'den…

Deniz Baykal, acı sonu tahmin ediyordu ama…

Kimseyi dinlemedi; O'nu bi'kez daha aday gösterdi…

2009 yerel seçimlerinde ipi göğüsledi…

Güven tazeledi…

Bi'kez daha Çiğli'nin Reisi seçildi…

Sağlık kontrollerini de aksatmadan işe koyuldu…

Yaşama sevinci O'nu hayata bağlamıştı…

Kendine özen gösteriyor, zararlı diye…

Cep telefonu dahi kullanmıyordu…

Hatta bir süre şifa bulmek için Balçova Termal'e yerleşti…

Belediye'yi oradan yönetti…

Ne var ki…

Kanser O'nu yiyip, bitiriyordu…

İyice halsizleşmişti…

Kontrol için gittiği

Florence Nightingale Şişli Hastanesi'nde fenalaştı…

Tüm çabalara rağmen kurtarılamadı…

Başkanlıkta ikinci dönemin sekizince ayında…

10 yıl önce bugün…

Yani, 14 Kasım 2009'da…

Yaşama veda etti…

***

Oysa…

Hayatı yoksulluk ve acılar içinde geçen…

Çiğli'nin unutulmaz Belediye Başkanı Ensari Bulut…

Azrail'e defalarca çalım atmış…

Kurşuna, kazaya, kansere göğüs germiş ama yılmamış…

Bir siyasetçi ve hizmet adamıydı…

***

Cenazede…

Dershaneye göndererek, üniversiteye kazandırdığı gençlerin…

'Başkan elveda' diye bağırmaları…

Hala kulaklarımdadır…

Nur içinde yatsın; mekanı cennet olsun…

***

Şu sözümü yazın bi'kenara…

'Hayat çok güzel ama bir o kadar da kısa…'

Nokta…

Sonsöz: 'Bazı insanlar bize armağandır; bazıları ise ders! / Hz. Mevlana…'