Sözlüklerde her ne kadar, politika için 'Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı' diye tarif edilse de...

Siyaset, Latince 'politika' kavramının Türkçesidir...

Politika ise, 'poli' ve 'tika' kavramlarından türetilmiştir... Latince'de poli 'çok', tika ise 'yüz' anlamına geliyor...

Ancak, iki Latince kelimeyi birleştirip, 'Politika ikiyüzlülük demektir' diye söze başlamak da saçmalığın dik alası olur...

Biz yine de, polikayı 'devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatı' olarak değerlendirelim...

100 yaşına koşan Cumhuriyetimiz'de bu 'sanat'ın hakkını veren liderler resmi geçidini gözünüzün önüne getirin lütfen...

Ulu Önder Atatürk'ten, bugünün Cumhurbaşkanı Erdoğan'a kadar, özellikle siyasi parti kurucularını bir kez daha hatırlamakta yarar var...

Ancak...

Kadın siyasi parti kurucu liderleri o kadar az ki...

Örneğin, Nezihe Muhiddin... Kimse hatırlamaz... Memleketin ilk baba feministlerinden... Kadın, Cumhuriyet ilan edilmeden önce 'Kadınlar Halk Fırkası'nı (partisini) kuruyor; içişleri bakanlığı 'kadınların seçme ve seçilme hakkı olmadığı' için izin vermiyor...

Cumhuriyet döneminin ilk resmi kadın genel başkanı ise, Türkiye İşçi Partisi'nin 1970'de başına geçen Behice Boran... Defalarca hapis yatıyor... Sonunda 77 yaşında Avrupa'da sürgünde ölüyor... DYP'ye liderlik yapıp, Türkiye'nin ilk kadın Başbakanı Tansu Çiller de bu kategoriye giriyor; pas geçmeyelim...

Gelgelelim...

Tarihimizde, resmen siyasi parti kurup, liderlik yapmış tek isim var... O da CHP'den ayrılıp 'Anadolu Partisi'ni kuran Emine Ülker Tarhan... 'Bu parti adı gibi kaim olacak' dedi ama, o parti topu topu 11 ay yaşadı ve kapandı...

Şimdi sahnede Meral Akşener var...

En geç Kasım'da Türkiye'nin 'yeni partisi'ni kurmuş olacak... O partinin adı şimdilik 'sır' gibi saklanıyor ama, her kesime açık olduğu saklanmıyor... Meral Hanım'ın hedefi, 'Yapılacak ilk seçimde bugünkü siyasi tabloyu değiştirmek'...

Yapabilir mi?

Otobüste, vapurda, metroda bu konuşuluyor...

Hiç düşünmeden, bir solukta; 'Kursun partiyi bütün aile O'na vereceğiz oyları' diyenlerin sayısı az değil... Bu diyalog, bir anlamda 'sessiz' bir harekatın habercisi gibi...

Peki, Akşener'in içinden çıktığı MHP'ye sıkıntı verir mi?

Sanmıyorum...

Ak Parti'ye belli oranda destek verse de, Devlet Bahçeli hala 'milliyetçi' özellikleri 'zinde' tutmayı başarıyor...

Ancak...

Cumhuriyet Tarihi'nin ikinci kadın siyasi parti kurucusu unvanını almaya hazırlanan Akşener'e, şimdilik kendini gizleyen Ak Parti'nin 'metal yorgunları' yaklaşabilir...

Bu arada...

Yıllardır genel seçimlerde 'yüzde 25' çitasını hoplatamayan CHP'nin, Meral Hanım'ın partisi ile 'belki' mahalli seçimde ufak-tefek 'lokal' işbirliği olabilir; o kadar...

Peki, o yeni parti nasıl oy alacak?

Bana sorarsanız...

Meral Hanım, 2002 seçimlerine henüz dört aylık parti olarak giren 'Genç Parti'nin yarattığı 'rüzgarı' yakalamak istiyor...

Hatırlayın o günleri...

Vatandaş 'kafa partiler'in hepsine sırtını dönmüştü...

Bugün de 'o hava' var...

Siyasete karşı bi'bıkkınlık var... Vatandaş yeni bi'şeyler bekler oldu...

Sonsöz: 'Kalbin atışı, kaderin sesidir...'