AK Parti’’de Osmanlı modeli

Osmanlı Devleti; hiç şüphesiz dünyadaki bilim adamlarının üzerinde en çok araştırma yaptığı, politikasının siyaset bilimcilerce incelendiği, duruşuyla savaşların sonucunu belirleyen hatta her padişahının ayrı ayrı incelemeye tabi tutulduğu nadir bir devletlerdendir. Osmanlı’’nın hakimiyet süresi boyunca uyguladığı politikalar içerisinde en çok irdelenen de denge politikasıdır. 1700’’lü yılların sonunda başlayan imparatorluğun dağılma sürecinin neden bu kadar yavaş ilerlediğinin en önemli etkeninin denge politikası olduğu iddia edilir. Devletin ömrünü uzatmak için 200 yılı aşkın süre bu politika uygulanmıştır. Denge Politikası günlük hayatta bir çok farklı anlamda kullanılsa da en yaygın anlamları ’“Düşmanımın düşmanı dostumdur’” ya da ’“Rakibim, çıkarlarıma hizmet ettiği sürece dostumdur’”. Şu bir gerçek ki Osmanlı Devleti, imparatorluğun şaşalı dönemlerinde uyguladığı yayılmacı ve taviz vermez politikasını dağılma sürecinde terk etmişti. Bir çok devletin liderini dahi kendi vezirine denk sayan Osmanlı, geçmişte kaile dahi almadığı bu devletlerden son günlerinde medet umar duruma gelmişti, diğer bir deyişle denge politikası uygulamıştır.
Herkesin bildiği bu olayı niye anlattım ki şimdi?
AK Parti’’de İzmir İl Başkanı Ömür Kabak’’ın parti içinde uyguladığı strateji, Osmanlı’’nın uyguladığı denge politikasını adeta solladı. Göreve geldiğinde ilk iş olarak kendinden önce görev yapan İl Başkanlarının ekiplerine operasyon yapan, görevlendirmelerle otorite politikası uygulayan Ömür Kabak, şimdilerde bu çizgisinden son derece uzak adımlar atıyor. Geçmişte AK Parti’’yi uzaktan takip edenler bile Ömür Kabak, Aydın Şengül ve Ali Aşlık arasında adı konmamış soğuk rüzgarları hissetmiştir. İşte o dönemlerde kendinden önce görev yapanların deneyimlerinden yararlanmayı, onlara da görevler vermeyi ödün vermek olarak gören Kabak, öncelikle Aydın Şengül’’e yakınlığıyla bilinen Nurettin Türkyılmaz ve Kemal Erim gibi isimleri yürütme kurulundan çıkararak ilk sinyalleri vermişti. Ardından o dönemde Aydın Şengül’’e yakın isimler olarak bilinen Kerim Çetin, Maksut Karaosman, Abdullah Mertoğlu, Halil Polat’’la yaşadığı sorunlar sık sık gündeme gelmişti. Ancak gelinen süreçte İl Başkanlığı koltuğundaki varlığı tehlikeye giren Ömür Kabak, adeta denge politikası uygulamaya başladı. Aydın Şengül ve Ali Aşlık’’ın ’“Teşkilatın ağabeyi’” özelliğini de göz önünde bulunduran Kabak, bu isimlerle tekrar uzlaşma sağladı.
Geçtiğimiz hafta tüm teşkilatın Ömür Kabak’’la ilgili süreci kesinliğe kavuşturacağını ümit ettiği MYK toplantısı yapıldığı gün Eski İl Başkanı ve şuan ki İl Başkan Yardımcısı Aydın Şengül Ankara’’ydı. Aydın Bey’’le o gün iki kez telefonla konuştum. Ankara’’ya gitmesinin özel bir nedeninin olmadığını ve Ankara ziyaretinden herhangi anlam çıkarılmaması gerektiğini dile getirdi. Ancak görüştüğüm partililer de benim gibi, Şengül’’ün Genel Merkezde Ömür Kabak’’ın görevine devam etmesi için görüşmelerde bulunmak için gittiğinde kararlıydı. Diğer yandan bu hafta sonu düzenlenen İl Başkanları toplantısı için Ankara’’ya giden Ömür Kabak’’ın, eski İl Başkanı Ali Aşlık’’la birlikte gittiğini öğrendim. Ömür Kabak bu hamleyle ’“Teşkilatın eski ağabeyleri de dahil tüm teşkilat beni destekliyor. Yönetim kurulundan yükselen şikayetler münferit davranışlardır’” mesajı vermeyi amaçlıyor. Aslında süreç bütün olarak incelendiğinde son derece yerinde bir siyasi manevra olduğunu söylemek mümkün. Ancak Türkiye’’nin en deneyimli siyasetçilerinden, Gençlik Kollarından Genel Başkanlığı kadar siyasetin her kademesinde görev yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’’ın bu tür stratejik hamlelerden etkileneceğine inanmıyorum.
