Adli Yıl

Adli tatil bitti ve adli yıl başladı.

Sessiz sedasız.

Ekonomik krizin, bitmek tükenmek bilmeyen dış sorunların ve sosyal çalkantıların gölgesinde…

2014 yılına kadar resmi 'törenle' başlayan Adli yıl, o tarihte yaşanan bir tartışmanın sonunda yasal değişiklik yapılarak 'tören' iken 'açılışa' dönüştürüldü.

Ve o tarihten buyana da Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda yapılmaya başlandı.

Yani icra organının bulunduğu yerde...

ABD'de her yıl Başkan açış konuşması yapar.

Bu konuşmanın yapılacağı yere ilgililerle birlikte Federal Mahkeme üyeleri de davetlidir.

Ancak:

Federal Mahkeme üyeleri Başkanın konuşmasını alkışlamazlar ve Başkan salona girip çıkarken Yüksek Mahkeme üyeleri ayağa kalkmazlar.

Sadece bir hatırlatmada bulunmak istedim.

Dünya'da:

Kültür Devleti yoktur.

Ekonomi Devleti yoktur.

Sağlık Devleti yoktur.

Ve fakat:

Bütün devletler en azından 'Hukuk Devleti' olduklarını ya iddia ederler veya olmak isterler.

Ve ne yazık ki; dünyada gerçek 'Hukuk Devleti' belki de iki elin parmakları kadar azdır.

Niçin 'Hukuk Devleti' olmak isterler?

Tabii acaba isterler mi? Bu soruya da olumlu cevap vermek mümkün değildir.

Ancak 'Hukuk Devleti' olmaları gerekir, şarttır ve elzemdir,

Çünkü 'Hukuk' hayatın ta kendisidir.

Çünkü 'Hukuk' yaşanabilir bir ülke için vazgeçilmez bir olgudur.

Yollar iyi olmazsa, limanlar yeterli olmazsa, havaalanları yetersizse ve hatta ekonomi kötü ise bunların hepsine bir çare bulunur veya zaman içinde halledilebilir.

Bunların yedeği vardır ve bir başkası çözebilir.

Amma:

'Hukuk' yoksa dörtbaşı mamur bir ülke dahi olsa yaşayanların hak ve özgürlükleri olmayacağı için hiç bir şey ifade etmez.

Çünkü 'Hukuk' hak ve özgürlüklerin teminatıdır.

Bunun içindir ki:

En önemli buluş 'Kuvvetler Ayrılığı' sistemidir.

Yasamanın, yürütmenin ve yargının birbirine karışmadığı bir sistemdir Kuvvetler Ayrılığı.

Kuvvetler Ayrılığı yoksa 'hukuk' yok demektir ve 'hukuk' yoksa yaşamak sadece nefes alıp vermekten ibaret kalır.

Yargı üç unsurdan oluşur:

Muhakeme, İddia ve Savunma.

İlk ikisi bütün rejimlerde vardır.

Hukuk Devleti'nde:

'Cumhuriyet Muddeimumisi' sadece 'isnat' etmez. O aynı zamanda 'kamu'nun da savunucusudur ve sanığın lehine olan delilleri de toplamak durumundadır.

'Savunma' ise yalnız Hukuk Devleti'nin hakim olduğu demokratik sistemlerde vardır.

O halde 'savunmasız' bir sistem 'Hukuk Devleti' içinde düşünülemez. Bir anlam ifade etmez.

Yakın tarihte cereyan etmiş 'Silivri Mahkemeleri' bunun en bariz örneğini teşkil eder.

Sonuç olarak:

Adli yılın 'adaletli' bir yıl olmasını diliyorum.

Çünkü:

1997 bütçesi TBMM'de görüşülürken Adalet Bakanlığı bütçesi üzerinde o zamanki partim adına konuşmayı ben yapmıştım ve demiştim ki:

'Hukuk herkese ve her zaman gereklidir…'

Bunu burada bir kez daha herkes için tekrarlıyorum…