20 gündür Türkiye'nin siyasi tablosu...
Adeta 'çok sesli' korodan farksız!
Neden?
Halkaları birbirinden farklı(!)
Zincirleme bir 'reaksiyon' yüzünden...
***
Takvimler 15 Ekim'i gösteriyordu...
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli...
25 yıldır İmralı'da cezasını çeken...
PKK lideri Abdullah Öcalan'a seslendi:
'Terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin!'
Vatandaştan ağırlıklı 'olumsuz' tepki geldi...
Ancak bundan daha önemlisi...
Cumhurbaşkanı Erdoğan hiç tepki vermedi; sessiz kaldı...
Oysa...
MHP'de memnuniyet vardı ve...
Parti'de şu görüş hakimdi:
'Bahçeli bu işe siyasi hayatını koydu...'
***
10 gün önce...
Bu kez TBMM'deki kürsüye...
İYİ Parti Lideri Müsavat Dervişoğlu geldi...
Bahçeli'nin önerisine müthiş tepkiliydi...
Öyle ki...
Kürsüden 'idam cezası'nı hatırlatan urganı fırlattı...
MHP Lideri o urganı şimdi odasında sergiliyor(!)
***
Bu arada...
Kısa adı 'DEM' olan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi'nin...
Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları...
MHP lideri Bahçeli'nin Öcalan'a yaptığı çağrı için...
Şöyle dedi:
'Onurlu bir barış için inisiyatif almaya hazırız...'
Bu ne demektir?
Açıkça...
'Biz seve seve aracı olmaya hazırız...' demektir...
***
Memlekette...
'Öcalan gelsin Gazi Meclis'te konuşsun!'
Fırtınası eserken...
Kimilerine göre gecikmeli de olsa...
Bir hafta sonra
Cumhurbaşkanı Erdoğan...
PKK'yı lağvetmesi ve silah bıraktırması koşuluyla...
Öcalan'a Meclis'te DEM Parti grubunda konuşma çağrısı yapan...
MHP lideri Devlet Bahçeli'ye 'tam destek' verdi...
Cumhurbaşkanı, bu hassas konuda...
Devlet Bahçeli'nin...
'Cesur çıkışı ve akıl dolu cümleleriyle tarihe not düşen, istikamet çizen bir lider olduğunu' dile getirdi...
Ayrıca...
Bahçeli için şunu da söyledi:
'Gerçek milliyetçiliğin ne olduğunu gösterdi...'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında...
'Kürt sorunu' ifadesini kullanmadı ancak...
Çözüm için 'kararlılık mesajı' verdi...
***
Bu arada...
Devlet Bahçeli'den sonra...
Neredeyse herkes bi'şiler söyledi ama...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şu ifadeleri...
Dikkatle yorumlanmalı:
'Gelin, bin yıllık kardeşliğimizi büyütelim, güçlendirelim... Bu hasbi çağrımıza kulak verecek, gönül açacak, yoldaşlık edecek herkes tarihin şanlı sayfalarında hak ettiği yeri muhakkak alacaktır...'
***
Acaba, son seçimin Türkiye birincisi CHP lideri...
Bahçeli'nin atağına ne diyecekti?
İşte, Özgür Özel'in o kısa cevabı:
'Sorun bir kişinin Meclis'te konuşması ile çözülemez!..'
***
Galiba haklı, CHP lideri...
Tüm bunlar konuşulurken...
Türkiye'nin gururu...
Savaş Sanayii'nin kalbi 'TÜSAŞ' iki teröristin baskınına uğramadı mı?
Beş şehit, 22 yaralı...
Kim yaptı?
PKK'ya bağlı Halk Savunma Merkezi'nin iki teröristi...
Zamanlamaya bakar mısınız?
Demek ki...
Dağdaki terörist kimseyi dinlemiyor...
Büyük olasılıkla özellikle de şu sırada...
'İmralı'yı hiç dinlemiyor...'
***
Belli ki...
MHP lideri Bahçeli'nin...
Türkiye'yi yakından ilgilendiren 'barışa davet' önerisini...
Israrla ve özellikle dikkate almak istemeyen bir Kandil var(!)
O zaman...
'Türkiye Cumhuriyeti Devleti...
Tüm bunları yaşıyor ve yaşamaya devam ediyorsa...
Nasıl bir duruş sergilemeli?'
***
Bitiriyoruz...
Türkiye'nin en kıdemli siyasi lideri Devlet Bahçeli...
Milletinin ve Vatanının...
Bugünlerini ve yarınlarını düşünerek...
Terörü tamamen bitirme adına...