Öte yandan Ali Aşlık ve Aydın Şengül’’ün penceresinden bakmaya çalışan partililer ’“Neden benim yol arkadaşlarımı tavsiye etmeye çalışan bir sürece destek vereyim’” sorusuna yanıt arıyor. Bu soruyu hafta boyunca bir çok kişi sordu ve ben de kanaatimi köşemde açıklamayı uygun gördüm Tamamen kişisel olarak bu soruya şu yanıtı veriyorum:
’“Eğer önümde 2011 genel seçimi varsa ve ben Milletvekilliğini hedefliyorsam aday listesine girebilmek için öncelikle mevcut İl Başkanının desteğini sağlamam gerekir’”
KIYIDA KÖŞE KALANLAR
*** İl Başkanları toplantısı ile ilgili Ankara’’ya giden Ömür Kabak’’ın yaşanan süreçle ilgili net bir haberle dönmesi bekleniyordu ancak yine hiçbir açıklama yapılmadı. Bunun üzerine konuyla ilgili yeni bir iddia düştü kulislere. İddiaya göre; AK Parti’’de milletvekili adaylığı süreci ocak ayında hareketlenecek. Milletvekili aday adayı olmak isteyenlerin teşkilattaki görevlerinden 2011 ocak ayı itibari ile istifa etmeleri gerekiyor. İl Başkanlığı’’ndaki kriz süreci de bu dönemde çözülecek. Yani Ömür Kabak ve yönetimiyle ilgili o tarihe kadar herhangi bir adım atılmayacağı ve gerekli revizyonların ocak ayındaki istifaların ardından yapılması bekleniyor.
*** AK Parti’’de İl Başkanlığı’’nda belirsizlik nedeniyle hat safhaya çıkan teşkilat içerisindeki huzursuzluk, ilçe danışma meclisi toplantılarına damga vurmuş durumda. Ömür Kabak’’ın da eskisi kadar titizlikle üzerinde durmadığı toplantılara katılım da çok düşük seviyelerde seyrediyor.
*** Güzelbahçe İlçe Başkanı Kerim Çetin’’in muhalif cepheden ayrıldığını ve parti içi muhalefetin güçlü bir ismi kaybettiğini yazmıştım. Kerim bey, muhalif cepheden ayrıldığını doğrulayarak eleştirilerinin hala arkasında olduğunu ancak muhalif grubun eleştirilerde aşırıya kaçtığını ve partilerine zarar verir duruma geldiğini söyledi.
*** AK Parti’’nin İzmir’’deki kaderini tayin edecek olan İl Başkanlığı süreciyle ilgili İzmir Milletvekillerinin şuana kadar konuya hiçbir şekilde müdahil olmamasıyla ilgili partililerden bir çok tepki maili aldım. Mailleri yayınlamam kişileri hedef göstermek olur ancak genel kanı seçimlerin yaklaşması nedeniyle Milletvekillerinin konuya müdahil olmadığı şeklinde.
*** Seçim İşlerinden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Ayşe Yüreklitürk’’ün, Genel Merkeze gitmesinin ardından Ömür Kabak’’la ilgili koordinatör milletvekillerinin teşkilatla görüşmesinin önümüzdeki günlerde otorite sorununa neden olacağını yazmıştım. Konu çözüme kavuşturulmadığı takdirde herkesin teşkilat içi sorunlarını genel merkeze giderek çözmeye çalışacağını belirtmiştim. Bunun ilk işaretini İzmir’’in metropol ilçelerinden birisi verdi. Yönetim kurulu üyeleri arasında hizipçilik yaratan bir üye dışlandı. Bunun üzerine önümüzdeki hafta şikayet etmek için genel merkeze gitmeye hazırlanıyor. Çark etme ihtimali olduğu için ismini şimdi yazmıyorum, çünkü uçak biletinin rezervasyonunu yaptırdı ama ödemeyi yapmadı henüz. Ödemeyi yaptığı gün ismini ve konunun içeriğini detaylı yazacağım.
*** İl Yönetimi ile ilgili sürecin kesinleşmemesi nedeniyle Yönetim Kurulu üyelerinin aidatları aksatması AK Parti’’yi yine mali krize sokmuş. İktidar Partisi İzmir teşkilatının mali bütçelerinin bu kadar etki ve tepkiye açık olması gerçekten düşündürücü.
*** Geçen yazımda bahsettiğim Güneydoğulu hemşerimle ilgili İzmir teşkilatında sürek avı başlamış. Yazımı eline alıp benim nereli olduğumu, personel arasında kimlerin Güneydoğulu olduğunu araştıran zeka küpü arkadaşıma amiyane bir ata sözüyle seslenmek istiyorum: ’“Tavuk, kaza bakarak yumurtlamaya çalışırsa k.çı yırtılır. Kimin nereli olduğunu bırak işine bak’”
NOT: Önceki yazılarımda da olduğu gibi bu yazımda da telefona sarılıp ’“Yalan Haber’” diyeceklere peşin bir hatırlatmam var. Ben haber değil köşe yazısı yazıyorum. Köşe yazısından ne anladığıma ise Değerli büyüğüm, Ütad Gazeteci İlhan Selçuk’’un bir yazısından alıntı yapmak istiyorum. ’“Köşe yazısı yergidir, denemedir, öykücüktür, oyundur, mizahtır, eleştiridir, bildiridir, mektuptur, yumruktur, okşayıştır, dertleşmedir, direniştir, söyleşidir, açıklamadır; günden güne değişir, renkten renge dönüşür’”