Tarihini ve nerede olduğunu tam olarak anımsayamasam da bir toplu açılış töreninde sayın başbakan ’‘’’Türkiye 81 vilayeti ile doğudan batıya büyümeye devam edecek.’¶ Ülkemizi bir bütün olarak kucakladık. Ülkemizin refahı, huzuru, onuru ve itibarı için büyük bir çaba sarf ettik. Ayrımcılık asla yapmadık, çünkü ayrımcılığın bizim kitabımızda yeri yok. Hiçbir insanımızı hukuk şemsiyesinin dışına itmedik. Hiçbir insanımızı sosyal güvenlik şemsiyesi dışında tutmadık, hiçbir şehrimizi adalet ve kalkınma yarışında geri düşürmedik’’’’diye bir konuşma yapıyordu.
Elbet de doğal olarak, Türkiye’’nin başbakanın böyle davranması gerekiyor. Hiçbir ili, ilçeyi köyü, hatta mezraları bile birbirinden ayırmaması gerekiyor.
Ama başbakanın, Ankara’’da ulaşım ücretleri ile ilgili karar veren Danıştay’’a’’’’ Danıştay bir karar aldı Ankara’’da ulaşım ücretleri 6 yıl öncesine döndü. Bunun başında bir Ak Partili Belediye Başkanı var batsın’’’’ söylemlerini okuyunca ne oluyor dedim.
Sonra yaşadığım şehir İzmir’’i düşündüm.
Koca koca bakanlarının dahil olduğu yetmiyormuş gibi, şimdi hamiliğini yaptığı Ankara’’nın değerli belediye başkanı Gökçek’’in bile, siyanürlü su ayağına İzmir’’e yüklenişlerini hatırladım.
Sonra bir takım yakıştırmalar yaptığı İzmir’’e, İzmir Büyükşehir belediyesi tarafından yapılmak istenen barajlar için, oluşturulan barajları anımsadım.
Hatta anımsamakla kalmayıp, ’‘’’DSİ baraj yapacak sana verecek, sen de hava atacaksın.’” Sözlerini ise hafızama kazıdım.
Metro derseniz bu konuda hiçbir şey söylemeye bile lüzum görmüyorum.
Çünkü İzmir Barosunun, İTO’’nun ve bazı sivil toplum örgütlerinin bile yapılan haksızlık karşısında suskun kalmayıp müdahil olduğu metro yapımı ve ihaleleri ile ilgili KİK’’in, İzmirliyi kekleyeceğini düşünerek İzmirliye yaşattığı çin işkencesinin sorumluğunu İzmir Büyükşehir Belediyesi’’ne yükleme gayreti içinde olduğuna hayretler içinde tanık oluyorum.
İşin açıkçası, öz evlat ve üvey evlat muamelesine layık görülen Türkiye’’nin 2. ve 3. şehirleri için başbakanın, Ankara benden İzmir elden düşüncesi içinde olduğunu düşünmüyorum desem yalan olur doğrusu.
2009’’da Türkiye Bütçesine 18 milyar 617 milyon TL katkı sağlayan İzmir, genel bütçenin % 8,66 ’‘sini oluşturmasına rağmen ne yazık ki bütçeden aldığı pay, verdiğinin beşte birini oluşturuyor.
Elbet de bu durum, daha çok şamar oğlanı olgusundan beslenen, işlerin istenildiği gibi gitmemesi durumunda, tüm sorumluluğu hiç alakası olmayan bir garibana yüklenmesi durumunda söylenen’’’’ Vurun Abalıya’’’’ durumlarının ise tam özeti.
Ne yalan söyleyeyim bana göre,
Ankara'da kentsel dönüşüm projeleri için özel kanun çıkarıp kamulaştırmaları hızlandıran, hükümet, İzmir'e gelince musluğu kısıyor.
Yani Ankara’’ya kepçeyle İzmir'e kaşıkla durumları.
Şimdi her türlü vatandaşlık görevlerini yerine getiren bir İzmirli olarak alınıp,
Acaba,
Ankara canda, İzmir patlıcan mı? Diyorum.