Yaptığı öneri...
Kuşkusuz tarihe geçecek ama...
Asıl bundan sonra neler yaşayacağız?
100 yaşını geride bırakan CHP'de...
Neredeyse hemen her '1 Numaralı' koltukta görev yapmış…
Değerli büyüğüm Bülent Baratalı'ya sordum:
'Sayın Bahçeli, şu yaşadıklarımızdan sonra (Ben elimden gelenin fazlasını yaptım; günah benden gitti) derse haklı mıdır?'
İşte, Sayın Baratalı'nın yorumu:
'Daha önceki yazımızda Sayın Bahçeli'nin bugüne kadar hep sonuç alacağı söylemlerinin arkasında durduğunu söylemiştik... Sayın Bahçeli, Abdullah Öcalan'ın, infazının iyileştirilmesini (ev hapsine alınmasını) hatta (umut hakkının) kabul edilmesini istemişti... Karşılığında da örgütünün lağvedilmesini ve silah bırakmasını şart koşmuştu... Öcalan bu çağrıya henüz cevap vermedi... DEM Parti'den bazı yanıtlar geldi... Ancak Öcalan'ın sınır dışında sözünün artık eskisi gibi geçmediğini TUSAŞ'a yapılan saldırıyla gördük... Sınır dışında PKK'nın PYD ve YPG'ye dönüştüğünü, (bir garnizon devlet) haline geldiğini, asker almaya başladığını, vergi dairesi oluşturduğunu ve 100 bini aşan bir ordu kurduğunu biliyoruz... Sonuç olarak Sayın Bahçeli'nin önerisi sadece sınırlarımız içinde kalan bir çağrı oldu... Ona da, Öcalan'dan cevap bile gelmedi... Sınır dışındaki kuvvetlerimiz, ancak saldırı olduğunda harekete geçiyor... Ülke içindeki teröristler ya etkisiz hale getirildi ya da kitle halinde Suriye'ye geçtiler... Dört parçadan oluşacağı ifade edilen büyük Kürdistan'ın, ikinci parçası Güney Kürdistan'ın kurulması çabası içindeler... Sayın Bahçeli, bence bu oluşumun topraklarımıza bulaşmaması için gayretini arttırmalıdır... Yine, yeni Anayasa'da yapılacağı ileri sürülen olumsuz değişikliklere karşı çıkmalıdır... Bunlar 66'ncı maddede yazılı tanımlardır... Orada bildiğimiz gibi 'Türk Vatandaşlığı' tanımı var... Yanına bazı (*)etnisitelerin yazılmasını önlemelidir... Kürtler, Araplar ve arkası geleceği iddia edilen 27 etnik grup... Bu yapılırsa artık ulus devletin ruhuna fatiha okunabilir! Kendine Türkmen Beyi denmesinden hoşlanan Sayın Bahçeli'nin bu konuda kendisine fatiha okunmasını istemeyeceğini düşünüyorum... Ayrıca Sayın Bahçeli'nin, Anayasa'ya ikinci bir dilin yazılmasını önleyeceğini, amacının sadece Öcalan'la sınırlı kalacağı çok açık ve net... Türkmen Bey'ine yakışan da budur... Sonuç olarak, Türkiye bu konuların yanında kalkınmayı, gelişmeyi, ortak yaşamı kurmayı, eşit paylaşmayı, eğitimi, yoksulluğu, hep beraber refah içinde yaşamayı komşularımızla (sırf sorun) haline gelmiş bir tabloyu hepimiz özlüyoruz... Ayrıca, boşa giden kaynaklardan, yoksulluktan, eğitimden, milli geliri arttırmadan konuşmalıyız... Bu kadim ülkenin kurucu babalarımız, eğitimde, sağlıkta, tarımda, kalkınmada, sanayide, barışta büyük ataklar yapmışlar, Osmanlı'dan kalan borçları bile ödemişler; üstüne hazinede (144 ton altın) biriktirmişlerdi... Hatırlayın; kalkınma hızımız, en olumsuz koşullarda bile (yüzde yedi)nin altına düşmemişti...
Zaten, doğrusu bu anlattıklarımız değil mi...'
Nokta...
(*)Etnisite: Ortak ırksal, ulusal, kabilesel, dinsel, dilsel veya kültürel kökenleri olan insan gruplarını tanımlamak için kullanılan kavram...
Sonsöz: 'Sen verdikçe dost görünen çok olur... İste de gör; hepsi birden yok olur! Sen kendi kendine yetmeyi öğren... Tüm dünyanın malına gönlün tok olur! / Hz. Mevlana...'