Meslek hayatım boyunca anket/görüşmeye dayalı araştırmalar konusunda dersler vermekle kalmadım, yine İzmir ve çevresinde ve hatta İzmir dışında çeşitli konularda çok sayıda araştırma yönettim.
Şimdi kamuoyunda 'anket' olarak anılan bu araştırmayı siyasal alanda ilk kez doksanlı yılların başında Sefa Taşkın, belediye başkanı iken Bergama'da yapmaya başladık, sonra İzmir'in diğer birçok ilçesinde ve Büyükşehir düzeyinde neredeyse otuz yıl devam ettik.
Biraz ders düzeyinde söz edeyim bu konudan biraz da bu işin pratiğindeki sorunlardan.
Anket nicel bir görüşme tekniği olarak kullanılmaktadır. Bunun en yaygın kullanım türlerinden biri kamuoyu eğilimlerini ölçmeye yöneliktir. Bunun da siyasi konuları olabildiği gibi ticari ve reklam konuları da olabilir.
Şu sıra çokça söz edildiği ve edileceği gibi, anket araştırmaları, belediye başkanlarının performanslarını ölçmeye yarayabilir. Hatta uzunca bir süre önce belediyelere bu bir yetki olarak verildi de. Yani belediye bütçesinden parasını ödemek koşuluyla anket çalıştırması yaptırmak mümkün.
Bu belediyelerin hizmet performansını ve çeşitli sorunlara ilişkin kamuoyu eğilimlerini ölçmeye yaraması bakımından çağdaş bir uygulama. Tabii bu tekniğin yaygın olarak kullanılmaya başlanması bu alanda yaygın bir sektörün de doğmasına yol açtı. Belediye bütçesinden pay ayırarak ve bazı aday adayları da kendi olanakları ile sıkça anket yaptırmaya başladılar.
Gözlemlerime dayanarak söylüyorum, bu sektörde işin ehli olmayan çok sayıda saha şirketi de ortaya çıktı. Bu tekniği kullanmayı bilmeyen, kuralları ve denetiminden haberdar olmayan ve de kabul edilemez düzeyde yanıltıcı sonuçlar elde eden çok sayıda firma söz konusu.
Medyada adı geçen ve artık birçok kişinin de bildiği İstanbul merkezli çok sayıda araştırma şirketi, sipariş aldıkları araştırmaların uygulamalarını diğer illerdeki saha şirketlerine yaptırmaktadırlar. Ama sahada olmayan ve telefon aracılığıyla gerçekleşen araştırmalar da var tabii.
Soruyu sorma şeklinden, saha denetimine kadar bu konuyla ilgili çok sayıda teknik boyut bulunmaktadır. Ama daha da önemlisi araştırma şirketlerinin etik kurallarla ilişkili boyutudur.
Anket sonuçları sadece kamuoyunun eğilimini ölçmek için değil de aynı zamanda reklam/propaganda ve/veya siyasi rekabette avantaj sağlamaya da yaradığı için, burada birtakım anket şirketleri parayla sonuç satabilmektedir. Bunun çok sayıda örneğini biliyoruz.
Şu sıra da özellikle belediye bütçesinden ödeme yaparak anket sonucu satın alan belediye başkanı bulunmaktadır. Bu şirketten aldığı raporları dosyasına koyup parti genel merkezinin yolunu tutan ve yine bunları basına yayınlatan başkanların sayısı az değil.
Şimdi gelelim anket ile belediye başkan adayı belirlenebilir mi, sorusuna. Detayı var ama uzatmadan söyleyelim hayır. Çünkü anket ile aday ararsanız sadece tanınan kişilerin şansı olur. Özellikle metropol genelinde ve büyük ilçelerde tanınan kişiler belediye başkanlarıdır.
Örneğin geçen dönem İstanbul ile İzmir'de anket ile aday aransaydı ne İmamoğlu aday olabilirdi ne de Tunç Soyer. İstanbul'da Sarıgül önde çıkardı, İzmir'de ise Aziz Kocaoğlu. Ama şimdi yapılacak bir ankette ise İstanbul'da İmamoğlu ve İzmir'de Soyer ilk sırada çıkar.
Bu durum ilçeler için de geçerlidir. Beş yıl önce yapılan anketlerin hiçbirinde Bornova'da Mustafa İduğ'un ve Karşıyaka'da ise Cemil Tugay'ın adına bile rastlayamazdınız. Ama ikisi de seçim kazandı. Bunu birçok ilçeye yayabilirsiniz.
Daha iyi aday anket ile değil başka teknikler ile bulunur. Anket liyakatı ve niteliği garanti etmez, tanınırlığı yansıtır. Bir şehirde ise en tanınan politikacı daima belediye başkanıdır ama en iyi aday olmayabilir.